BAĞIMSIZ GAZETECİLİK VE TACİZ OLAYI

Mustafa ARISÜT Gazeteciolarak en fazla yoğunlaştığımız konu haksızlıklar ve yolsuzluklar. Hani bazıgazeteciler yaptığı ek işe göre kendisine alan belirler, bazıları yolunubulduğu belediye veya kurum amirlerine yalakalık yaparak gazeteciliğinikonuşturur falan. Bizim yaptığımız ne bir ek iş var ne kimseye diyet borcumuzvar ne de ettiğimiz zararı çıkaracağımız yolunacak kaz müdür veya başkan var.Dolayısıyla bir çekincemiz olmadan rahatça haber yapıyoruz. İlçelerhariç! İlçelerle ilgili ciddi anlamda sıkıntı yaşıyoruz. Çünkü buralarda adil,objektif, doğru ve bağımsız gazeteci bulmak neredeyse imkansız. Varsa da onumaddi açıdan doyurmaya bizim gücümüz yetmiyor. Fotoğraf makinasını tutmasınıöğrenen, başta ilçe belediyeleri olmak üzere bir resmi kuruma kapak atıyor. Bunedenle kent merkezindeki yerel ve ulusal medya kuruluşları ya bu resmikurumlarda çalışanların yaptığı haberi kullanmak durumunda kalıyor yada builçelerdeki haberleri görmezlikten geliyor. Onlar dakendilerince haklı. Adam akıllı gazeteci isteniyorsa, adam akıllı da ücretödenmeli. Ama medyayla ilgili dünyanın bile çözemediği sorun burada da başgösteriyor; dalkavukluk yapmayan ve yandaş olmayan medya kuruluşu maddi sıkıntıyaşamaya mahkumdur. Buradan Akçakale’deki bir haberlik konuya geleceğim. İlçede,kızların yatılı eğitim gördüğü bir okulda taciz olaylarının yaşandığı iddiaedildi. Kaynak, ne okuldan ne eğitim camiasından ne de Akçakale’den birisi.Dolaylı yoldan olaylara tanık olan ve vicdanen rahat etmediği için olayı ve buişin vebalini bana ileten bir arkadaş. Sosyalmedyayı çok kullanmak değil de artık akıllıca ve özellikle gücünü daha aktifkullanma kakarı arefesinde öğrendim bu olayı. İlk adım olarak, “Akçakale'de,bir okul müdürü tacizleriyle kızların korkulu rüyası olmuş. Bilgisi olan varsapaylaşın (DM) biz de onun korkulu rüyası olalım.” şeklinde bir tweet attım. Bununçok sıkıntılı bir yöntem olduğunun farkındayım. Kimse duymadan haberi yapıpgeçmekten çok daha riskli bir durum… İlçedeki arkadaşlar sıkıntıya girmesinlerdiye aramam bu tür durumlarda. Bir kenarda durup başka bilgi ve belgeleringelmesini de bekleyemedim. Onun için sosyal medyayı kullandım. Okul ismiyok, müdür ismi yok. Telefon numaramı da vermedim. Özellikle “paylaşın”kısmının yanında parantez içerisinde DM yazdım. Yani Twitter ile Direkt Mesaj.Buna rağmen o saatten itibaren telefon susmadı. Ve gelen telefonların yüzde80’i okul müdürünün masum olduğunu anlatmaya çalışıyor. Onlar masum olduğunuanlattıkça ben de olayın iç yüzünü öğrenmiş oluyorum. Sosyal medyanın gücünüilk kullandığım olay bu değil aslında. Beni takipedenler bilir. AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Faruk Çelik, dönemin bakanıolarak Şanlıurfa’ya geldiğinde bir iş adamı ona deve kesmişti. Kendi kendime‘bu deve kesmenin perde arkasında çok önemli bir şey var ama ne’ diyerek içimiçimi yedi adeta. Bir twwetle paylaştım olayı. Tam olarak hatırlamıyorum ama“Bilin bakalım bu iş adamı bu deveyi bakana neden kesti” gibi bir şeyleryazmıştım. Ve aynen tahmin ettiğim gibi olayın perde arkasında detayları daanlatılarak, büyük bir rant olduğu iddia edilmişti. Gelişenteknoloji sayesinde her şeyin bir çaresi bulunuyor. İstediğiniz bilgiyi hiçtahmin etmediğiniz ve hatta erişemeyeceğiniz kaynaktan elde edebiliyorsunuz.İki şey karşısında teknoloji çaresiz kalıyor sadece. Kalleşlik ve cesaret... Teknolojisayesinde herkesin her şeyi bildiği anlaşılıyor ama cesaret olmayınca açığaçıkmıyor. Deve olayının perde arkasında neler olup bittiğini bu memlekettebirkaç kişi biliyordu ama Akçakale’deki olayı duymayan kalmamış meğerse. SadeceMHP ilçe başkanı bu işi takip ediyor ve birkaç satır isim vermeden sosyalmedyadan paylaşımı olmuş. Biz de olayınyeni takipçisiyiz, iki zıt iddia var. Emin ve adil şahitlik vasfımızı bozmadanbu haberin de üstesinden geliriz inşallah.