BİRİ SEVİNMEK Mİ DEDİ?

Sevinç günü olarak ilan edilen her gün, bayram olamadığı gibi; yas olarak ilan edilen her gün de, sadece mahzun olanların acı çektikleri gün olur ki, aynı duyguları taşımayanlar anlamaz! O zaman, bayram veya sevinç günleri hiç yok mu? Vardır elbet, ama nasıl?

Hz. Ali (r.a)'nin; "bayram, amellerimizin Allah indinde kabul olduğu gündür demekle bir inceliği işaret etmiştir. İslâm davası ve Filistin için verdiği mücadeleden dolayı bedelini canıyla ödeyen Üstad Hasan El-Benna; bayram/sevinç gününü şöyle özetler: "Sizin büyük bayramınız vatan topraklarınızın özgürlüğe kavuştuğu, Kur'an'ınızın hükmettiği gün olacaktır! Demek ki, vatan toprakları işgal edilmiş, Kur'an'ın hükmüyle hükmedilmediği bir toplumun bayramı değil; yas ve hüzün günleri olur ancak! Ta ki sahip oldukları haklarını geri alıncaya kadar... Evet, özellikle yaşadığımız coğrafyada; islâm beldelerinde sudan fazla insan kanının akıtıldığı şu günlerde, bayramların ismi, sadece kavramlarla sınırlı kalır ancak. Çünkü hüznün, yas'ın, feryat ve figanın arşa yükseldiği bir dünyada bayramlar'da tıpkı Ümmet'in bu günkü hal-i pür melali gibi yetim ve öksüz kalmıştır!

7 Ekim 2023 Aksa Tufanından bu güne kadar, on bir ay geçti. An itibariyle hayatta kalan Gazze'li çocukların yetim ve öksüz, gelinlerin dul ve naçar, anaların yanık yürekli, babaların çaresizlik içinde başlarını öne eğip ellerinden hiçbir şeyin gelmediği bir dünyada; bayrammış, seyranmış, sevinç ve neşe günleriymiş gibi an'ların tek bir ismi olur: "Hüzünle devam eden belirsizlik."

Evet, gâvur ve acımasız Siyonist itrail'in, on bir aydır Gazze'de yaptığı ve hala devam ettiği sistematik soykırımı; tüm dünya devletleri Siyonistlerin bu vahşetini bir kaç kına-ma ile geçiştirip sadece seyretmekle yetiniyorlar! Hani Avrupa İnsan hakları mahkemesi, nerede Ulusralararası İnsan hakları beyannamesi, birleşmiş çetelerin sulh (!) ve barış söylemleri, ve hani islâm iş/is birliği teşkilatının kartondan kitleleri? Yoksa dünyanın yetki organları, şu ayetin zikrettiği duruma mı düşmüşler?

"Yemin olsun ki biz cinlerden ve insanlardan birçok kimseyi cehenneme uyumlu yaratmışızdır. Şu sebeple ki, onların kalpleri var, fakat bununla gerçeği anlamazlar; gözleri var onunla görmezler; kulakları var onunla işitmezler. Hâsılı bunlar hayvanlar gibidir, hatta onlardan daha şaşkındırlar. (A'raf/179) 

Merhamet ve acımanın kalmadığı, insan kanı akıtmaktan zevk alanların çoğalıp ve bu yolda tüm imkanlarını seferber ettiği, engellemeye güçleri yetmesine rağmen attıkları bir kaç nara-dan gayri hiçbir şey yapmayan ve sessizliği tercih edip zillete razı olanların bu kadar çok olduğu bir dünyada; yukarıdaki ayette bahse konu olmalarından yakalarını kurtarabilecekler mi acaba? Allah bilir en doğrusunu!

Evleri yıkılmış, anne ve babalarını kaybetmiş, yerleri ve yurtları talan yerine dönmüş bir toplumun nasıl bir bayramı, bir sevinç günü olabilir ki?

Âziz dostlar, tabi ki iki bayram vardı ve geride kaldı. Ama burada asıl vurgulamak isteğimiz şudur: Çocukların sevinçle geçirdikleri her bir an onlar için bir bayramdır... Korku ve kaosun hüküm sürdüğü bir ortamda, gerçekten bayram günü olsa da; neye yarar! Sokakların cesetlerle dolup taştığı Gazze'li değiliz ki anlayalım? Gidin onlara sorun, 76 yıldan bu güne kadar kaç bayram yaşadınız diye? 

Galiba yerin altı, yerin üstünden daha iyi olduğu demleri yaşıyoruz diyesi geliyor insanın... 

Vicdan ve merhametle kalın.

Saygılar sunuyorum. 

22 Ağustos 2024.