Elli yıl...
Bir halkın çığlığı, diktatörlerin saray duvarlarında her zaman yankılandı. Hafız Esad’ın Hama’da yok ettiği kırk bin insanın acısı daha sıcakken, Oğlu Beşar Esad’ın yarım milyonu aşkın masuma kimyasal gazlarla saldırarak çocukların cansız bedenlerini unutmadık. Varil bombalarıyla harabeye dönen şehirler hala hafızalarımızda ..
Elli yıl boyunca Suriye halkı cellatlarının eline terk edildi. Sednaya Ölüm hapishanelerinde çürüyen bedenler görmezden gelindi. Sednaya Hapishanesi’nin kapıları açıldığında insanlık utançtan yerin dibine geçmeliydi. Ama olmadı. Sessizlik, zulmü unutturdu. Bugün hâlâ, Sednaya'da yaşananları anlatmaya hiçbir kalem yetmez. Tüm edebiyat birikimimiz, bu barbarlığın yalnızca bir kısmını ifade edebiliyor.
Yeni Bir Suriye Umudu
Bugün, Suriye halkı için yeni bir başlangıç umudu doğuyor. Ancak bu yol kolay olmayacak. 50 yıllık zorba bir rejimin mirası, bir neslin zihninde ve yüreğinde derin izler bıraktı. Çocuklar ve gençler, bu acının gölgesinde büyüdü. Ama onlar şimdi o karanlığa meydan okuyor. “Toprağımızla, havamızla, suyumuzla yeniden yeşereceğiz,” diyerek özgür Suriye'ye omuz veriyorlar.
Gençler şehirlerini temizleyerek, ağaçlar dikerek, sokaklarında şarkılar söyleyerek ve omuz omuza vererek yeniden ayağa kalkıyorlar. “Irfa’ rasek fawq, ente Suri hur!” (Başını dik tut, sen özgür bir Suriyelisin!) sloganıyla tüm dünyaya özgürlük mücadelesinin sesini duyuruyorlar. Aleviler, Sünniler, Hristiyanlar, Dürziler, Türkmenler, Kürtler, Araplar… Tüm etnik ve dini gruplar, yeni Suriye’yi inşa etmek için aynı hedefte birleşmiş olması oldukça umut verici bir gelişmedir.
Geçici Yönetimin Zorlukları ve Gelecek
Bugün, geçici hükümetin başında Ahmet Şer’a var. Şer’a’nın kapsayıcı söylemleri, halkın farklı kesimlerini kucaklama çabaları umut verici. Ancak radikal grupların tehditleri, bu sürecin ne kadar hassas olduğunu gösteriyor. Yeni Suriye Cumhuriyeti’nin geleceği, halkın birliği ve kararlılığına bağlı.
Suriye halkı, özgürlüğün ne kadar kıymetli olduğunu en acı şekilde öğrendi. Geçmişin karanlığını geride bırakıp, insan haklarına, özgürlüğe ve demokrasiye dayalı yeni bir yönetim modeli benimsemek zorundalar. Bu yolda başarı, yalnızca Suriye halkının değil, tüm dünyanın ortak başarısı olacak.
Velhasıl yeni Suriye Cumhuriyeti, sadece bir ülkenin değil, insanlığın direniş hikâyesi olacak. Yıllarca süren acıların ardından, özgürlük mücadelesini kazanan Suriyeliler, dünyaya bir kez daha şunu hatırlatıyor: Zulüm ne kadar güçlü olursa olsun, halkların iradesi ve özgürlük arzusu her zaman galip gelecektir.
Türkiye’den tüm Suriyeli kardeşlerimize sevgilerle: Yeni vatanınız yeni yılda hayırlı olsun. Yolunuz açık, başınız dik olsun!