Gündem yoğun. Her zaman olduğu gibi. Aylardır Gazze konuşuluyordu şimdi Suriye. Gazze çoktan unutuldu. Günde yetmiş kişi can veriyor orada. Ortadoğu kan gölü. Bin yıllardır huzur yok bu coğrafyada. Suriye'nin kaderi belli: üç parçalı bir yönetim. Irak gibi. Müslüman en iyi Müslümanı vurur. Müslümanın düşmanı Müslüman. Aylardır Gazze bombalanırken tek kurşun sıkmayanlar birkaç günde iki Müslüman şehri aldı. Madem bu kadar gücünüz vardı neden bunu küffara karşı kullanmadınız? Her taraftan çelişki akıyor. Bazıları yaşanan her şeyin üst bir aklın planı olduğunu söylerken bazıları bunun tam aksini söylüyor. Yaşananlara dini açıdan yaklaşmanın sonucu hayal kırıklığı.
Siyaset eninde sonunda kafayı yediriyor insana. Ruh sağlığını korumak isteyen siyasetten uzak durmalı. İçimiz dışımız, sağımız solumuz, altımız üstümüz, önümüz arkamız hepsi siyaset. Bütün kaderimiz siyasetin elinde. Milyonlarca insan göç ediyor. Kim bilir ne trajediler yaşanıyor. Hepsi kendi iradeleri dışında. Kaderimizi kendimiz dışında herkes tayin ediyor: tanrı, devlet, örgüt, şirket, aile, aşiret, coğrafya... Bu yaşamda özgürlükten bahsetmek kadar saçma ve gülünç bir şey yok. Yaşam sonsuz bir kaos. İnançlar, ideolojiler, mitolojiler, hukuk, devlet gibi şeyler bu sonsuz kaos içinde kendimize göre kurduğumuz, kurguladığımız, inşa ettiğimiz minicik kozmoslar. Bunların hepsi kartondan setler gibi çürük.
Günlerdir siyaset takip ediyorum. Öyle ki içim dışım siyaset oldu. Normalde siyaseti takip etmem ama bazı dönemler takip etmekten yorulacak hale gelirim. En son genel seçimlerde böyle olmuştum. Şimdi Suriye meselesinde. Takip ettiğim tek gündem bu. Beni ne kadar ilgilendiriyor, bilmiyorum. Muhtemelen hiç ilgilendirmiyor. Ama günlerdir konuyla alakalı okumadığım köşe yazısı, izlemediğim program, kulak vermediğim analiz kalmadı. Zihnimi uyuştururcasına okuyorum, izliyorum, dinliyorum. Olan ve olacak olan her gelişmenin odağında ben varım sanki. Kendimi tanıyamıyorum gerçekten. Çözümlenmesi zor tuhaf bir ruh haleti. Normalde hiçbir zaman okumayacağım yazarları okudum, dinlemeyeceğim kişileri dinledim, izlemeyeceğim kanalları izledim. İlber Ortaylı entelektüel üzerine vazife olmayan her türlü boş şeyi merak edendir diyor, haklı olarak.
Ve Suriye meselesinde naçizane ulaştığım sonuç şu: Olan biten her şey İsrail'in güvenliği için, İsrail'e alan açmak için. Sorun çıkaran bütün muhalifler sahadan temizleniyor. Kürtlere gelince hamileri olan Amerika son anda satarsa işleri çok zor, satmazsa belirleyici bir aktör olabilirler belki. Haminin ne yapacağı belli olmaz. Ama bu ikincil bir durum. Temel mesele dediğim gibi İsrail’e alan açılması, İsrail'in güvenliği. Yani İran'ın ve Hamas'ın kaybedişi. Acı olan bütün bunların Müslüman örgütler eliyle yapılması. Zalim bir diktatörün gitmesine seviniyor insan ama yerine gelecek olanlara bakınca sevinci kursağında kalıyor insanın. Kısaca Ortadoğu olmaz.