KADIN, ERKEK VE AKIL

Muhterem Kardeşlerim…

Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak, sizleri bilgilendirelim istiyoruz. 

Efendim;

Kadının erkekten daha akıllı olduğunu, bu bakımdan, kadına daha çok hak verilmesi gerektiğini söyleyenler var. 

Önce, aklın ne olduğunu bilmek gerekir. Cenab-ı Hak, aklı, hakkı bâtıldan, iyiyi kötüden, faydalıyı zararlıdan ayırt etmek için yaratmıştır. Hangi şeyin hak, hangi şeyin bâtıl, hangi şeyin iyi, hangisinin kötü olduğu da ancak, bütün mahlukatı yoktan var eden Allahü Teâlâ’nın bildirmesiyle anlaşılır. İnsanların iyi veya kötü demesiyle, bir şey iyi veya kötü olmaz. Çünkü birine göre iyi olan bir şey, diğerine göre kötüdür. Mesela evlilikte nikah, Müslümanlara göre, lüzumlu ve iyi bir şey iken, bazı dinsizlere göre saçmadır! Bu bakımdan dinimiz akıllıyı nasıl tarif ediyorsa ona göre karar vermek gerekir. 

Akıl hakkında Hadis-i Şeriflerde buyuruldu ki:

“Akıllı şudur ki, Allah’a ve Peygambere inanır ve ibadetlerini yapar.” [İbni Muhber]

“En akıllı, Allahü Teâlâ’dan en çok korkan, O’nun emir ve yasaklarına en güzel uyandır.” [İbni Muhber]

“Akıllı, nefsini hesaba çeken ve ölümden sonrası için amel edendir.” [Tirmizi]

“İnsanlar, tarağın dişleri gibi eşittir. Üstünlükleri, ibadet farkından ileri gelir.” [İbni Lal]

“İnsanların yaptıkları hayırların mükafatı, akılları nispetinde verilir.” [Ebuşşeyh]

“Her şeyin bir direği vardır. Müminin direği ise akıldır. Kişi aklı nispetinde ibadet eder.” [İ. Gazali]

“Allah indinde en kıymetliniz, akılca en üstün olanınızdır.” [İ. Gazali]

Akılca en üstün olan kimse de, dinin emir ve yasaklarına riayet edendir. Kişinin ibadeti de aklı nispetinde olduğu, itikadı ve ameli en düzgün olan, diğerine göre daha akıllı demektir. Erkeklerden ve kadınlardan Cennetlik olanlar olduğu gibi, Cehennemlik olanlar da vardır. O halde, kadının erkekten veya erkeğin kadından daha akıllı olduğu söylenemez.

Şunu da açıklayalım ki, akıl ile zeka ayrıdır. Birbirine karıştırılmamalıdır. Bir Gayrı Müslim, bir Müslüman’dan daha zeki olabilir; fakat akıllı olamaz.

Allahü Teâlâ, kadınla erkeğin vücut yapılarını farklı şekilde yaratmıştır. Bir tankla taksinin mukayesesi yapılamaz. İkisinin vazifesi ayrıdır. Herkes vazifesini bilir, ona göre hareket ederse, düzensizlikler önlenmiş olur. Kadınla erkek arasında fark olduğu gibi, erkekle erkek, kadınla kadın arasında da fark vardır. Herkes aynı kabiliyette değildir. İnsanlar robot gibi yaratılmamıştır.

Kadın-Erkek eşitliği ileri sürülerek, kadınların yapamayacağı işleri onlara vermek, mesela maden ocaklarında çalıştırmak kadın haklarına bir saygı değildir. Kadını, asker yapmamak da ona hakaret değildir. Kadına bünye, akıl, zeka, his ve kabiliyetine uygun işler vermelidir.

Bugün kadın haklarını savunur görünenler, samimi değildirler. Samimi olsalardı, önce kadını sömürü vasıtası yapan, ticari malların tanıtımında kullanan zihniyete karşı çıkarlardı. Halbuki kadının bu yolla, şeref ve haysiyeti düşürülmekte, basit bir mal haline getirilmektedir. Bu üzücü duruma karşı çıkmayanların, kadın hakları konusunda samimi olmadıkları açıktır.

