ÖMÜR NE DE ÇOK KISAYMIŞ!

19 Kasım 2024. Çarşamba günü, ebedi âleme yolculadığımız amcamın kızı, sevgili Zeyneb’e ithafen!

Ölüm güzel şey budur perde ardından haber 

Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber? NFK.

Evet, Üstat Necip Fazıl, ölümün fıtri bir güzellik olduğunu şu cümlelerle ifade ederken; aynı zamanda, nevi beşer adına hiçbir şeyin bu dünyada (Peygamberler dahil) baki kalmayacağını bize hatırlatmaya çalışmıştı galiba!

Her nefis ölümü tadacaktır. Yaptıklarınızın karşılığı ancak kıyâmet günü tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konulursa, gerçekten o kurtuluşa ermiştir. İyi bilin ki, bu dünya hayatı, aldatıcı bir faydadan başka bir şey değildir.  (Âl-i İmran 185)

Ölümün soğuk rüzgarı, nice sıcak yüzlere değdi, nice sevenleri birbirinden ayırdı, nice mal-u mülkü sahipsiz bıraktı... Evet, ölüm; adının anılmasından bile ürperti duyar insan! Kim imanlı ve heybesi dolu olarak, ebedi âleme göç ederse; işte o, ebedi kurtuluşu hak etmiş Allah'ın rızasını kazanmıştır demektir!

İnsan bir garip yolcu, önce doğar büyür ve ölüp asli mayası olan toprakla buluşur! Çocukluk, gençlik, istek ve arzular, hevesler, programlar, hayaller derken; sonra inişe geçip yaşlılık dönemi, ölüm ve birkaç gün veya ay, sonrası da unutulmak...

Tıpkı, bir kaç gün önce gözyaşlarıyla toprağa verdiğimiz amcam kızı Zeynebimiz gibi.

Zeyneb; daha genç sayılacak kadar kırk dört yaşında, dört çocuk annesiydi. Çocuklarından hiçbirinin mürüvetini görmek  nasip olmadı... Gençliğinin en verimli zamanı, kanser denilen illetin vermiş olduğu acılarla geçti. Defalarca kemoterapi gördü, bitti bitecek dedikleri zamanlarda; hak murat etmedikçe bitmiyordu... Tam sekiz dokuz yıl, malum hastalıkla birlikte yaşadı, durdu. İnancından, hakka olan güven ve bağlılığınından hiçbir zaman ödün vermedi. İbadetlerini aksatmadı, eşi ve çocukları üzülmesinler diye; hep iyiyim diyordu Zeynebimiz!

İki ay önce, hastalık ağır bir şekilde azınca; önce Harran Üniversitesi, sonra Ankara Bilkent şehir hastanesinde tedavi altına alındı. Bir aya yakın gördüğü tedavi sonuç vermedi. Çünkü tehiri mümkün olmayan emri hakkın vaki olma zamanı gelmişti. Allah'ın memur meleği Azrail, emaneti almaya gelmiş ve şehirler ötesinden; bir öğlen vakti acı haberini almıştık Zeynebin...

Zeyneb her fani gibi, ruhunu asıl sahibi olan Rahman'a teslim ederken; başta eşi ve çocukları olmak üzere, çok yaşlı olan anne ve babasını ve bizi kedere boğmuştu. 

Allah sana rahmet eylesin sevgili Zeynebimiz, çektiğin acılar kefaretin olsun. Rabbim seni nimetleriyle ikramlandırsın, bize de sabır ve metanet versin insaAllah. 

Çok acılar çektin, ama bak; dünya sürgünü bitiverdi artık. Bizlerde er yada geç bir gün senin ardından geleceğiz...

Şair ne güzel özetlemişti hayatı ve ölümü: 

Doğarken annemizden ölüme nişanlandık, 

Pazardan kefen alıp, mezara yolculandık!

Güle güle sevgili Zeyneb!