MUHAMMED GÜZEL HOCAYI ANARKEN
(Vefatının onuncu yılında, onu rahmetle anıyoruz)
Vuslat yaylasında boy veren sevda çiçeklerine su verenlerin yanı sıra, suyunu kesenlerde hep var olagelmiştir!. Bu sevdaya gönül veren dava adamlarının suçları ise; başkasının günahına ağlamak olmuştur!.. Kar ve tipiye inat, yeri yırtarak boy veren kardelenlerin muştuladığı; hep bahar olmuştur!..Bahar özlemiyle yanıp tutuşan hak aşıkları,aynı aşkı, aynı sevdayıbaşkaaşıklara aktarmak için mücadele ederlerken bazen de canlarından oluverirler!.Malum ki, hak yolda yürümek, dikenlere basmak kadar bazen meşakkatlidir.
Bu zorluklara göğüs gererek yürümek isteyenlerin bilmesi gereken gerçeğin;en uzun yolun atılan ilk adımla kısaldığıdır!... Bu sevdaya, bu davaya, bu hak yola baş koyanlardan biriside, on yıl önce aramızdan ayrılıp, ahirete irtihal eden sevgili kardeşimiz; dava, amaç, aşk ve hareket, sevda ve hizmet sevdalısı, Muhammed Güzel’dir. Ona tüm içtenliğimle, bütün dava arkadaşları adına rahmetleyâd eder ve mağfiret diliyorum.
Muhammed Güzel; 1976, Şubat’ın 26’sında, Şanlıurfa’nın Siverek ilçesine bağlı aşağı harapzerik köyünde dünyaya gelir. Altı çocuklu bir ailenin en küçük çocuğu olan Muhammed Güzel’in; hemen hemen bütün yaşantısı şehirde geçer. Güzel ailesi, 1977 yılında köyden göç edip, Şanlıurfa’ya yerleşir. İlkokul tahsilini, Şair Abdi ilkokulundayapan Muhammed Güzel; 11 yaşındayken babasını kaybeder ve yetim kalır!... Orta ve Lise tahsilini, Şanlıurfa İmam Hatip Lisesinde tamamladıktan sonra, ilk İmamlık görevine, Turluk köyünde fahri İmam olarak başlar.
Sürekli İslam davası aşkıyla yanıp tutuşan Muhammed Güzel; edebiyle, dürüstlüğüyle, atılgan ve zeki oluşuyla çevrenin sevgi ve dikkatini üzerine çeker. Bu arada, 1996 senesinde evlenir ve aynı yıl içerisinde vatani görevini yapmak üzere askere gider. Askerlik dönüşünden sonra, Mardin’in bir köyünde bir yıl imamlık yaptıktan sonra Şanlıurfa’ya döner. 2002, 2004 yılları arasında Merkeze bağlı Tuzluca köyünde imamlık görevine başlayan Muhammed Güzel’in; aslında çok acıklı ve bir hayat serüveni vardır.
2004’ten sonra imamlık görevini bırakan Muhammed Güzel; esnaflıkyapmaya başlar. Esnaflık yaptığı süre içerisinde; İslami çalışmalarına ara vermeden devam eden Muhammed Güzel; dürüstlük ve samimiyetiyle, çevresinde örneklik teşkil eden bir insan haline gelir!... Onunla yakından arkadaşlık yapanlar bilirler ki; onun inancından ve davasından başka bir derdi ve çabası yoktu. Haliyle onu sevenlerinin yanı sıra, çekemeyenlerin varlığı da bir gerçekti. Sırdaş, dertdaş ve gönüldeş bir Müslüman idi Muhammed Güzel. Güler yüzlülüğüyle, hareketliliğiyle, yetenekleriyle, dürüstlüğüyle, mücadelesiyle, kardeşler arasında; yaşı küçük olmasına rağmen, ama o daima büyük düşünen, ideal ve istikamet sahibi bir Müslüman olmanın gayreti içerisindeydi!..
Çünkü o; sürekli Müslüman kardeşlerine şunları söylerdi: “eğer bir gün bana bir şey olurda bu fani dünyadan göçersem; Müslüman kardeşlerimin çocuklarıma, benden daha iyi bakacaklarına inanıyorum. Zira o; İslam kardeşliğine, gönülden inanmış ve bununiçin her şeyini, hayatını Vakıf etmişti adeta!... Zamanının çoğunu Müslüman kardeşlerine ayıran Muhammed Güzel; çağdaş bir Ebu Derda idi!... Onun halet-i ruhiyesi şairin şu mısralarında gizliydi adeta: “Güldüğüme bakıp ta sanma beni bahtiyar, atığım her kahkahanın altında binlerce hıçkırık yatar!... Evet, o birdert babasıydı! Bazen itilip, zulme uğrayıp horlandıysa da; o, asla pes etmedi ve hiçbir zaman da pes etmeyi düşünmedi. Birçok kere, değer verdiği bazı insanlardan(!), maddi ve manevi zarar gördüyse de, onları hesap gününe havale etti. O, hiç bir zaman yakınmaz, dert yanmazdı, sanki kendisinezararverenlerle öbür tarafta hesaplaşmak için hepsini sineye gömer ve sabr ederdi… Vefat etmeden iki ay önce esnaflık işini terk eden Muhammed Güzel; gündelik işlerle hayatını idame etmeye başladı. O; beş fidan babasıydı, fidanlarınıyeni yeni yetiştirip su verdiği sıralarda; kaderdenilen ilahi yazgı,sakiliğine son verip, onu öteler ötesine taşıdı!... O, dıştan hep sevecen ve neşeliydi,lakin gerçekten o hep dertliydi, dertleriyle iç içe yaşayan bir sabır timsaliydi!...Hani derler ya insanın dili tutulurmuş, işte bazen de gerçekleri yazmak için kalemin dili de tutuluyormuşmeğer!... Sorumluluk bilinciyle, vefa duygusunu hiçbir zaman kaybetmedi.
