SERDENGEÇTİ'Yİ ANLAMAK

Her insan gibi Osman Yüksel Serdengeçti 'de kısacık bir ömür yaşayıp, bu alemden ebedi âleme göçtü. Bu menzilde nefes aldı. Aldı, yaşadı ama arkasında ibret verici bir durum ile ebedi isrihat yerine gitti. 

Yıllar Cumhuriyetin İlk yılları. Osmanlı gibi üç kıtaya hakim bir devlet yerine sınırları misaki milli ile çizilen dar alanda kurulan bir devlet. Her doğum gibi her yeni kurulan devletlerin kuruluşu da sancılı oluyor. Bunlardan biri de Türkiye. Harf ilkilabi ile birlikte adeta cahil, bilmez, anlamaz bir toplum ile yüz yüze kalan halk. Ardından devrim ilkilabi. Osmanlı geleneği ile yetişen bir millet. Arkasında Avrupa'yı kıble edinen Bir inkılap silsilesi. Savaşlar ile yorgun düşen bu Aziz milletimiz, bir de bedenine dar gelen Avrupa tarzı bir hayat. Herkes gibi Osman Yüksel Serdengeçti 'de bu dar gelen gömleği kabul etmedi. İsyan etti. Ruhunu ve bedenini ortaya koyarak isyan bayrağını çekti. Çünkü o, soy ismi ile müsemma Serdengeçti oldu. İmanlı bir gençti. Anadolu'nun kalbi olan Konya da bir tohum ekti toprağa. Vatan ve millet sevgisi ile kuşanmış bir hayat. İnancı, neye yok dedi ise, her şeyi göze alarak elinin tersiyle geri çevirdi. Üniversite den keyfi olarak atıldı. Yaklaşık beş seneye yakın hapis hayatı yaşadı. Sürgün edildi. Anadan, babadan ayrı kaldı. Dönemin tüm ahlaksız ilkelerine boyun eğmedi. Yıllarca, okudu. Okudukları ile amel etti. Yazdı. Anadolu'nun her bir köşesine koştu. Yanlış her davranışın önünde İlk duran o, oldu. En çok sevdiği insanlardan biri de, o dönemde Bediüzzaman hazretleri. Onu görmeyi çok istiyordu. Rüyasında, "başı göklere değen" insan olarak gördü. Evet, bu bir imanlı insanın profili idi. Sonunda görünce onu, kendinden geçti. Allah'a çok şükür etti. Bu zor zamanlar da, o'nun gibi maneviyata sahip çıkan yiğitler vardı. 

Şimdi, O'nu daha çok anlıyoruz. Mücadele azmi ile, bir dava adamı olmak. Özel vagonlu, yüksek maaş ve yolluk alan bir makam isteniyordu. Milletin kalbinde bir makam istemiyordu. 

Bunu da başardı. Nur içinde yatsın. 

Kalın selâmet ile…