BELTUR'UN İŞİ ÇALIŞANININ HAVAYA UÇAN ETEĞİ GİBİ
ŞanlıurfaBüyükşehir Belediyesi’ne bağlı Beltur, özel gibi hizmet veren tesisleribünyesinde bulunduran bir şirket.
Halfeti veBozova’daki bazı tesislerle kent merkezinde bulunan Cumhuriyet Tesisleri,Sakıbın Köşkü ve GAP Sukay Spor Tesisleri gibi işletmeler Beltur’a bağlı. Butesislerin içerisinde en iyi bildiğim Sakıbın Köşkü ve Sukay.
CumhuriyetTesisleri’ni geçen yıldan biliyorum, kötü. Bu yıl nasıldır görmedim sadeceşikayetleri duyuyorum. Bazen okurlar bu şikayetleri dile getirmemizi istiyor.
SakıbınKöşkü gerek mekan gerekse de işletmecilik olarak mükemmel. Gitmeyen herkesetavsiye ederim. Tarihi Nahit Taşı’ndan yapma evi, ucu görülmeyen upuzunağaçları, süs havuzu, içerisinde dolaşan ördekleri ve birbirinden çalışkangarsonları var.
Ama Sukay’ıkesinlikle tavsiye etmem. Hele hele reklamlarına aldanıp misafirlerinizi falangötürmeye sakın kalkışmayın, vallahi rezil olursunuz.
Bayramdamüşteri yoğunluğu vardı, bu yoğunluk nedeniyle bazı aksaklıklar anlaşılabilir.Ancak işletme mantığından kaynaklanan bazı saçma durumlar var ki anlaşılabilirdeğil. Örneğin, misafirlerinizle geldiniz, dolaşıyorsunuz çimlerin üzerindehasır koltuklarda boş yer bulmaya çalışıyorsunuz. Çünkü yer gösteren garsonyok. Çoluk-çocuk, misafiriniz boş yer bulup oturdunuz. Yer bulmanın sevinciylegerildiğiniz koltuklarda gelen garsona sipariş veriyorsunuz. Siz “çay falanfilan” sayarken garson, “nargile alacak mısınız, nargile alacak mısınız” diyesorup duruyor. Siz de “hayır” deyince “burası nargile bölümü burada oturmanızyasak” yanıtını alıyorsunuz. Siz ilk etapta çok ciddi olmadıklarınıdüşünüyorsunuz, neticede siz de müşterisiniz. Ama durum hiç de öyle ciddiyealınmayacak gibi değil. Garsonlar büyük bir azimle yanınızda misafirlerinizolduğu ve onların yanında nasıl bir duruma düşeceğinizi bildikleri haldekaldırıyorlar. Siz de misafirlerinizle buradan tekrar kent merkezine dönmekzorunda kalıyorsunuz.
Ben başımageleceği önceden tahmin ettiğim için “burası nargile bölümü” der demez “tamamzaten ben de nargile içecektim” dedim. “Neli alırsınız” sorusu karşısında daafalladım, bilmiyordum ki tatlarını. Belki sırf oraya oturmak için kandırmış olabilirsinizdiye su bile vermeden nargile dayıyorlar çünkü.
Geceboyunca aynı masa ve koltuklardan en az 5 aile geri gönderildi bu şekilde.Personelin ısrarlarına rağmen gelen talimat böyle olduğu için onlar da hiççekinmeden müşterileri kaldırıyor buradan. Personelin ısrarları diyorum çünkütanık oldum.
Gazeteciolmanın refleksiyle gittiğimiz ortamlarda tadını çıkarmak yerine ne olupbittiğini gözlemlemekten kendimizi alamıyoruz. Çok rüzgar vardı. Boydan beyazelbiseli 25-30’lu yaşlarda bir kadın geldi nargile bölümüne. Dizine kadar olangeniş eteği rüzgardan uçmasın diye fazlalığını avucunun içinde topaç etmişpersonelle böyle konuşuyor. Gören garson yanına geldi, maruz kaldıklarısıkıntıyı anlatmak için. Belli ki yetkili birisiydi. Kadın bir taraftan eteğihavaya uçmasın diye zapt etmeye çalışıyor bir taraftan saç tellerinin her biribir tarafa uçuyor. Bu kadar dikkat etmemin sebebi, geri dönen müşteriler içinyumuşak bir talimat verecek mi diyeydi.
Garsonlartam olarak ne anlattı bilmiyorum ama kadın, “Bizzat belediye başkanımız Nihatbeyin ve genel müdürümüzün talimatı var, kesinlikle olmaz” dedi ve ayrıldı.Giderken eteğinin bir arkasından, bir önünden tutuyor havalanmasın diye.
Yazıklarolsun dedim kendi kendime 3 kuruş para mı kazanmak önemli insanların buradan veUrfa’dan memnun ayrılması mı?
Aslındabelediyenin, Beltur’un, Sukay’ın birçok işi kadının eteği gibi uçtu uçacak. Biruçarsa işte o zaman her şey ayan beyan ortada olacak ama hiç birimiz iyiniyetli olmadıkları için değil, sadece acemilik ve tecrübesizliklerinebağlıyoruz bu durumu.
Tek sıkıntınargile bölümündeki rezalet değildi tabi. Sipariş veriyorsunuz, garson aklındatutmaya çalışıyor ve defalarca size tekrarlatıyor. Siparişin bir kısmı geliyorbir kısmı defalarca hatırlattıktan ve garsonun peşine düştükten sonra geliyor.Çay pikniğe gidiyormuşsunuz gibi küçük termosta geliyor. Semaver denilen şeyicat edilmemiş herhal onlar için. Zaten bardağa dolar dolmaz çay değil deimamın abdest suyu geldiğini fark ediyorsunuz. Soda istiyorsunuz kalmadığı içingidip araçla Cumhuriyet Sosyal Tesisleri’nden istiyorlar. Meyve suyuistiyorsunuz, hangi çeşit akıllarında kalmadığı için çocukları çağırıyorlarbuzdolabının yanına. Hesap istiyorsunuz unuttukları için siz ne derseniz onuhesaplıyorlar. Deniz bisikleti sırasına giriyorsunuz, fiş bitti bir saat sonragelin diyorlar. Müzik dinliyorsunuz ama sesi 3. sınıf halk plajlarındaki gibiçıkıyor. Üstelik topu topu bulunan 7-8 şarkı sürekli çalıp duruyor. Daha nelerneler. Dehşet bir durum. Siz de gidin bir gazeteci gibi gözlemleyin, belkibayram kadar yoğunluk yok ama kurulu bir sistem de yok. Bunu göreceksiniz.
Özelişletmelere yönelik, yabancılara mahcup olmama ve insanların sağlığıylaoynanması adına bazen eleştirilerde bulunuyoruz. Ama burası bizim vergilerimizletoplanan, daha büyükşehir kurulmadan önce 13-14 milyon para çarçur edilerek yapılanbir mekan. “Su” orada ama “kay” fena kaymış, ortada kaykay maykay yok. Yani hemyapılan masrafla kazık yedik hem de doğru-dürüst işletilemediği için.
Her şeyeteğin bir havalanmasına bakıyor ama!