GAZZE başta olmak üzere, tüm İslam coğrafyasında Allah'ın dininin hakim olduğu günlere kavuşmamız; Rabbimden niyazımdır!
Evet, bugün, yeni bir milat. 08 Aralık 2024 Pazar! Şam'ın Esed diktatoryasından kurtulduğu gün!
Suriye'de 61 yıldır süren Baas Sosyalizm rejiminin ve ona taşeronluk yapan Esed hanedanının son bulup çöküşü...
Temennimiz, bundan sonraki süreçte; Ümmet coğrafyasının birer parçası olan Suriye ve Gazze başta olmak üzere; Müslümanların tüm bilad-ı islâm'da hürriyetine kavuşmalarıdır. Müslümanların Ümmet ve vahdeti önceleyip, Allah'ın emrine göre bir nizama kavusmaları da biricik temennimizdir! Yıne, Kürdüyle, Arabıyla, Türküyle, Lazı ve Çerkeziyle vs. Ümmet olarak muzaffer olmamızdır.
Evet, işin külfetini çekmeden nimete kavusmayı beklemenin hayal olduğunu herkes bilmektedir. Yani bedavacılık bir hastalıktır. Dünya hayatını, sadece yemek, içmek, uyumak, zevk ve sefa sürmekten ibaret olduğunu sanıp; ona göre ömrünü tüketen fert ve toplumlar, kim ve hangi inançtan olurlarsa olsunlar; çalışan toplumların köleliğinden, ve uyduları olmaktan kurtulamazlar! Tembelliğe alışan fert ve toplumlar, insanlık için ölümcül hastalığına yakalanmış varlıklar kadar zararlı hale gelirler. .. Zira onlar, hiçbir emek sarfetmeden, yorulmadan, ter dökmeden her şeye konup sahip olmaya çalışan ucuz karakterli kimselerdir!
Hâlbuki yüce dinimiz islâma göre, kişiye çalıştığının karşılığı vardır (Necm 39) sadece... Onun bunun sırtında geçinmeye çalışanlar, er ya da geç; fare kapanına takılan bedava peynire hücum ederken canlarından olan fareler gibi olurlar. Bakınız bu hikâye, söz konusu kimselerin haleti ruhiylerini ne kadar da güzel özetlemektedir:
"Adamın biri bir hayvanat bahçesi inşa eder ve giriş ücretini 300 lira olduğunu yazar.
Birkaç gün bekler hiç kimsenin gelmediğini görür.
Sonra giriş ücretini 200 lira yapar ama yine kimse gelmez.
Nihayet giriş ücretini 10 liraya kadar düşürür ama kimse gelmez.
Bu defa girişi bedava yapar. Bir gün içinde hayvanat bahçesinin ziyaretçi akınına uğradığını gören Adam herkes içeride iken sessizce kapıları kilitleyip aslanları serbest bırakır. Çıkış kapısına da çıkış ücreti 500 lira diye yazar. Tabi can korkusu ağır basınca, gerkes mecburen parayı ödeyip çıkmak zorunda kalır...
Karşınıza çıkacak ucuz veya ücretsiz tekliflere dikkat edin; bedava ise muhtemelen ilk ürün sizsinizdir.
(Psikolojikitabı)
Bir Rus Atasözü şöyle der;
"Bedava peynir sadece fare kapanında olur."...
Onun için, aklını kullanarak önce emek, sonra nimet denilmiştir... Bu hayatın her alanında böyledir. Mücadele etmeyen toplumlar, bir ömür boyu zalim ve zorbaların esareti altında inim inim inler dururlar. Ama bedel ödemeyi göze alıp, zalimin zulmüne karşı kıyama geçmeye cesaret edenler; başaramasalar dahi, en azından şerefleriyle ölürler.
Evet, son yüz yıldan bu yana; Ümmet olarak üretimi gözden çıkarıp tüketim hastalığına yakalandık. Hal böyle olunca celladına aşık olan bir milletin, marabalığa ve teşebbühden başka gözü hiçbir şeyi göremeyenin durumuna düştük mü düştük. Osmanlı'dan sonra gelenlerin, topluma dayattıkları sistemin, insanları ne hale getirdiğini de gördük. Ahlaksızlığın dip dalga yaptığı bir toplumun oluşmasına zemin hazırlayan etken; başta taklitçilik, bedavacılık/başkalarının kırıntılarıyla geçinme ezikliğinin yattığı bilinen bir gerçektir. Unutmayalım ki, atalarımızın dediği gibi: ya avsın, ya da avcı. Ama asla, avı avcıya götüren köpek olmayacaksın demişler!
Şimdi düşünüp tefekkür etme zamanıdır. Allah önce musibetlerle kullarını imtihan eder; sonra da nimetleriyle. Yani mal, mülk, iktidar, saltanat, makam ve mevki! Bunların imtihanın birer parçası olduğunu bilip; zafer sarhoşluğuna kapılmadan hareket eden toplumlar; uzun vadeli bir huzur dönemi yaşarlar. Geçmişte yaşanan olay ve hadiseler den dersler çıkarıp, kazanım ve kayıpları tarihi yaşanmışlıklar çerçevesinde değerlendirmek; her şeyin şeffaf bir şekilde öğrenilmesinin biricik kapısıdır.
Tarihte Moğolların, Haçlı seferlerinin ve diğer istila hareketlerinin islâm coğrafyasında yaptıkları tahribatlar; bunun en bariz örnekleridir... Önce külfet, sonra nimete kavuşmanın olacağını asla unutmamak lazım. Çaba ve gayret kulların görevi, başarı ve zafer ise Allah'ın elindedir!
Kalın sağlıcakla efendim.