Eşini kıskanmak

Karı-kocadan birinin eşini kıskanması, bazı çevrelerce kıskanmayı ayıp gibi, çağ dışı gibi göstermeye çalışılıyor. Gayur olmak, yani namusunu korumak için, meşru hudutlar içinde kıskançlık göstermek dinimizin emridir.

Hadis-i Şeriflerde buyuruldu ki:

“Allahü Teâlâdan daha Gayuru yoktur ve bunun için fuhşu yasaklamıştır.” [Buhari]

“Namus gayreti İmandan, kadın-erkek bir arada eğlenmek de nifaktandır.” [Deylemi]

Namusunu kıskanmayana Deyyus denir. 

Deyyuslar için Hadis-i Şeriflerde buyuruldu ki:

“Allahü Teâlâ, Cenneti yaratınca, ‘Cimri, sana giremez, Deyyus senin kokunu bile duyamaz’ buyurdu.” [Deylemi]

“İçki içene, ana-babasına âsi olan kimseye ve Deyyusa, Cennete girmek haramdır.” [İ.Ahmed]

Bu büyük günahları işleyen kimsenin zerre kadar da olsa imanı varsa, günahlarının cezasını çektikten sonra Cennet’e gider. Fakat günahlar insanı küfre sürüklediği için, bu günahlara devam etmek büyük felakete yol açar. Zararın neresinden dönülürse kârdır. Bir an önce tevbe edip günahlardan sıyrılmalıdır. Tevbe eden, hiç günah işlememiş gibi olur. Kadının, kumasını da kıskanması normaldir. Fakat kıskançlığını açığa vurarak meşru sınırı aşmamalıdır. 

“Allahü Teâlâ, kıskançlığı kadınlara ve cihadı erkeklere yükledi. Hangi kadın, bu emre iman ederek sabrederse, şehit olan Mücahid kadar sevap kazanır” Hadis-i Şerifinde de, kadınların sabır göstermelerine işaret buyurulmaktadır. Kadın, hem kıskanacak, hem de buna katlanacaktır. İşte bu büyük fedakârlık, erkeklerin cihadı gibi tutulmuştur.

Gayur olmakla, kıskanmakla haset etmek arasındaki fark 

Haset, kıskanmak, çekememek demektir. Yani, Allahü Teâlâ’nın birine vermiş olduğu nimetin ondan gitmesini istemek demektir. Ondan gitmesini istemeyip de, kendisinde de olmasını istemek, haset olmaz. Buna gıpta etmek, imrenmek denir. Gıpta güzel bir huydur. İslamiyet’in ahkamına, yani farzları yapmaya ve haramlardan sakınmaya riayet eden, gözeten salih kimseye gıpta edilmesi vaciptir. Dünya nimetleri için gıpta etmek tenzihen mekruh olur. Birinde bulunan kötü, zararlı şeyin gitmesini istemek, gayret olur. Gayret gösterene de gayur denir. Gayret, bir kimsede olan hakkına, onun başkasını ortak etmesini istememektir. 

Hadis-i Şerifte buyuruldu ki:

“Mümin gayur olur. Allahü Teâlâ ise daha gayurdur.” [Müslim]

“Namus gayreti imandandır.” [Deylemi]

Allahü Teâlâ’nın gayret etmesi, kulunun kötü, çirkin şey yapmasına razı olmamasıdır.

İnsanın Allahü Teâlâ’ya gayret etmesi, haram işlenmesini istememekle olur.

Yusuf aleyhisselamın, “Sultanın yanında benim ismimi söyle” demesi Gayret-i İlahiyye’ye dokunarak, senelerce zindanda kalmasına sebep oldu. İbrahim aleyhisselamın, oğlu İsmail’in dünyaya gelmesine sevinmesi, Gayret-i İlahiyye’ye dokunarak, bunu kurban etmesi emrolundu. Allahü Teâlâ’nın çok sevdiklerine, bazı evliyaya böyle gayret etmesi çok vâki olmuştur.

Allahu Teâlâ bu mübarek günler, geceler hürmetine günahlarımızı affeylesin, ahir ve akıbetimizi hayreylesin inşaallah. (Amin)