ÖĞRETMENLER MUTLU MU?

Eğitim, bir toplumun olmazsa olmazıdır. İnsanı,sosyalleştiren, kendisini tanıma fırsatı sunan en önemli süreç eğitimdir.Toplumları ilerleten de eğitimdir. Eğitimli ve donanımlı toplumlar, tarihtederin izler bırakmışlardır. Öğretmenler günü olarak seçilen 24 Kasım’ın; Arapça, Farsça,Kürtçe, Zazaca, Türkçe ve Osmanlıcayı yazıp okuyabildiğimiz harflerimizinkaldırılarak, yerine toplumun yabancı olduğu harflerinin getirilmesinin tariholmasına değinip konuyu uzatmadan, eğitimin öteden beri bilinen temelayaklarından bahsetmek istiyorum. Bunlar, okul/öğretmen, öğrenci ve aile olaraksıralanmakta. Şunu unutmamakta yarar var ki, zihni özgür olmayan toplum,başkalarınca eğitilir. Zihinleri şekillendiren eğitimin, özgür olmayışı, özgürbireyler ve dolayısıyla özgür tolum yetiştiremez. Eğitim sistemi, müfredat, sınavlar, öğrencilerin mutsuzluğu,uzun hareketsizlik içeren öğrenci yaşam tarzının sağlıksızlığı, eğitimde fırsateşitsizliği ve daha bir yığın soruna bugün için değinmeyelim. Nede olsaöğretmenler günü. Öğretmenler mutlu mu? Madem öğretmenler günü, mülki erkan öğretmenlere mesajgönderiyor, firmalar indirimler yapıyor filan, öyle ise mutlu olmalılar. Amaöyle mi? Zor ve kutsal bir meslek olan öğretmenlik toplumda halaönemli bir yerde mi, Toplumun öğretmene bakışı eskiye oranla nasıl, öğretmenatama sistemi sağlıklı biryapıya kavuştu mu? Atanamayan öğretmenlerin sorunları, özel okullardatüccarlaşan ve köleleşen öğretmenler, kaybolan, erozyona uğrayanöğretmen-öğrenci, öğretmen veli/öğretmen-toplum ilişkisi, kararnamelerle veyargı süreçlerinde haksız ithamlara maruz kalanlar, haksız ihbarlarla yaşananmağduriyetle vs. Mutlu olmayan öğretmen, mutlu olmayan öğrenci, sağlıksız vesık sık değişen eğitim sistemiyle nasıl sağlıklı bir toplum oluşturulabilir ki? Öğretmene bir sormak gerekmez mi? Ne istiyorsunuz, diye? Türk Eğitim-Sen’in 25 bin 732 öğretmenin katılımıylayaptığı, 24 Kasım Öğretmenler Günü anketinin sonuçlarına bir göz atalım: Eğitim emekçilerinin mesleki ve ekonomik sorunlarını tespitetmek için yapılan ankete göre öğretmenlerin yüzde 99’u eğitim sisteminiistikrarlı bulmadığı anlaşılıyor. Öğretmenlerin yüzde 87.8’i yeni müfredatı bilimsel, çağdaşbulmamakta, yüzde 95.7’si ise Yeni Lise Geçiş Sisteminin problemleri ortadankaldıracağını düşünmemekte. Yine ankete katılan öğretmenlerin yüzde97.4’üöğretmen atamalarında mülakat yöntemini yanlış bulduğunu belirtirkenyüzde 93’ü de mülakatı adil ve objektif bulmadığını belirtmekte. Mesleği bırakmak isteyenlerin oranı: Bir ankete göre, ankete katılanların yüzde 60.7’si mesleğinibırakmayı düşündüğünü ifade ederken mesleğini bırakmayı düşünenlerin yüzde40.7’si bunun nedenininöğretmenlerin itibar kaybetmesi, yüzde 20.1’i torpil,yandaş kayırma gibi uygulamalar olduğunu belirtmekte. Ankete katılan öğretmenlerin yüzde 99’u eğitim sisteminiistikrarlı bulmadığını ifade etmiş. Eğitimde en büyük sorun: En büyük sorunu ise öğretmenlerin yüzde 57.9’una göre eğitimsisteminin sürekli değişmesi. Yüzde 11.2 ise eğitimin en büyük sorununuokullarda ehliyetli, liyakatli yöneticilerin görev yapmaması olarak ifadeetmiş. Değer ve itibar: Öğretmenlere sorulan “MEB’in öğretmenlere verdiği değerinasıl ifade edersiniz?” sorusuna katılımcıların yüzde 74.6’sı “MEB öğretmenehiç değer vermiyor” derken, “Çok değer veriyor” oranı yüzde 0.5’te kaldı. Ankete katılan öğretmenlerin yüzde 94’ü öğretmenlereperformans değerlendirme sistemi getirilmesine karşı çıkarken, performanssistemini doğru bulanların oranı yüzde 6 oldu. Performans sistemini desteklemeyenlerinyüzde 22.8’i “Öğretmenlerin toplumdaki itibarı azalacak”, yüzde 19.3’ü de“Öğretmenleri değerlendirecek niteliğe sahip kişiler yok” demiş. Mülki amirlerin incitici söz ve demeçleri: Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın “Sözleşmeli öğretmen yaeşini ya işini tercih edecek” sözleri hakkında ankete katılan öğretmenlerinyüzde 82.9’u bu sözlerin öğretmenleri incittiğini belirtirken, yüzde 13.3’ü“Art niyetli söylediğini düşünmüyorum, gaf yapmıştır” dedi. Yüzde 3.8’i ise“Doğru bir ifadedir” yanıtını vermiş. Maddi çöküntü: Ankete katılan öğretmenlerin yüzde 75’inin en az bir krediborcu var. Kredi borcu olan öğretmenlerin ise % 30’unun borcu 50 bin TL’ninüzerinde. Ankete katılan öğretmenlerin yüzde 92’si kredi kartı kullanırken,sadece yüzde 8’i kredi kartı kullanmıyor. Öğretmenlerin 17.7’sinin ise kredikartı ya da kredi borcu gibi nedenlerden dolayı sicilinin bozulduğu ifadeedilmiş. Öğretmenlerin yüzde 80’i toplu sözleşme görüşmelerindekimaaş artış oranlarını “çok kötü” olarak değerlendirirken, “iyi ve “çok iyi”olarak değerlendirenlerinoranı ise sadece yüzde 1.4’te kalmış. İşte böyle ve daha sayamayacağımız bir yığın gerçeği yoksayarak öğretmenin öğretmenler gününü kutlamak ne derece anlamlı ve gerçekçi? Elbette tüm bu olumsuzluklara rağmen olumlu şeyler deolmuyor mu? Oluyor elbet. Ders sürelerinin kısaltılabileceği ve çeşitlisüreçlerde toplumun da işe katılması, görüş alınması gibi.