YIRTICI KÖPEK

İnsan eşrefi mahlûkattır, bütün kâinat insan için yaratılmıştır. Hayvanlar, bitkiler, canlı-cansız kâinatta bulunan her şey insan için yaratılmış, insanın hizmetine verilmiştir. İnsanı zarar verici duruma gelen hayvanların zararı def edilemiyorsa öldürülebilirler, şeriat bu hususta insanlara ruhsat vermiştir. İnsanlar hayvanlar için yaratılmamış aksine hayvanlar insanlar için yaratılmıştır, onun için hayvanların yaşaması için insanlar feda edilemez. Ancak son zamanlarda seslerini daha fazla yükselten “hayvanseverlik” maskesi takınan İslam ve insanlık düşmanı bazı sapkın gruplar, neredeyse insanların hayvanlar için yaratıldıklarını iddia etmektedirler, açıkça bunu söylemeseler de öyle bir tutum ve davranış içindedirler.  (İslam’ın emri olan hayvanlara merhamet anlayışı gereği hayvan sever olan Müslümanları tenzih ederiz, sözümüz onlara değildir.) Söz konusu bu gruplar, masum görünen “hayvansever” adını kullanarak oluşturdukları bir ideolojiyle her hayvanı değil, kedi ve köpekçiliği yaygınlaştırma çabası içine girmişlerdir. Bunların elebaşlarının hayvanseverlik gibi görünen hırslarının aslında sahip veya ilişkili oldukları kedi-köpek üretme çiftlikleri ve mama fabrikalarıyla bu hayvanların sırtından çıkar sağlamaya yönelik olduğu da anlaşılmaktadır. Düşünebiliyor musunuz, minik çocukları parçalayan ve öldüren yırtıcı duruma gelmiş köpeklerin sokaktan toplatılmasına karşı çıkabiliyorlar. Bu düşünceye sahip kimselerin insanlık için yırtıcı köpekten daha tehlikeli olduğu anlaşılmaz mı? Bunların bu tutumu, Gazze’de bebek parçalayan Yahudilerle aynı zihniyette olduklarını göstermez mi?

Yüce Allah, göklerde ve yerde bulunan her şeyi insan için yarattığını şöyle bildirmektedir: “O'dur ki, (O yüce Allah'tır ki) göklerde ve yer kürede bulunan her şeyi bütünüyle kendi katından sizlere musahhar kıldı (hizmetinize verdi). Muhakkak ki bunda düşünen bir kavim için ayetler vardır." (Casiye, 13.)  Yine Kur’an’da, "en'am" adı verilen deve, sığır, koyun ve keçiden oluşan evcil hayvanları çeşitli faydaları için insana musahhar kıldığını bildirmektedir.  

"Eti yenen büyük ve küçükbaş hayvanları da O yarattı. Onlarda sizin için soğuktan koruyucu şeyler ve başka yararlar vardır, ayrıca onlardan beslenirsiniz. Onlarda akşamları otlaktan getirirken, sabahları otlatmaya salıverirken size sergiledikleri bir güzellik de vardır. Bu hayvanlar ancak kendinizi fazlasıyla yorarak ulaşabileceğiniz bir beldeye yüklerinizi taşır. Kuşkusuz Rabbiniz çok şefkatli, çok merhametlidir." (Nahl, 5-7.)

Sonraki ayette de "Binmeniz ve güzelliğini seyretmeniz için atları, katırları, eşekleri de yarattı. O, sizin bilmediğiniz başka şeyler de yaratır." Buyurulmuştur.

Şimdilerde kasıtlı olarak her şeyin önüne geçirilmeye çalışılan, amaçsız, sadece süs olarak kullanılan köpek ve kedi gibi hayvanlar, insanların evlerini, ekinlerini, yük hayvanlarını ve en’am denilen hayvanlarını, zararlı muhtelif yaratıklardan korumak için istihdam edilmek üzere insanın emrine verilmişlerdir. İnsanı zararlardan korumak üzere ilahî hikmetle görevlendirilen köpek, kedi veya diğer hayvanlar,  görev ve amacı dışına çıkıp insana zarar vermeye, tehdit olmaya başlayınca elbette itlaf edilmeleri gerekir.

Hz. Aişe (RA) annemizden rivayete göre Peygamberimiz (ASV) şöyle buyurmuştur:

"Beş tane hayvan 'fasık'dır ki, Mekke'nin harem bölgesinde de öldürülebilir. Bunlar; fare, akrep, karga, çaylak ve yırtıcı köpektir." Diğer bir rivayette,. “Kişi ihramda da olsa bunları öldürebilir.” kaydı vardır. (Buhârî, Bedu'l-halk, 16; Müslim, Hac, 9.) Bazı rivayetlerde yılan da fasık hayvanlardan biri olarak belirtilmiştir.

Gerçek hayvanseverlik, hayvanlara müdahalede bulunmadan onları doğal yaşamlarıyla başbaşa bırakmaktan ibarettir. Beşer eli, neye uzansa onu bozacağı muhakkaktır. Hayvanları sahibi Allah’tır, kimse onlara sahiplilik etmeyi üzerine vazife saymasın. Onların doğal ortamına müdahale eden insan, onlara zulmetmiş olur. Kedi ve köpeklere mama vermek, onlara iyilik etmek değildir, onların doğal yaşantısını bozmaktır. Yaratıldıkları asıl görevlerinden uzaklaşmalarına, dengelerinin bozulmasına, bu da küresel çapta ekolojik dengenin bozulmasına yol açar. Örneğin mama ile beslenen kediler, fare veya diğer zararlı yaratıkları avlamaz, böylece fare ve diğer muzır yaratıklar başa çıkılmaz bir artış gösterir, ekolojik dengesi bozulur. Aynı durum köpekler için de geçerlidir. 

Köpekler yılda, en az iki kez ve çok sayıda yavru doğurur ama buna rağmen Yüce Yaratıcının koyduğu denge sebebiyle bir-iki yavrudan başka yaşamaz, Hatta çoğu kez bir yavru hayata tutunur. Buna karşılık koyun yılda yalnız bir kez ve bir yavru doğurur ama koyun sürülerinin çokluğu herkesin malumudur. Hikmet-i İlahi insana yönelik nimeti ve faydaları itibariyle bir doğuma rağmen koyunun çoğalmasını murat etmiştir. Köpekçilerin mama, tedavi vb. doğal ortamına ve dengesine müdahalesi yüzünden doğan tüm yavrular hayatta kalmakta ve böylece muvazene sırrı ve dengesi bozulmaktadır. Böylelikle sokaklarda insanlara zarar veren, saldırgan, yırtıcı köpek sürülerinin sokakları işgal etmesine sebep olmuşlardır. Kur’an-ı Kerim, “Göğü O yükseltti, denge ve ölçüyü O koydu ki dengeden sapmayasınız” (Rahman, 7-8.) ayetiyle dengeyi, ölçüyü bozmamayı emretmektedir.

Toplum yöneticilerinin yapması gereken, insana zarar verici duruma gelmiş olan hayvanları itlaf ettikten sonra hayvanların doğal ortamına müdahale eden, doğal yaşantılarını değiştiren insanları, bu masum hayvanlardan ellerini çekmelerini sağlamaktır, kedi ve köpekleri doğal yaşantılarında özgür bıraktırmaktır.