HELAL RIZIK VE HELAL KAZANÇ

Muhterem Kardeşlerim…

Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak sizleri bilgilendirelim istiyoruz. 

Efendim;

Rızık hakkında sizleri bilgilendirmeye gayret edelim, bilmediklerini öğretelim, unuttuklarınızı hatırlatalım, duanızı alalım inşaallah…

Allahü Teâlâ, her insanın ve her hayvanın rızkını ezelde takdir etmiş, ayırmıştır. İnsanların ve hayvanların ecelleri ve nefeslerinin sayısı belli olduğu gibi, her insanın rızkı da bellidir. Rızık hiç değişmez. Azalmaz ve çoğalmaz. Kimse kimsenin rızkını yiyemez. Kimse kendi rızkını yiyip bitirmeden ölmez. 

Bu konudaki Âyet-i Kerimelerden birkaçının meali şöyle:

“Birçok canlı, rızkını kendi elde edemez. Sizin de, onların da rızkını Allah verir.” [Ankebut 60]

“Rabbin, rızkı dilediğine bol verir, dilediğine daraltır.” [İsra 30]

Allah’ın kimine çok, kimine az rızık verdiğini çok kimse bilmez. (Sebe’ 36)

Allah’tan korkana ummadığı yerden rızık gelir. (Talak 2,3)

Bir kimse, Allahü Teâlâ emrettiği için çalışır, rızkını helal yoldan ararsa, ezelde belli olan rızkına kavuşur. Bu rızık, ona bereketli olur. Bu çalışmaları için de sevap kazanır. Eğer, rızkını Allahü Teâlâ’nın yasak ettiği yerlerde ararsa, yine ezelde ayrılmış olan o belli rızka kavuşur. Fakat, bu rızık ona hayırsız, bereketsiz olur. Rızkına kavuşmak için kazandığı günahlar da, onu felaketlere sürükler.

İnsan, rızkını aradığı gibi, rızık da, sahibini arar. Çok fakirler vardır ki, zenginlerden daha iyi, daha mutlu yaşar. Allahü Teâlâ kendisinden korkanlara, dinine sarılanlara, ummadıkları yerden rızık gönderir. Allahü Teâlâ, insanları yaratırken, ömürleri gibi, rızıklarını da takdir etmiştir. 

Bu konudaki Hadis-i Şeriflerden bazıları şöyle:

“Allahü Teâlâ, Müminin rızkını ummadığı yerden verir.” [İ. Hibban]

“Allah’tan korkun, istediğiniz şeylere kavuşmak için, iyi sebeplere yapışın. Kötü sebeplere yanaşmayın. Hiç kimse, takdir edilen rızkına kavuşmadıkça ölmez.” [Hakim]

“Eceliniz sizi nasıl takip ederse, rızkınız da öylece takip eder. Rızık için sıkıntı çekerseniz, Allahü Teâlâ’nın emrine uygun hareket edin.” [Taberani]

“Allah korkusunu sermaye edinen, rızkına ticaretsiz ve sermayesiz kavuşur.” [Taberani]

“Allahü Teâlâ’ya tam tevekkül etseydiniz, sabah aç gidip, akşam tok dönen kuşlar gibi rızka kavuşurdunuz.” [Tirmizi]

“Rızka kavuşan çok hamd etsin.” [Hatib]

Helal rızka kavuşmak isteyen sebeplerine yapışmalıdır! Para kazanmak, malı arttırır. Fakat, rızkı arttırmaz. Rızık, mukadderdir. Yani ezelde ayrılmıştır. Rızık, maaşa, mala, çalışmaya bağlı değildir. Fakat Allah emrettiği için çalışmak lazımdır. Çünkü, Allahü Teâlâ’nın işleri, sebepler altında tecelli eder. Âdet-i İlâhiye böyledir. Fakat, bazen, sebebe yapışıldığı halde, iş hasıl olmayabilir. Yahut, sebepsiz de, hasıl olabilir.

Hamd etmek, Allahü Teâlâ’ya şükretmek demektir. Her nimetin Allahü Teâlâ’dan geldiğine inanmak lazımdır. 

Allahü Teâlâ, Hazreti Musa’ya buyurdu ki:

“Kendine verdiğim nimeti, benden bilip kendinden bilmeyen, nimetlerin şükrünü eda etmiş olur. Rızkını kendi çalışması ile bilip, benden bilmeyen ise, nimetin şükrünü eda etmemiş olur.” [İ.Gazali]

Çalışmak ibadettir. Kimseye muhtaç olmamak için çalışmak çok kıymetlidir. Peygamber Efendimiz, Hazreti Muaz ile müsafeha edince buyurdu ki:

- Ya Muaz, ellerin nasırlaşmış.

