HAVL VE KUVVET
Eski Urfa evlerinibilirsiniz: Dar bir sokakta küçük bir kapıdan girdiğinizde, ağaçlı geniş biravlusu, çok sayıda ve genişçe odaları bulunan bir bina ile karşılaşırsınız.Hatta samanlık, ahır gibi bölümleri de bulunur. Su ihtiyacı için bahçedemutfağa yakın yerde kuyu da ihmal edilmemiş. Sokaktan kapısına bakıldığında,evin iç aksamının böylesine ihtişamlı ve geniş olduğunu anlamak zor görünür.
Küçük görünen amamahiyeti itibariyle büyük olan unsurların örnekleri çoktur.
İşte İslam’ın kutsikavramları buna benzer. Veciz ve kısa bir cümlenin içinde bir kitap kadar anlambulunuyor. Tekvin sıfatıyla kocaman bir incir ağacını küçücük birçekirdekte saklayan Allah, Kelam sıfatıyla da veciz Kutsisözlerine büyük manaları yüklemiştir.
İslam’ın samp-img width='1.33'
height='1' layout='responsive'esel veözlü kutsi cümlelerinden biri “Lâ havle ve lâ kuvvete illa billâh” cümlesidir.Müslümanlar bu kutsi sözü, her fırsatta ibadet ve zikir amacıyla çokça tekrarederler. Hatta bir sıkıntı ya da öfke anında rahatlamak, günah işlemektensakınmak ve Allah’a bağlılıklarını bildirmek amacıyla bu cümleyi tekrarederler. Bazen de “Lâ havle” şeklinde kısaca geçiştirirler.
Çoğu müslümanınanlamını bilmediği ya da bildiği halde anlamını düşünmeden tekrarladığı bucümle aslında İslam’ın temel inancını özetlemektedir.
Havl kelimesi, birşeyin değişime uğraması, evirip çevrilmesi anlamındadır. Havl’ın gerçekleşmesiancak güç, kuvvetle olur. Buna göre “Lâ havle ve lâ kuvvete illa billâh”cümlesinin anlamı kısaca “Her şeyi değiştiren, evirip çeviren ve her şeyegücü yeten ancak Allah’tır. Allah’tan başka kuvvet sahibi olan ve değişimiuygulayan hiç kimse yoktur.” şeklindedir. Her şeyi yoktan var eden Allaholduğuna göre, var ettiği eserleri değiştiren, evirip çeviren, yöneten ve güçveren de yine Allah’ın kendisidir.
Kâinatta her şeysürekli değişim halindedir. Hiçbir şey bir kararda durmuyor, değişiyor. Demekki süregelen bir “değişim kanunu” uygulanmaktadır. Bu kanunu koyan veuygulayan hiç şüphesiz kendisinde değişim olmayan Allahu Teâlâ’dır.Değiştirmeyi sağlamak da ancak kuvvetle olur. Kuvvetin asıl kaynağı ve sahibide yine Yüce Allah’tır.
Her güçlünün gücüAllah tarafından verilmiştir ve bir gün kendisinden alınacaktır. Eşyada dahiçbir güç yoktur. Gücü verenin izni dışında hiçbir güç etki etmez. Bu nedenleİslam inancına göre, totem, tabu gibi eşyada güç olduğuna dair vehim kabuledilemez bir yanlıştır. Bir kısım mahlûkatta uğursuzluk bulunduğu inancı da buaçıdan yanlıştır. Çünkü uğursuzluk, “olumsuzluğa yol açan bir güç”olduğu kuruntusundan kaynaklanır. Peygamberimiz (ASV) bu inancı tümüylereddetmiştir.
Yine bir kısım taş,ağaç, göz boncuğu gibi cisimlerde veya bazı kullarda ya da kabirlerinde olumluveya olumsuz bir güç bulunduğuna inanmak da “Lâ havle ve lâ kuvvete illabillâh” kutsi cümlesine aykırıdır. Her gün bu cümleyi tekrar edenlerin bukutsî söze aykırı inanç taşımaları büyük bir cehalettir. Kur’an-ı Kerim, eşyadakuvvet vehmeden insanları şöyle uyarmaktadır:
“Allah’ı bırakıp, sanafayda da zarar da veremeyecek olan şeylere yalvarma! Eğer böyle yaparsankesinlikle zalimlerden olursun!” (Yunus,106)
Hiçbir fayda ve zararverememesi, havl ve kuvvetinin bulunmadığı demektir. Havl ve kuvvet ise Allah’aaittir. Ancak zarar ve fayda veren, kullarına merhamet eden ve her türlüfaydayı bahşeden, ahrette de azap edecek olan yalnız Allah’tır.
Her fırsatta bu kutsicümleyi tekrar edenler, eşyada veya Allah’ın dışındaki yaratılmış varlıklardakuvvet bulunmadığını söylemiş olurlar. Buna rağmen Allah’tan başkasında güçbulunduğunu zannetmek yahut onlardan yardım beklemek İslam inancıylabağdaşmayan vahim bir çelişkidir.