Tabir caizse o; dışarıdaki soğuktan etkilendiğini göstermemek için, yüreğinin ateşiyle ısınanlardan biriydi. Evet, dostlar gönül ister ki birbirimizi hayattayken daha çok sevmeli ve anlamaya çalışmalıyız!... Öldükten sonra yâd edip anmalarımız sadece birer vefa borcudur. Merhum kardeşimiz Muhammed Güzel; inancıve davası için yaşamaya gayret ederken, kardeşlik köprüsünü yıkmaya çalışan sapkınlara da asla prim vermedi! Erdemli ve olgun davranışlarıyla, ayaklarının üzerinde durama ve yaşama mücadelesi vermekten vaz geçmedi. Vefatını haberini duyduğumda,gayri ihtiyari olarak, âcizane şu mısralar dökülüvermişti dudaklarımdan:
Bir bahardın göçüp gittin, yeni fidanlar dikmiştin,
Ani geldi ecel vaktin, geldim gitmişsin kardeşim!..
Tebessümün dost toplardı, samimiyetin gül kokardı,
Sende kış yok hep bahardı, kışı kovardın kardeşim!..
Evet, değerli gönül dostları, Muhammed Güzel Hocayı böyle tanıdık, böyle bildik ve onun için böyle şahitlik ederiz. Yeryüzünde hakkın şahitleri olarak Mü’minlerin; birbirlerine karşı olan kardeşlik görevlerini ihmal etmemelerini, hayattayken birbirlerine değer vermelerini ve mücadele de birbirlerini yalnız bırakmamaları lazımdır!İşte Muhammed Güzel, bu evsafta garip Muhacir bir Müslümandı!... Hayattayken sürekli şu mısraları terennüm ederdi: “-Ben ki mecnun, ben ki Ferhat, ben ki kerem olmuşum. Hasretlerden özlemlerden ki, ben verem olmuşum!
Istırapla, çilelerle, acılarla dolmuşum.
Hep sevmişim sonunda hep vefasızlık bulmuşum!...
Düşündükçe, gözlerimden hayallerim silinir,
Uzaklardan bakar isem, ne haldeyim bilinir!...
Dokunursam ağlayamam ah yüreğim delinir!...
Çektiğimi bilirseniz o an halim bilinir, yüreğimin toprağına bir gül gibi!...“
İşte o böyle biriydi, dertlerle yaşadı, dertlerle büyüdü, dertlerle dolu bir hayatyaşadığı bir esnada, göç etti dünyadan. Allah gani gani Rahmet eylesin. Birlikteliğimizi öbür âlemdede devam ettirsin inşallah. Fırsatımız el verdiği müddetçe,Muhammed Güzel kardeşimizi daima İslami ölçüler dahilinde; hep yad etmeye devam edeceğiz!... Ruhu şad mekanı Cennet olsun.
Evet, o vefat etti ama geride, bir kaç hatıra da bırakıp öyle ayrıldı aramızdan: Beş fidan güzeli çocuk, biri erkek olmak üzere, dördü kız ve aile çalışma notlarından derlenmiş bir kitap!.. (Kitabın ismi cennetten gelen koku, Aile) Unutmayalım ki, birbirimizi sevip kolladığımız müddetçe hep ayakta ve zinde oluruz. İşte merhum Muhammed Güzel’in hocanın, kısacahayathikayesi böyleydi!... Vefat sebebi: “Bir misafirlik dönüşünde, yemekten zehirlenme şüphesiyle!, kaldırıldığı Hastane’de04/08/2008 de, (yani on yıl önce) hakkın Rahmetine kavuştu. Mekânı cennet olsun. Bu vesileyle: Onu,kederli Ailesi ve tüm dava arkadaşları adına bir kez daha Rahmetle yad ederken, hayatta kalan bizlerin ise; hayattaki Muhammed GÜZEL-LERİMİZEsahip çıkıp sevmelerini temenni ve istirham ediyorum!... Gül dalındayken “Güzel” dir. değil mi?!... Vesselam!.. 06 Ağustos 2018.