Zalimin zulmü varsa, mazlumun da Allah'ı var. Klasik bir cümle. Ama büyük bir hakikati için de barındıran bir cümle. Yıllarca yapılan işkence ve ölüm merkezi Sednaya hapishanesi.
Pres makinesi içinde bulunan bir işkence yeri. Hapishaneden ziya de bir kıyım merkezi. Hitler, Yahudileri canlı canlı fırınlara atıp yakıyorlardı. Bu zulme tüm tarihi kitaplar şahitlik ediyor. İnsanlık tarihinin en büyük kıyımlarından biri idi. Bu Yahudileri alıp koynunda besleyen de Müslümanlar oldu. Ancak, tilki huyundan vazgeçer mi? Yapılan bu iyiliğe karşı bugün de Yahudiler Müslümanları kıyımdan geçiriyor. Filistin de İsrail zulmün haddi hesabı yok. Bombalar mı açlıktan ve susuzluktan ölümler. Hepsi de çağımızın bir zulüm abidesi. Bunun yanında Esad'ın zalimliği. Hemen İsrail'in yanı başında. İsrail’den az olmayan bir zulüm. Belki de daha fazlası. İsmi de Müslüman. Kendisi gibi düşünmeyen herkesi alıp bir işkence den geçiriyor. Buna rağmen hala uslanmayan varsa pres makinesi atıp, canlı canlı parçalanıp yok ediliyor. Akan kan için altında bir gider oluşturulmuş. Kalan ceset ise bir torbaya konulup, bilinmeyen bir çukura konuluyor.
Evet yirmi birinci yüzyılın en büyük kıyımı mazlum Müslümanlara yapılıyor.
Peki, zulüm ile abad olunur mu?
Tabi ki hayır. Yüz binlerce insan bu şekilde yok edilmiş. Sonu ne oldu Esad'ın. Vatanını ve yurdunu bırakıp kaçtı. Yad ellere. Bakalım sonu ne olacak? Bir de ertelenen bir hesap var. O da ahirette. Gerçek hesap orada. Kim ne yaptı ise her zerre kadar da olsa karşılığı verilecek bir hesap yeri. Allah ihmal etmez. Allah sadece erteler. Her yapılan iyiliği de yer yapılan kötülüğün de mutlaka bir karşılığı verilecek. Bundan hiç kimse şüphe duymasın. Nasıl ki, ölüm hak. Ölüm bir gerçek ise hesap da kaçınılmaz.
Mazlum Suriye halkı, çok çekti bu zalimden ve babasından. Bu zalimden kurtuldular. Bir bedel karşılığında. Tüm heykellerini yerle bir ettiler. Üzerine çıkıp zafer naraları attılar. Şükür namazı kıldılar. Darısı Filistin ve diğer zulüm gören mazlum ve mağdurlara olsun.
Hak geldi. Batıl da zayi oldu.
Kalın selâmet ile...