ÜLKEMİZDE GİZLİ KAST SİSTEMİ

Kıymetli dostlar hepinizi canı gönülden muhabbetle selamlamak istiyorum. Bu hafta sizlerle önemli bir konuyu daha masaya yatırıp detaylıca üstünde duracağız. Açıkçası bu husus yer alan tüm problemlerin ana kartıdır. 

Bizler farkında olmadan ülkemizde yeni bir sistem var olmuş vaziyettedir. Sadece hayatın ve geçimin derdine düştüğümüz için bu hususun netliğini ve anlaşılırlığını kavramamış durumdayız. 

Ülkemizde zenginler her geçen gün daha çok zengin olurken fakirler daha çok fakirleşmekte yüz sürmüş vaziyettedir. Orta denen sınıf ortadan kaldırılmış durumdadır. 

Zengin dediğimiz üst sınıf her türlü işini her şekilde kanun ve kanun dışı mantıkla yerine getirmekte olurken fakir dediğimiz alt sınıf ise bir hastanede bile tanıdığı ve gücü olmadığı için bazen kendi için kanunlar tarafından verilen haktan mahrum kalabilmektedir. 

Bürokrasi, magazin, şöhretin yer aldığı tabirle üst sınıf ki bana göre en alt sınıf bunlardır velhasıl refah ve ülkenin zenginliklerine ve pastanın en büyük payına çökerek milletin hak ve refahını kast etmektedir.

 Derdimiz zengin olanla veyahut zenginliğe karşı durmak değildir. Tabii ki her insan emekle, çabayla ve alın teriyle istediği kadar para kazanma hakkına sahiptir. Ancak bizim ve dünyanın birçok ülkesinde maalesef ki zenginin malında nedense hep bir uçuk artış meydana gelmektedir. Ben bunu da şu şekilde yorumlarım, zengin fakirden çaldığı kadar zengindir. Diyeceksiniz ki fakirin nesi var ki! Evet, bir şeyi yoktur ama bedeni, emeği, zamanı vardır. 

En basit örnekle fakir fabrikada çalışırken birini zengin etmek için sabahtan akşama kadar bir günlük yaptığı işle kendinin bir aylık parasını çıkartırken yirmi dokuz gün boyunca ücretsiz bir şekilde birine çalışarak o kişiyi zengin etmekte devam eder. Bu sistem kast sistemi değil de nedir? 

Fakirin aldığı maaş, kira ve mutfağına yetmezken gece gündüz çalışarak başkalarını zengin eder. Yakın zaman önce açıklanan asgari ücretin miktarı bile sistemin bir kast sistemi olduğunu göstermektedir. 

Devletten vergi kaçırmaya kadar yeltenip ki kaçıran yeni zenginlerin meydana gelmesini doğurmaktadır. Bu kaçırılan vergiler diğer tüm vatandaşların başta fakirin faturalarına, her şeyine sizce yansımamakta mıdır? 

Durum böyleyken en çok dikkat edilmesi gereken hususun asgari ücretin enflasyona göre verilmesi gerekirken enflasyonun altında bir rakam belirtip verilen asgarinin fakirin neyine yeteceğini düşünülmemesi de kastın bir kuralı değil midir? 

İşçilerin hemen hemen yarısı kast sisteminde kendine üstlerde bir koltuk yapmışların yani iş verenlerin belirlenen yeni asgari ücreti bile çok görüp alt sınıfı işten çıkarmaları sizce fakirinin kast sınıfından atılmasını bile göstermemekte midir?

Bunun önüne geçilmelidir. İşten çıkarma girişimde bulunan fabrika ve iş verenlerin ruhsatlarını gerekirse el konulup maddi müeyyideler verilmelidir. 

Zaten yükselen asgari ücretle enflasyon rakamları arasında uçurumlar var. Ve zamlanan asgari ücretin ertesi sabahı tüm eşyalara da zamlanacaktır. Kalkıp işten çıkarmaların olması bir sınıfın yok olmasının istendiğini gösterir. 

Sistem ne yapıyor biliyor musunuz? 

Fakir sınıfı yok etmiyor, ancak ayağı kalkmasına da fırsat vermiyor. Neden mi böyle yapıyor? 

Çünkü yok ederlerse kendi zenginlik ve saltanatlarına pranga vurulacak ve istedikleri ücret ve istedikleri kişileri her zaman çalıştırmak için bulamayacaklardır. Ülkemiz, tarım, turizm, maden ve diğer birçok alanda dünyanın belki de en zengin ülkelerinin başında yer almaktayken halkının zengin ve fakir arasında var olan bu sınıfsal uçurumun olması sizlerce mantıklı mıdır? 

Evet, değildir. 

O yüzden okuyunuz, araştırınız, bilinçleniniz. Sırf bir sigortalı iş mantığıyla ömrünüzü çürütmeyeniz. Hakkınızı almadığınız birçok yerde zorunda olmadığınız sürece bir saniye dahi durmayınız. Selam ve dua ile. Kalın sağlıcakla.