- Evet ya Resulallah, kazma elimde toprakla meşgul oluyor ve bu sayede çoluk çocuğumun nafakasını kazanıyorum.

Fahr-i Kâinat Efendimiz, Hazreti Muaz’ı öpüp buyurdu ki:

- Bu eli Cehennem yakmaz. (Tibyan)

Yine bir gün bir genç, sabah erkenden işine gidiyordu. Eshab-ı Kiramdan bazıları, bunu uygun görmediler. 

Orada bulunan Peygamber Efendimiz buyurdu ki:

“Öyle söylemeyiniz. Eğer kimseye muhtaç olmamak, ana babasını ve aile efradını muhtaç etmemek için işine gidiyorsa, her adımı ibadettir. Eğer kazanacağı para ile öğünmek, keyf sürmek niyetinde ise, şeytanla beraberdir.” [Taberani]

Görüldüğü gibi bir Müslüman’ın iyi niyetle çalışması ibadettir. Fakat kâfirin ve her haramı işleyen kimsenin çalışması ibadet olmaz. 

“Namaza ne lüzum var, çalışmak da ibadettir” demek çok yanlıştır. Böyle söyleyen kâfir olur. Namaz kılan, haramlardan kaçan kimsenin iyi niyetle çalışması ibadettir. (K. Saadet)

Zarardan dönmek gerekir. Zararın neresinden dönülürse kârdır. Rızk endişesiyle, harama el uzatmamalı ve şu Hadis-i Şeriflerin muhatabı olmamalıdır:

“Bir zaman gelir ki, insanlar, yalnız malın, paranın gelmesini düşünür, helalini ve haramını düşünmezler.” [Buhari]

“Bir zaman gelir, insanın bütün kaygısı midesi olur, şerefi mal, kıblesi kadın, dini para olur. Böyle kimseler, halkın kötüleridir.” [Sülemi]

Allahü Teâlâ, herkesin rızkını ezelde takdir etmiş, ayırmıştır. Rızk değişmez, azalıp çoğalmaz. Kimse kimsenin rızkını yiyemez. Allahü Teâlâ’nın 99 isminden biri Rezzak'tır, her varlığın rızkını vericidir. Allahü Teâlâ, “Herkesin rızkı bana aittir” buyuruyor. Rızk için Allahü Teâlâ’nın verdiği söze güvenmelidir. 

Kur'an-ı Kerimde mealen buyuruluyor ki:

“Yeryüzündeki her canlının rızkı, Allah’a aittir.” [Hud 6]

Hadis-i Şeriflerde de buyuruldu ki:

“Rızkı genişleten, daraltan, gönderen yalnız Allahü Teâlâ’dır.” [Redd-ül-Muhtar]

“Allah’tan kork, rızkını güzel yoldan ara, helali al, haramı terk et.” [İbni Mace]

“Rızkını gecikmiş sayma! Hiç kimse, rızkına kavuşmadıkça ölmez.” [Hakim]

“Hiç kimse, nasibinden fazla rızka kavuşamaz. Rızkına kavuşup yemedikçe de ölmez. İstemese de rızkı kendisine verilir.” [Hakim]

“Hak Teâlâ, Hazreti Adem'e bin çeşit sanat öğretip buyurdu ki: Neslin, bu sanatlardan biri ile rızkını arasın! Sakın dini geçim vasıtası yapmasın.” [Hakim]

“Allah’ın verdiği rızka kanaat eden mümin kurtulmuştur.” [Müslim]

“En güzel rızk, helale, harama dikkat edilerek kazanılandır.” [Nesai]

Peygamber Efendimiz, “Eğer Allah korkusunu kendinize sermaye edinirseniz, rızkınız, ticaretsiz ve sermayesiz gelir” buyurup şu mealdeki Âyeti okudu:

“Kim Allah’tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder ve rızkını ummadığı yerden gönderir.” [Taberani-Talak 2,3]

Allahü Teâlâ emrettiği için çalışan, rızkını helal yoldan arayan, ezeldeki rızkına kavuşur. Rızkı da bereketli olur. Bu çalışmaları için de sevap kazanır. Eğer, rızkını haram yoldan ararsa, yine ezelde ayrılmış olan rızka kavuşur. Fakat, bu rızk ona hayırsız, bereketsiz olur, kazandığı günahlar da, onu felaketlere sürükler.

Hazreti Hızır'ın tamir ettiği binanın altındaki altın levhada şunlar yazılı idi:

“Ölüm hak iken gülüp eğlenen, kadere inandığı halde üzülen, rızka Allahü Teâlâ kefil iken zahmetlere giren, Kıyamette sorgu-sual varken gaflete dalan, fâniliğini bildiği dünyaya bel bağlayan kimseye nasıl hayret edilmez?”

Allahu Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)