Muhterem kardeşlerim…
Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak sizleri bilgilendirelim istiyoruz.
Efendim;
Yamuk kimselerin övdüğü Pakistanlı Muhammed İkbal’in, ateist Nietzsche için, “Mevlana Celaleddin Rumi gibi büyük bir zattır” dediği bildiriliyor. Yerli mezhepsizler de, bu ateisti sevip övüyorlar. Ateisti böyle sevip övmek küfürdür.
Hubb-i Fillah ve Buğd-ı Fillah, İslamiyet’in temelidir, esasıdır. Allah düşmanı olan kâfirleri sevip, övmek küfürdür.
“Mezhebin görüşü” demek
Mezhepsizler tarafından çok kullanılan “İslam’ın görüşü”, “Mezhebin görüşü”, “İslam’ın tevhid görüşü”, “Kur’anî görüş”, “Allah'ın görüşü”, “Allah'ın düşüncesi” gibi tâbirleri kullanmak küfür olur.
Görüş de, düşünce de insanlar için kullanılır. Allah için, İslam için ve Kur’an için kullanılmaz. Böyle kullanmanın küfür olduğunu İslam Âlimleri bildirmişlerdir.
“İslamî görüş”, “İslam düşüncesi” denmez. “İslamî hükümler” denir. Çünkü İslam bir görüş, bir düşünce değil, ilahî hükümler topluluğudur. Mezhepsizler tarafından çok kullanılan “İmam-ı A'zamın görüşü”, “Hanefî mezhebinin görüşü” demek de yanlıştır. İmam-ı A'zamın ictihadı denir. Müctehidin ictihadı dinî hükümdür. Hata olsa bile sevab verilen, amel edilmesi gereken bir hükümdür. Sıradan birinin sözü gibi buna görüş diyerek, basite almak çok yanlıştır. “Mezhebin görüşü” de denmez, “Mezhebin hükmü” denir. Ehl-i Sünnet olanlar mezhepsizlerin ifadelerini kullanmamalıdır.
Yalnızlık Allah'a mahsus
“Yalnızlık Allah'a mahsustur” demek küfür olmaz, ama burada niyet de önemlidir. Böyle söylemekle neyi kast ediyor? “Allah tektir, yardımcısı yoktur, kimseye ihtiyacı olmaz” anlamında söyleniyorsa mahzuru olmaz. Hâşâ “Allah, gökte yalnız bir yerde duruyor veya başka bir yerde yalnız duruyor” gibi düşünülüyorsa, elbette küfür olur. Allahü Teâlâ’yı yaratıklara, insanlara benzetmek, ona yer tayin etmek, “Falanca yerde oturuyor veya duruyor yahut geziyor” gibi bir şey söylemek küfür olur. Allahü Teâlâ mekândan münezzehtir. “Gökte, Arşta veya başka yerde” denmez. Hattâ “Her yerde” bile denmez. “Her yerde” demekle de, yine ona mekân tayin edilmiş olur.
Günahı herkes kendi işler
Amentü’de bildirildiği gibi, hayrı da, şerri de yaratan Allah olunca, “Sevab veya günah kazanmak da bizim elimizde olmuyor” diye inanmak küfür olur. Böyle inanmak Cebriyye isimli dalalet fırkasının görüşüdür. Cebriyye fırkası, “Allah her işi zorla yaptırır. İnsan kaderine mahkûmdur. Hiç kimse, işlediği günahtan mesul değildir” der. Bu da çok yanlıştır. Herkes yaptığından mesuldür. İyilik eden mükâfatını, kötülük eden cezasını görür. Zerre kadar hayır ve şer işleyen, karşılığını alır. (Tekvir 14, Zilzal 7,8)
Elin, ayağın titremesiyle, kendi isteğiyle hareket ettirmek farklıdır. Biz günahı da sevabı da kendi irademizle işliyoruz. Tik gibi, kendiliğinden günah sevab işlenmiyor.
Meyhaneye gidip içki içen kendi iradesiyle yapmıyor mu? Hâşâ bunu Allah zorla mı yaptırıyor? Suçu Allah’a yüklemek ne kadar yanlıştır. Camiye gidip namaz kılan da kendi iradesiyle kılıyor. Ama insana iyilik ve kötülük etme gücünü veren de Allahü Teâlâ’dır. Mesela bakkala gidip helva veya içki isteyince, bakkal vermese alabilir miyiz? Ama biz gidip istemezsek bakkal da zorla vermez, Bakkal verdi diye suçu bakkala yüklemek yanlış olur. Helva istemek veya içki istemek benim elimde değil demek de çok yanlıştır.
Cebriyye fırkası, sanki zorla veriyormuş gibi suçu bakkala yüklerken, Mutezile fırkası bakkalı aradan çıkarıyor, “Gidip kendim aldım, insan kendi işini yaratır” diyor. Her ikisi de yanlış ve küfürdür. Onun için bid’at ehli Cehenneme gider. Eğer zerre kadar imanı varsa, cezasını çektikten sonra Cennete girer. Ama bu kadar İslamiyet’e zıt görüşleri olanların imanla ölmeleri çok zordur. Onun için Ehl-i Sünnet itikadından zerre kadar sapmamalıdır.
Ateiste şefaat
Ateiste kesinlikle şefaat edilmez. Resulullah Efendimize bile, böyle bir şefaat yetkisi verilmemiştir. Şefaat, imanı olanlaradır. Hattâ iman etse de, ateistliğine tevbe ettiği bilinmeyen kişi için, öyle demek caiz olmaz.
Çünkü iki Âyet-i Kerime meali şöyledir:
“Şefaat edicilerin şefaati, onlara [kâfirlere] fayda vermez.” [Müddesir 48]
“O gün zâlimler için, ne müşfik bir dost, ne de sözü dinlenir şefaatçi vardır.” [Mümin 18]
Allahü Teâlâ, “Şefaat yoktur” derken, “Şefaat eder” demek, Allah'ı yalancı çıkarmak olur. Mesela bir kadının Gayrimüslimle evlenmesi caiz değildir, küfürdür. Bunun aksini söylemek küfür olduğu gibi, “Ateiste şefaat edilir” demek de küfürdür. Çünkü Allahü Teâlâ yalancı çıkarılmaktadır. Allah, “Olmaz” derken, “Olur” demek ne kadar çirkindir. İbadetlerden önce, küfre düşürücü söz ve işleri öğrenmelidir. Bir kimsenin hocasının böyle küfre düşmesini beğenmesi de küfür olur.
Allahu Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)