HATAY VE HAYATİ (II)

Hayati, depremzede Aysel'in tarif ettiği adrese; arkadaşlarıyla birlikte hareket ettiler. Tarif edilen yere vardıklarında, arabadan inerken, tedirgin bir şekilde sağa sola bakan üstü başı toz toprak olan bir bayan fark etti Çünkü Hayati ve arkadaşları daha önce Aysel hanımı tanımadıkları gibi Aysel hanım da onları tanımıyordu! Ama Hayati arkadaşlarına, yanılmıyorsam bizi bekleyen depremzede hanım bu olsa gerek dedikten sonra, ona doğru yanaştı. 

Önce selâm verdiler, akabinde, galiba aradığımız kişi veya bizi bekleyenin siz olduğunu tahmin ediyoruz diye ekledi Hayati. Gözleri ağlamaktan mosmor olmuş ve üstü başı perişan vaziyette olan hanım, benim adım Aysel dedikten sonra yardımınıza çok ihtiyacım var diyebildi ancak. Hayati, kendisine peki sana nasıl yardımcı olacağımızı söyler misin dedi? O da, benim evim yıkıldı, kardeşlerimi ve yakınlarımı depremde kaybettim. Beni enkazdan sağ çıkardılar. İş yerimin, altında bulunduğu bina yıkılmamış ama infilak etmiş durumda. Ofisimin camekanı paramparça olmuş. Depremi fırsata çeviren yağmacılar birçok malzeme ve eşyalarımı çalıp götürmüşler. Geride kalanları buradan alıp Batman'a götürmem lazım dedi. 

Hayati, peki Batman'da kimin kimsen var mı deyince? Aysel, hayır ama ben hijyenik malzemeler üzerinde toptan satış yapan bayiiliği olan biriyim. Oralara da mal satardım. Ondan dolayı, bir bağım var Batman ile. Oradaki dostlar, beni davet ettiler. Hatay'ın durumu düzelene kadar, Batman'da kalabileceğimi ve satışlarıma oradan devam edebileceğimi, kardeşimiz olarak elimizden ne geliyorsa sana yardım ederiz teminatını verdikleri için, bir süre Batman'da kalacağım. Başka kimin var dedi Hayati? Tek bir ablam kalmış o da yaşlı ve hasta. Hatay'dan uzakta bir şehirde ikamet etmektedir. Eşimden ayrıyız ve sekiz dokuz yaşlarında bir kız çocuğum var dedi Aysel! Hayati'nin İçi yanmış ve kendi kendine, başına gelen bunca musibet ve felaketlere, yalnız başına kalmasına rağmen; bu metanet ve sabırlı insana imrenmemek elde mi diye söylendi!

Hayati, arkadaşlarına haydin şu ofisin içindekileri bir an önce çıkarıp arabaya yükleyelim diye seslendi. Yoksa şu ayakta kalan binaların tümü patlamış ve yıkılmaları an meselesi dedi. Zaten OHAL olduğu için, buralarda dolanmamız dahi yasak, ama başka çaremizde yok gibi. El birliği edip, Aysel'in malzeme ve eşyalarını arabaya yerleştirdikten sonra; Hayati, Aysel'e bundan sonra senin için ne yapabiliriz dedi? Aysel, şayet bu eşyalarımı Batman'a gönderebilirseniz; bende burada bir kaç gün kalıp hal etmem gereken işlerimi bitirdikten sonra, Batman'a geçerim diye istirham etti.

Hayati, ekip arkadaşlarına ne diyorsunuz dercesine; düşüncelerini öğrenmek istedi. Sağ olsunlar, hepsi de ne demek; bu insan bundan böyle bize emanet, eşyalarını Batman'a götürüp istediği yere teslim ederiz deyince, Hayati; ekip arkadaşlarının bu tavırlarından dolayı memnun oldu ve Allah sizden razı olsun dedi. Dünya hayatı nedir ki, bu gün bana yarın sana vecizesinde geçtiği gibi; hiç kimsenin bu dünya hayatında garantisi yoktur.

Hayati ve ekip arkadaşları, Aysel ile vedalaştıktan sonra; Şanlıurfa'ya doğru yola koyuldular! Devam edecek.