ÇALIŞAN VE "ÇALIŞMAYAN" KADIN
"İyi çocuk yetiştirmek ve annelik yapmak, iyi bir fabrika kurmaktan daha kıymetlidir.
Anneliği bu yüzden en önemli meslek olarak görmek gerekiyor. Ev hanımlığını küçültmek, psikolojik olarak yapılan bir savaş taktiğidir." Dr. Nevzat Tarhan
“Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, kadın istihdamını artırmak için örnek niteliğindeki "Kurumsal Çocuk Bakım Hizmetleri Yoluyla Kadın İstihdamının Desteklenmesi Projesi"nin hayata geçirileceğini belirtti.
Projeyle sigortalı çalışan annelere 24 ay boyunca mali yardım yapılacağını vurgulayan Selçuk, şu bilgileri verdi: "Projeden 0-60 aylık çocuklarını Bakanlığımız ya da Milli Eğitim Bakanlığına bağlı kreşe, anaokuluna veya gündüz bakımevine gönderen ve sigortalı işçi statüsünde çalışan anneler yararlanacak. Annelere her ay 650 lira civarında (100 avro) destek sağlanacak.
Bakan Selçuk, projenin Ankara, Antalya, Bursa, Elazığ, İstanbul, İzmir ve Malatya'da SGK tarafından uygulanacağını bildirerek, "Bir anne 24 ay boyunca destek alabilecek. Ayrıca mali desteğe başvuran ilk 13 bin anneye tek seferlik 650 lira (100 avro) kırtasiye desteği de sağlanacak." dedi.
Proje kapsamındaki yardımların toplamda 169 milyon lirayı (26 milyon avro) bulacağına dikkati çeken Selçuk, "Projenin amacı, kadınların kayıtlı istihdamını desteklemek ve aile-iş yaşamı dengesini güçlendirmek. Bakanlık olarak aile birliğini korumak ve güçlendirmek için bu tür projeleri yaygınlaştıracağız." diye konuştu. Kaynak: AA” www.trthaber.com
AB, İslam ülkelerinde ve özellikle Türkiye’de Aile Bakanlığı üzerinden küresel projelerini dayatırken, belki de işin içinde olduğu düşünülen bakanların bile konunun/genel anlamda gerçekleştirilmek istenenin ne olduğuyla ilgili yeterince uyanmamış olduğu ihtimalini dikkatlere sunmak isterim.
Çalışan annelere kreş yardımı gibi masum ve faydalı görünen ve bu hafta gündeme gelen haber ve açıklamalara cılız da olsa bazı itirazlar geldi. Yüzeysel bakıldığında; buna niye itiraz edilsin ki, diye haklı bir soru gelebilir. Proje ve fonlama Avrupa’ dan. Bu bir yardım ve karşı çıkmak gereksiz gibi görünebilir.
Kamuoyunda bazı itirazlar şu yöndeydi. Neden çalışan kadınlara? Çalışmayan kadınlara neden yardım edilmiyor? Anneler/annelik neden hep dışlanıyor? Anneler, çocuklarına bakan, onları bizzat yetiştiren, onlarla vakit geçiren, kısacası annelik yapan kadınlar “çalışan” değil mi, onlar ev işlerini, temizliğinden bulaşığından, yemeğine; geceden gündüzüne, mesai tanımadan çalışan kadınlara neden hiç değer verilmiyor? Neden kariyer, kadınlar için bu denli öncelikli hale getiriliyor?
Neden, yoksul ve çocuğuna süt alamayan annelere bir yardım düşünülmüyor?
Neden İslam Dünyasının kadınlarına çalışma ve kariyer teşvikinde bulunan AB; kendi ülkelerinde kadınlara çocuk doğurmaya teşvik ediyor.
Son istatistiklere göre genel işsizliğin ve özellikle de genç işsizliğinin bu derece arttığı bir dönemde, erkeklere bir yardımı neden düşünmüyoruz?
4 milyon 668 bin kişinin işsiz olduğu, atanamayan 400.000 öğretmenin olduğu, bedeninden geçinen 150.000 kadının olduğu, neredeyse mucize haline gelmiş tek maaşla evini geçindirmeye çalışan milyonlarca kadının var olduğu bilindiği halde, bunca mevsimlik işçi ailenin perişanlığı bilindiği halde neden çalışan ve muhtemelen çift maaşlı olan kadına, çocuğun sevgiye, anneye en çok ihtiyaç duyduğu dönemde ve neden kreş için yardım?
Elbette kadınların çalışmasına karşı çıkılamaz, elbette kadınlara yardım da yapılabilir ama sorun; bunun, kadınlarımızı Kapitalizmin kölesi yapmaya yönelik projeler kapsamında olmaması, önceliklerin ve hedeflerin toplum vicdanına uygun seçilmesidir. Aile yapımızı, çocuğu ve kadını korumaya yönelik olmasının göz ardı edilmemesidir.
Çocukların, özellikle yedi yaşına kadar olan süreçte, anne ve babalarıyla fazlaca zaman geçirmelerinin önemli bir pedagojik gerçek olduğu bilinmesine rağmen, neden kadınlar, ısrarla dışarıya/kariyere ve çocuklar da kreşe yönlendiriliyor?
Zaten her türlü teknoloji ve olumsuz örnekliklerin pençesinde ve risk altında bulunan çocukların, annesiyle zaman geçirmeye ve yetiştirilmeye ihtiyacı varken ve bunun teşvik edilmesinin zaruri olduğu bir zamanda, çocukların kreşe yönlendirilmesi, annelerin evden, çocukların anneden/aileden uzaklaştırılmasına yönelik teşviklerin anlamı nedir?
Modern/çekirdek aile örnek gösterilerek; hem kadının hem de erkeğin çalışmaya zorlandığı ve ataerkil aile ortamından mahrum edilen çocuklar, bu defa anneyi de kaybederek kreşe hapsoluyor?
Böylece büyük anne ve büyük babanın yerinin huzurevi, çocukların yerinin kreş, gençlerin yerinin 18 yaşından sonra ayrı ev ve annelerin yerinin de dışarı olduğu bir paradigma bize/değerlerimize ait olamaz, olmamalı.
Bu itirazlar elbette önemli. Ama dikkatli bakıldığında; bu tarz uygulamaların ve projelerin, başka büyük projelerin parçaları olduğunu anlarız. İşte esas itirazlarımızı ve uyarılarımızı bu nokta üzerinden yoğunlaştırmalıyız.
“İslam coğrafyasının toplumlarını işgal edenlerin, ilk önce kadına yöneldiklerini ve kadını, kendi fıtratından uzaklaştırmaya yönelik çabalarının boşuna olmadığını fark etmeliyiz. https://www.gazeteipekyol.com/ailede-babanin-rolu-makale,12874.html