NİYET ALTIN GİBİDİR

Muhterem Kardeşlerim…

Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak sizleri bilgilendirelim istiyoruz. 

Efendim;

* İhlas, ben Rabbimden isterim, ben Rabbime güvenirim, herşeyi Rabbim için yaparım demektir.

* Dünyada iki gram altın için iki ton toprak elenir. Ahirette de böyledir. Niyet altın gibidir. Çok amel değil, ihlaslı amel lazımdır. O kadar amelde hep niyet aranır, niyete bakılır, Allah için olanlar seçilir diğerleri atılır.

* Sakın sakın ben hakkımı ahirette senden alırım demeyin. Dünyada iken tatlılıkla helalleşmeye çalışın. Nice alacaklı orada borçlu çıkacaktır.

* Huzur, parayla malla mülkle olmaz, kesinlikle olmaz. Ölümle ahiretle olur, daha doğrusu Allah demekle olur.

* Mıknatıs içinde cevher olanı çeker. Ehl-i Sünnet Âlimlerinin kitapları mıknatıs gibidir. Kalbinde cevher olanları kendisine çeker.

* İman nimetinin elde kalmasının en önemli şartı, Hubbu Fillah Buğdu Fillahtır.

* İmanın kıymetini bilin. Allahü Teâlâ’nın vaadi vardır, Nimetlerin kıymetini bilmezseniz alırım buyuruyor. Bu vaadi ilahidir. Alırım şiddetli azap ederim buyuruyor. Bu da vaadi ilahidir. Allahü Teâlâ vaadinden dönmez, vaad ettiğini elbette yapar, çok korkmak lazım.

* Öfke nefsani, gayret rahmanidir, çok çok iyidir. Gayret, bir Müslüman’ın zararını önlemek için ona kızmaktır.

* Aldanan kârdadır, aldatan düşünsün.

* İbadetlerin en kıymetlisi namazdır. Çünkü her gün Allahü Teâlâ’yı hatırlatıyor. Allahü Teâlâ’yı hatırlamak zikretmektir. 5 vakit namaz, 5 defa hatırlatmıyor ki. Ne kadar var namaza, bir saat var, yarım saat var, 10 dakika var, hep bunları böyle hatırladıkça, Allahü teâlâ günde 5 defa, fakat herbirinde kaç defa hatırlanıyor. Ha abdest alacağım, ha kılacağım, vakit geliyor, vakit geçiyor derken, hep Allahü Teâlâ hatırlanıyor. Allahü Teâlâ’yı zikretmeye sebep oluyor namaz.

Kalblerin ilacı zikirdir. Allah sevgisi, Allah’ın zikri olan kalblerde bulunur. Allah’ı zikreden kalblere yerleşir Allah sevgisi. Buna da sebep namaz. Allah’ı zikreden kalblerden dünya muhabbeti çıkar. Dünya muhabbeti kalbden çıkınca, Allah muhabbeti kendiliğinden gelir. Nasıl bir şişenin içinden su çıkınca boş kalmaz hava dolarsa, yani hava kendi gelirse, dünya muhabbeti de kalbden çıktı mı, Allah muhabbeti kendi gelir.

* Nefs Allah’ın düşmanıdır. Herkesin en büyük düşmanı nefsdir. Nefs-i Emmare. Bu Nefs-i Emmare ölmez. Hiç kimsenin nefsi yok olmaz. Niçin? Çünkü o nefs işe yarıyor. Ölür mü? Onunla cihad yapınca insanlar, meleklerden daha yüksek oluyor. Melekten daha yüksek olmak nefs sayesinde olur. Nefsle cihad sayesinde. Onun için nefs ölmez. Ama nefs zayıflar, kuvveti kalmaz. İnsanı aldatamaz zayıflayınca. Nefsi zayıflatmak ibadet etmek ile olur. Evet, nefsin en büyük düşmanı ibadet. Allahü Teâlâ Müslümanları çok sevdiği için namaz kılmayı emretti. Namaz kılmak öyle bir Lutf-ü İlâhidir ki, her namazda nefs kahrolur, insanın kalbini aldatamaz olur. Nefsin şerrinden kurtulur insan.

