Şanlıurfa'da bir eğitim sezonu daha kapılarını aralıyor, ancak bu yılda önceki yıllarda olduğu gibi aynı nakaratı söyleyeceğiz gibi duruyor. Kendime Karamsar bir tablo çizmek istemiyorum ancak; "Perşembe'nin gelişi çarşambadan bellidir." Atasözünü unutmamak gerekir.
Eğitimin temel taşları olan öğretmenlerin eksikliği, bu yıl da öğrencilerimizin geleceğini ipotek altına alacağa benziyor.
Her yıl olduğu gibi, bu yılda öğretmenlerimizin tayinleri ve yerlerine yenilerinin atanamaması, okullarımızda büyük bir öğretmen açığına yol açtı. Bu soruna çözüm olarak ücretli öğretmen atanarak kapatılması, eğitim süreçlerini olumsuz etkileyerek öğrencilerin öğrenme hızlarını yavaşlatıyor ve başarılarını düşürüyor.
Elbette, atanamayan öğretmenlerimizin yaşadığı mağduriyeti göz ardı edemeyiz. Ancak Ücretli eğitimci sorunu gündeme getirirken dikkat çekmek istediğim nokta eğitimcilikle hiç alakası olamayan bölümlerden mezun olmuş üniversite mezunlarından bahsediyorum. Bu sorunu yansıtırken buradaki asıl mağdurların geleceği kararan çocuklarımızın olduğuna dikkat çekmek istiyorum.
Şanlıurfa'da eğitim sisteminin bu kadar kötü durumda olması, siyasetçilerimizin ve bürokratlarımızım duyarsızlığının bir göstergesi değil midir? Çocuklarımızın geleceğiyle oynamak, onların hayallerini suya düşürmek bu şehrin vebalini taşıyanlara yakışır mı? Bu soruların cevabını yetkililerden bir an önce almalıyız.
Eğitim, bir ülkenin geleceğidir. Eğitime yapılan yatırım, o ülkenin geleceğine yapılan yatırımdır. Şanlıurfa'da eğitim sisteminin bu kadar kötü durumda olması, ilimizin geleceği açısından büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Bu durumu görmezden gelmek, çocuklarımızın geleceğiyle oynamak anlamına gelir.
Yetkililerden, bu sorunu çözmek için acil adımlar atmalarını bekliyoruz.
Öğretmen açığının bir an önce kapatılması, en azından ücretli öğretmenliğin en asgariye indirilerek ehliyet ve liyakatli ücretli öğretmenlerimize çocuklarımızı teslim edilmesi gerektiği kanaatindeyim. Aksi takdirde, Şanlıurfa'da eğitim sistemi çökecek ve çocuklarımızın geleceği kararmaya devam edecektir.
Bu yazıyı okuyan herkesi, bu konuya duyarlı olmaya ve sesini yükseltmeye davet ediyorum. Çocuklarımızın geleceği için hep birlikte mücadele etmeliyiz. Unutmayalım ki, bugün yaptığımız her şey, yarın çocuklarımızın hayatlarını şekillendirecektir.