Toplum, iyi insanların çoğalması ile huzur ve mutluluk bulur. Eğer, kendisinden beklenen güzel ahlak ilkelerine her kim aykırı davranış gösterir ise toplum tarafından, yadırganır ve dışlanır. Bunlardan biri de hacı ve hoca vasfını taşıyan kişilerdir.
Hacı olmak, herkese nasip olmaz. Kutsal mekanlara gidip, yeryüzüne gelmiş en güzel insan olan, Hazreti Muhammed 'in izini görmek, o hissi yaşamak. Ruhun en doruk noktası. O, insanın yaşadığı mekanları gören ve belli ilkeleri o mekanlar da eda eden kişiye hacı denilir.
Peki, her hacı iyi insan olabilir mi?
Maalesef, hayır.
Peki, her hacı kötü örnek mi?
Buna da hayır.
Hacı olup, temizlenen ve davranış tarzı ile insanlara örnek olan her hacı ve hocanın elinden öpüyor, onları hayır ile yâd edeceğiz.
Ancak, sıkıntı nerede diye sorarsanız, sıkıntı Hacı olup, bu vasfını ranta çeviren iki yüzlü Müslümanlar Ne yazık ki çok var. Sağımız da solumuz da.
İslam, yeryüzüne güzel ahlakı tamamlamak için inmiş. Her kim ya da toplum bunu uygulamış ise, kişi ya da toplum feraha ulaşmıştır. İşte en güzel zaman, sahabeler dönemi.
Gelelim günümüze. HACI diye insanlarımızın baş üstüne koyduğu bazı kişiler, bozuk bir ahlak ilkelerine uygun olarak hareket ediyor.
Mesela, alışveriş için verilen sözlere uygun olarak hareket etmiyor.
Sattığı mal, bozuk ya da defolu çıkıyor.
Emanete sahip çıkmıyor. İbadetlerine dikkat etmiyor. Kul hakkına riayet etmiyor. Adalet duygusuna riayet etmiyor. Haram ve helale dikkat etmiyor.
Velhasıl, Hacı vasfını yitirmiş turist olarak kutsal mekanları ziyaret etmiş bir insan profilini birçok hacı da görmek, bir Müslüman olarak bizi incitiyor. Yaralıyor.
Ne diyelim.
İmtihan dünyası. Kimi Sultan olarak gidecek kimi de sahtekar olarak gidecek bu dünyadan.
Rabbim, bizleri razı olduğu Hacı ve hocalardan eylesin. Yine razı olduğu Hacı ve hocalar ile karşı karşıya getirsin.
Kalın selâmet ile...