* İbadetler şartlarına uygun yapılırsa sahih olur, Allah rızası için yapılırsa makbul olur. Makbul olması için sahih olması yani şartlarına uygun olması lazımdır. Niyet bozuksa, sahih olabilir ama makbul olmaz.

* Önce Allahü Teâlâ’nın sevdiklerini öğrenmek lazım. Onlar, farzlar, vacipler, sünnetlerdir, bunları öğrenip yapmak lazım. Sonra Allahü Teâlâ’nın sevmediklerini öğrenip yapmamak lazımdır. Onlar da haramlar ve mekruhlardır. Müslüman her şeyden önce Rabbinin sevdiklerine sevmediklerine dikkat etmeli.

* Bir mümin Kâbe’yi ilk gördüğü anda ettiği dua kabul olur. Mümin de bir mümini görünce ettiği dua kabul olur. Yani selamlaşınca; selam verene “Ve Aleyküm Selam Ve Rahmetullahi Ve Berekatühü” demek lazımdır. Aynı dua sana da olsun demektir.

* Rızk çalışmakla artmaz. Çalışmakla mal çoğalabilir. Herkes rızkını yiyip bitirmeden ölmez.

Şeref Müslüman olmaktadır

* Hiç kimse elbise veya etiketinden dolayı makbul olamaz. İnsanın şerefi Müslüman olmasındadır. Müslüman’ın şerefi, ilim ve edep sahibi olmasındadır. İnsanlar, elbise ve etiketine göre karşılanır, ilim ve edebine göre uğurlanır.

* Müslüman’daki üç ziynetten, birincisi ihlas, ikincisi edep, üçüncüsü tevazudur.

* Kim toprak gibi mütevazı olursa, her nimete kavuşur. Bir parça yükselse, su o toprakta durmaz.

* Kibir, şirkin kardeşidir.

* En iyi insan kalb kırmayandır. Din kardeşine eziyet eden, kalbini kıran, Kâbe’yi yetmiş sefer yıkmış gibi günaha girer.

* Komşuya eziyet etmek haramdır. Müslüman olmayan komşuyu da incitmemek lazım, onların da komşu hakkı var, hep tatlı söylemeli, tatlı hareket etmeli.

* Kızdığınız zaman bir kefen yapın.

* İnsanlar iyilik gördüklerine muhabbet beslerler.

* Eğer gıybet etseydim, anamı, babamı gıybet ederdim. Çünkü sevaplarımın onlara verilmesi daha hayırlı olur.

* İlim cahilliği götürür, fakat ahmaklığı götürmez.

* Koyunlar çobanı tanıyamadığı gibi, avamda Havas’ı tanımaz

* Allahü Teâlâ’nın sevgili kullarını, Ehl-i Sünnet Âlimlerini tanıyan, onlardan istifade etmeye başlar. Bilse de, bilmese de!... En büyük istifadesi; imanı düzelir, sonra ibadetleri düzelir, günahlar çirkin gelmeye başlar. Bu, istifade ettiğinin alametidir.

* Bir Müslüman kardeşinin ismini duvara yazsalar, oradan geçerken ceketin düğmesini ilikle de geç.

* Her geceyi Kadir bilin, herkesi Hızır bilin, kimin ne olduğu belli olmaz.

* Gıybet kanser gibidir, girdiği yer iflah olmaz.

* Kendinize, Allah rızası için, insan ancak bu kadar iyi olabilir, dedirtin. Herkese yumuşak söyleyin, yumuşaklıkla muamele edin, az konuşun, incitmeyin. Merhametli ve affedici olun.

* Düşmanınıza iyilik edin, hediye verin. Rahat edersiniz. Kırıldığınız Müslüman’a iyilik edin, sevmediğinize ihsan, sıkıldığınız insana güler yüz gösterin. Herkesin utanacak şeylerini örtün ve kötülükleri affedin. Doğru olun, doğru konuşun, arkadaşlarınızın hatalarına tahammül edin, herkese iyilik edin, komşuya eziyet etmeyip ondan gelecek sıkıntıya katlanın.

Allahu Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)