Ailede dede ve nine
Asrımızda baş döndürücü bir hızda birçokalanda değişim yaşanmaktadır. Daha önce hiç olmayan meslekler ortaya çıkmış,hayat tarzları değişmiş, insanların ilgi ve yönelişleri farklılaşmıştır. Toplumda,hatta ailede özgürlükler alanı genişlediği gibi, rahata düşkünlük ve konforhevesi artmıştır. Eskilerin hayal edemediği bir rahat yaşam ortaya çıkmıştır.
Bunlarla ilintili olarak ailelerde de büyükdeğişimler gerçekleşti. En büyük değişim ise aile yapısında olmuştur. Eskidenyeni evlenen çift uzun süre aile içinde kalır, yalnızca kendilerine bir odatahsis edilirdi. Günümüzde ise oğluna kız istemeye giden bir aile öncedençiftin kalacağı evi planlarlar. Düğünün ardından tamamen ayrı bir evde yaşamayabaşlarlar.
Değişim ve yenilik güzeldir ancak “değişim”adı altında, toplumun ve onun temel taşı olan ailenin kökleri durumundakieskiyi tamamen söküp atmak, kazanım getirmez, birçok değeri kaybettirir.
Aile ve toplum ağaca benzer. Kökleri kesilenbir ağaç budamakla filiz açmaz. Kökleri sağlam olmak şartıyla tüm dallarıbudansa da yeni filizler açacak, yeni dallar gökyüzüne yükselecek. Menengiçağacına fıstık aşısı yapılarak, kökleri aynı ama bambaşka bir ağaç olan fıstıkağacı elde edilmektedir.
Dede ve nine ailenin kökleridir. Yeni evliçiftler onlardan istifade etmelidir. Yeni anne ve baba olmuş olanlar henüzhayat tecrübelerine sahip değiller, çocuk yetiştirmede acemidirler. Bu itibarladede ve ninenin deneyimlerinden yararlanmak durumundadırlar. “Yok, zamandeğişti, bunlar ne fayda sağlar?” düşüncesi özellikle çocuklarınyetişmesinde büyük olumsuzluklar meydana getirir.Memuriyette, öğretmenlikte vehangi meslek olursa olsun her yeni acemidir, stajyerdir, en aza iki yıldeneyimli, kıdemli bir rehberin himayesinde staj görür ve zaman içindeolgunlaşır. Ana- baba olmak da bir staj gerektirir. İşte bunların kıdemlirehberleri de dede ve ninedir.
Dede ve ninenin dışlanmasıyla yürütülenevlilik, torunların şımartılmasına,dede ve ninelerine saygısız bir tarzdayetişmelerine ve hayatta başarısız olmalarına neden olabilir.Bu da Allahkatında kabul edilmez bir cürmün işlenmesine yol açar. Çünkü Kur’an’ın evladaverdiği:“Anne ve babandan biri ya da her ikisi senin yanında yaşlanırlarsa,onlara ‘öf’ bile deme!” emri, onlara “öf” dedirtmemeyi de kapsamaktadır.Çünkü bu emrin amacı ana-babayı incitici en ufak şeyden bile kaçınmaktır.Evladın kendisi yaşlı anne ve babasına “öf” demiyor ama kendi çocukları yani oyaşlıların torunları onları incitiyorsa sorumlusu evladın kendisidir.
Baba, iş hayatının yoğunluğu nedeniyleçocuklara yeterli zaman ayıramaz ve onların yetişmesiyle yakından ilgilenemez. İştenyorgun olarak döndüğü akşamları da sadece bir saatlik sevmeden başkaeğitimleriyle ilgili yapacağı bir şey yoktur. Ancak torunlarına düşkün olandede, torunlarıyla yakından ilgilenir, onların yetişmesinde önemli faydalarsağlar. Çünkü dede iş hayatını tamamlamış emekli olmuştur, yılların birikenhayat yükü omuzlarını bükmüş çeşitli rahatsızlıklara maruz kalmıştır. Onun tektesellisi, torunlarını sevmek onlarla gün geçirmektir. Dede, torunlarıylaçocuklaştıkça çocuklar da dedeleriyle olgunlaşırlar. Babalarındanalamayacakları hayat dersleri alırlar.Bu nedenle çocukluğu dedesinin yanındageçiren çocuklar diğerlerinden daha fazla kadru kıymet bilir, hayatlarınındiğer saflarında daha olgun bir tavır sergilerler.
Dede ve ninenin torun sevgisi anne üzerinde deetki yapar. Çünkü bir kimsenin sevdiğini sevmek o kimsenin sevgisini çeker.Anne çocuklarına şefkat duygusuyla çok düşkün olduğu için, onları sevenleri desever. Bunun sonucu olarak ailenin büyükleri olan dede ve nineye azami sevgi vesaygı gösterir.
“Beli bükülmüş ihtiyarlarınız olmasaydı,belalar üzerinize sel gibi dökülecekti!” (Acluni, Keşfu’l-Hafâ,2:163; Beyhaki, Sünen,3:345)Hadis-iŞerif’i Cenab-ı Hakk’ın ihtiyarların hatırını tuttuğu anlamına geldiği gibi,ihtiyarların hayat tecrübeleriyle belaların gelmesine engel olduklarını daifade eder. Hayat boyu karşılaşılabilecek birçok olumsuzluk vardır. Yeni ana-baba olmuş acemiler, yıllarca buolumsuzlukların üstesinden gelerek deneyim kazanmış olan bu yaşlıların bilgi veyönlendirmelerine muhtaçtırlar.