KİM KİMİN SAFINDA/YOLUN DA?

Yaşadığımız ülkede, islami argümanları slogan haline getirmiş olan bazı çevrelerin; hemen her platformda Peygamberleri referans aldıklarını vurgulamaktadırlar. Misal olarak, İbrahim ve Musa (a.s)'yı hemen her vesileyle dile getirirler. Peki, İbrahim ve Musa' yı (a.s) referans alanların, aynı zamanda onların yolunda ve onlar gibi yaşamaları gerekmez mi? Onların getirmiş olduğu, evrensel ilahi ilkelere göre yaşamaları, hareket etmeleri lazım değil mi? İbrahim ve Musa (a.s), yaşadıkları dönemlerinde, insanların hayatına kasteden, ipotek koyan zalim ve zorbaların saltanatlarını yerle yeksan etmek için mücadele etmediler mi? Müstehcenliğin, ahlaksızlığın, hayasızlığın yerine; edep, haya, ahlak ve ilahi yasaları bina etmeye çalışmadılar mi? Evet. 

Eh o zaman hazin bir durum değil midir ki, yaşadığımız ülkede; islâma göre örtünenmeyen kadınların da, İbrahimce yaşamayan erkeklerin de; durmadan bu çağa; bir İbrahim'in bir Musa'nın gerekli olduğunu dile getiriyor olmaları! Peki, insan bir kere kendi kendine şöyle bir soru sormaz mı: İbrahim ve Musa'yı bekleyen ben; onların insanlığı çağırdıkları ilahi ilkelerin/yasaların neresindeyim?

İbrahim (a.s)'in yolunda olduklarını iddia edenlerin; ibrahimi bir yaşam sürmeleri gerekir bir kere. Bakınız âziz Rabbimiz ibrahim (a.s)'in lisanıyla şöyle buyurmaktadır:

Rabbim! Beni ve soyumdan gelecek olanları namazı devamlı kılanlardan eyle; rabbimiz, duamı kabul et.

 Rabbimiz! Hesap kurulacağı gün beni, anamı, babamı ve müminleri bağışla.” (ibrahim/40,41) Evet, ilk ayette; İbrahimi olduklarını iddia edenlerin, namaza dosdoğru devam etmeleri ve namazın ruhunu ikame etmeleri lazımdır! Eğer kadınsa, hem namazına hem tesettürünü hem de ahlak ve iffetini koruması ve kollaması gerekmektedir! Şayet erkekse, aynı duruşu sergilemekle birlikte; hem namusuna hem de başkalarının namus ve malına göz dikmemekle yükümlü/sorumlu olduğunu bilmelidir! 

İbrahimi olmak, zannedildiği gibi öyle kolay bir durum değildir. Bakıyorsun hanım efendinin giyimine kuşamına ecnebi bir kadını aratmayacak şekilde; ama o da yeri geldiğinde İbrahimi olduğunu söyleyebiliyor. Garip ki ne garip! İnsan bir kere samimi ve dürüst olmak zorundadır, neyse o olmalıdır yani. 

Şimdi Tesettür demişken, şu ayetlerin emirlerini hep birlikte dinleyelim; önce erkeklerle ilgili olan ayetin penceresinden ilahi hükme bakalım:

"Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. Bu onlar için daha arındırıcıdır. Allah onların bütün yaptıklarından haberdardır. (Nur/30)

Mü'min kadınlara da söyle: Gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar; iffet ve namuslarını korusunlar. Mecbûren görünen kısımları müstesnâ, güzelliklerini ve süslerini teşhir etmesinler. Başörtülerini, yakalarının üzerine kadar örtsünler. (Nur/31) ve nihahi hüküm: Muhammedi ve ibrahimi olduğunu iddia eden hanım kardeşlerimizin dikkatine sunulur:

"Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü'minlerin hanımlarına söyle evlerinden dışarı çıktıkları zaman dış örtülerini üzerlerine alsınlar. Bu, onların iffetli kadınlar olarak tanınmaları ve kötü insanlar tarafından sözlü veya fiilî tâcize uğrayıp incitilmemeleri açısından en uygun yoldur. (Ahzab/59) üç ayetin de meallerini okuduk mu? Evet.

Peki, daracık kot pantolon ve üzerine daracık elbiseler giymekle, vücut hatlarının en mahrem noktasına kadar belli olan ve her gün binlerce namahrem erkeğin şehvet nazarını celpeden kadınları, kızları bu ayetin hükmüne göre; nasıl isimlendirmemiz veya nereye koymamız lazım acaba? İbrahimi olan erkek ve kadınlar kim? İddia ettikleri halde yaşayışlarıyla kendilerini tekzib edenler kim?

Aynı durumun erkekler için de geçerli olduğunu başta söyledik!

Allah'ım nasıl bir asırda yaşıyoruz ki, insanlar kendi cehennemini kendisi hazırlıyor? Ve milyonlarca insan, beşeri sistemlerin kurbanı olduklarını bildikleri halde; şeytanın adımlarını takip etmekten bir türlü vaz geçemiyorlar! Hiç kimse kendi kendini kandırmasın, iman ettiğini iddia eden hem erkek hem de kadınların; ya Kur'ân ve sünnetin emrettiği şekilde yaşayacaklar, ya da hüsrana razı olacaklar başka yolu da yoktur!

Gerçekten,

İbrahimi olanlara/olabilenlere selâm olsun!

01 Temmuz 2024