HARAM SADECE DOMUZ MU?

Geçen günlerde Tarım bakanlığı yetkililerinin yaptığı denetimde Türkiye çapında ünlü  bir köftecinin Ankara'daki ürünlerinden alınan numunenin laboratuvar tahlili sonucunda binde bir oranında domuz eti tespit edildiği açıklanınca söz konusu köftecinin ürünlerinde domuz eti kullandığı şayiası medyada yayıldı.  Yine medyadan öğrendiğimize göre artık hiç kimse bu ünlü köfteciye gitmemeye karar verdi. Daimi müşterileri onu boykot etmeye başladılar ve onu terk ettiler. Ülke çapında yemekhanelerinde eskiden aşırı kalabalıktan sıra beklemek gerekirken şimdilerde bomboş olduğu söyleniyor.

Birçok çevrelerce dillendirilen güçlü kanaate göre, Burger King ve McDonald’s gibi İsrail destekçisi firmalar halk tarafından boykot edilince yerli olan bu köfteciye yoğun ilgi ve yönelişler arttı. Boykottan canı yanan Yahudi firmaların intikamı olarak İsrail ajanlarının müdahalesiyle, popülerleşen bu yerli köfteciye tuzak kuruldu ve itibar suikastı yapıldı. İsrail’in vahşiyane soykırımına tepki olarak İsrail ve destekçilerinin ürünlerini boykot kararı, ehl-i insaf ve vicdan kırıntısı bile bulunan herkes tarafından büyük ilgi görüyor. İşte tam böyle bir zamanda köfteciye yapılan domuz saldırısı bunun İsrail menşeli bir operasyon olduğu kanaatini güçlendiriyor. Yine de en doğrusunu Allah bilir.

Domuz eti kullandığı iddiasıyla meydana gelen şayianın, köftecinin müşterilerini tamamen kaçırmasında düşündürücü diğer bir yönü daha vardır. Acaba insanların domuzdan kaçınması Allah’ın yasaklaması nedeniyle midir? Bu yönüyle de sorgulanmasını önemli buluyoruz. 

Kur'an-ı Kerim'de haram kılınanların başında gelen ama sapık Avrupa kültürünün sembolü durumdaki domuzdan halkımızın sakınmada gösterdiği titizlik, eğer doğru ise  ve Allah'ın  yasaklaması sebebine dayanıyorsa takdire şayandır. Ancak diğer haramlara karşı aynı titizliğin gösterilmemesi, bu kaçınmanın Allah’ın yasaklaması nedeniyle olduğu konusunda birtakım kuşkular doğuruyor. Elbette azınlık da olsa sadece emr-i İlahi olduğu için itaat eden, sırf Allah’ın yasağı olduğu için kaçınan gerçekçi, tahkiki imanı elde etmiş müminler vardır. Onları ayrı tutuyoruz. Çünkü onlar Allah’ın bütün yasaklarından kaçınmada aynı titizliği gösteriyorlar. 

Domuzdan kaçınan halkın dönemli bir kesimi için ne yazık ki aynı şekilde iyimser düşünemiyoruz. Bunların domuzdan kaçınması, öyle sanıyoruz ki Allah'ın yasaklamış olmasından değil, İslam öncesinden süregelen kültürlerinde domuza yer olmadığı içindir. Yani domuz yemek, örflerine girmemiş, adet olmamış. Çünkü sözünü ettiğimiz bu kitle, Allah'ın yasaklamış olduğu diğer haramları tereddütsüz işliyorlar ve hiç birinden çıkarları oranında sakınmıyorlar. Mesela faiz, rüşvet, dolandırıcılık, sahtekârlık, aldatma, haksız kazanç, kumar, içki, zina gibi haramlardan kaçınmıyorlar, içine balıklama atlıyorlar. Hatta Cuma hutbelerinde veya vaazlarda bu haramları kötüleyen ve insanları sakındıran hocalara tepki gösterip onları şikâyet ediyorlar. Allah'ın helal kıldığı çekirgeden iğreniyorlar. Tabi ki örfen kabul görmemiş kültürde yer edinmemiş helalleri yeme zorunluluğu yoktur, saygı duyarız ama Allah'ın haram kıldığı yengeç, ıstakoz, karides, kurbağa gibi böceklerden ve daha iğrenç deniz ürünlerinden iğrenmiyorlar, haram olduklarına aldırmadan yiyorlar. Köpek necis olduğu, hayvancılık ve ziraatta bekçilik gibi bir sebep ve ihtiyaç yokken evde köpek bulundurmak Peygamberimiz tarafından yasaklandığı halde sadece Avrupalıları taklit için onu evlerinde, odalarında, yataklarında aileden bir fertmiş gibi barındırıyorlar. Necis köpeği kuzudan daha temiz sayıyorlar. Neredeyse köpeğin ağzının içine girecek kadar içli dışlı ilgileniyorlar, kendi çocuklarından bile daha fazla yakınlık gösteriyorlar. 

Müslümanlara en vahşi soykırımı uygulayan ve domuz kadar haram olan İsrail ürünlerini almaktan vazgeçemeyenler, İsrail'i boykot etmeye katılmayanlar, domuz eti kullandığı söylenen firmalara tepki gösteriyor, onların ürünlerini almamaya karar veriyorlar. 

Tüm bunlar, domuzdan kaçınmalarının Allah'ın haram kılmasından dolayı olmadığını açıkça göstermektedir. Çünkü Allah'ın haram kıldıkları sadece domuzdan ibaret değildir. Peygamberimiz ASV şöyle buyuruyor: “Helâl bellidir; haram da bellidir. İkisinin arasında ise birtakım şüpheli şeyler vardır ki insanların çoğu bunları bilmezler. Kim şüpheli şeylerden sakınırsa, dinini ve ırzını (namus ve haysiyetini) korumuş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse, harama düşmüş olur. Bu, tıpkı bir koruluğun etrafında hayvan otlatan çobanın durumuna benzer, sürüsü her an oraya girebilir. Bilin ki her hükümdarın bir koruluğu vardır. Allah’ın koruluğu ise O’nun haramlarıdır.” (Buhari, İman, 39.)

Allah’ın haramlarından sakınmak farz olduğu gibi, Allah’ın farz kıldıklarını yerine getirmemek de haramdır. Domuz ürünlerinden sakınmada gösterilen hassasiyetin diğer haramlar için de gösterilmesi tahkiki imanın gereğidir.