Muhterem Kardeşlerim…
Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak sizleri bilgilendirelim istiyoruz.
Efendim;
“14 asırdır gelen İslam Âlimleri, hidayet kelimesini doğru yol olarak tercüme etmişlerdir. Hâlbuki hidayet, dünyada Allah’a ulaşmak demektir” diyenler oluyor. Asla öyle değil. Burada bütün İslâm Âlimleri kötülenmekte, hâşâ hidayet kelimesine yanlış mana vermekle suçlanmaktadır. Halbuki Allahü Teâlâ, “Bilmiyorsanız âlimlere sorun” buyuruyor. Peygamber Efendimiz, “Âlimler, benim ve diğer Peygamberlerin vârisleridir” buyuruyor.
Bugüne kadar, hiçbir İslam Âlimi, hidayeti Allah’a ulaşmak olarak bildirmemiştir. Dört mezhebin kurucusu “İmam-ı A'zam, İmam-ı Malik, İmam-ı Şafii, İmam-ı Ahmed” gibi büyük Âlimler, mezhepteki büyük Âlimler, mesela İmam-ı Gazali, imam-ı Rabbani, İmam-ı Ebu Yusuf, İmam-ı Muhammed, İmam-ı Nevevi gibi Âlimler, Seyyid Abdülkadir-i Geylani, Cüneyd-i Bağdadi gibi yüzlerce kerameti görülen velilerden hangisi, hidayet kelimesi Allah'a ulaşmaktır demiştir? Hangi müfessir tefsirinde hidayeti Allah'a dünyada ulaşmak diye bildirmiştir? Binlerce âlimden biri gösterilemez.
İslam Âlimlerine düşmanlığın sebebi nedir? Sebebi hidayeti İslamiyet olarak bildirmeleri ve dinin emir ve yasaklarını aynen Resulullah Efendimizin bildirdiği gibi açıklamaları değil mi? Niye İslam âlimleri ölçü alınmıyor da, sapık kimseler ölçü alınıyor?
Bugüne kadar İslam dini eksik mi geldi? Bazı sapıklar, hocamız gelene kadar İslamiyet eksikti o tamamladı diyorlar. 1400 yıldır İslamiyet eksik mi geldi? Hâşâ Allahü Teâlâ mı eksik bildirdi? Hâşâ, Peygamber Efendimiz mi eksik bildirdi, eksik mi açıkladı?
Hidayet yol demek değildir. Yani sebil ve sırat demek değildir. Köprü falan değildir. Hidayet = İslamiyet demektir. İslamiyet ise Allahü Teâlâ’nın gösterdiği doğru yol demektir. Onun için hidayete doğru yol deniyor. Zıddı da, dalalettir, sapıklıktır.
Hidayet; Hakkı hak, bâtılı bâtıl olarak görüp doğru yola girmek, dalâletten ve bâtıl yoldan uzaklaşmak, iman etmek, Müslüman olmak demektir.
Hidayet, Allah’ın istediği dindir, Allah’ın istediği yoldur. Yol kelimesi bunu güzel açıkladığı için bütün İslam âlimleri yol olarak bildirmişlerdir. Piyasadaki yanlış doğru bütün mealler hidayete, doğru yol anlamını vermişlerdir. Yani İslamiyet demişlerdir. Ulaşmak diye bir ucube meydana getirmemişlerdir.
Hidayet İslamiyet’e girme, İslamiyet’i kabul etmek demektir. İslamiyet ise doğru yoldur. O halde hidayet doğru yol demektir. Bir Âyet-i Kerime meali şöyledir:
“Allah, kime hidayet etmek isterse, onun göğsünü İslamiyet için genişletir.” [Enam 125]
İki Hadis-i Şerif meali de şöyledir:
“Allahü Teâlâ, beni âlemlere rahmet ve hidayet için gönderdi.” [Ebu Nuaym]
“Hidayet benim elimde değildir. Şeytan da Allahü Teâlâ’nın yasak kıldığı şeyleri süslü, cazip gösterir. Saptırmak da onun elinde değildir.” [İ.Adiy]
Şer nefisten demek, Allahü Teâlâ’nın yaratıcılık sıfatına ortak olanlar var demektir. Allahü Teâlâ, günahlarımız sebebiyle bize bela gönderiyor, belayı biz yaratmıyoruz, biz cezaya layık oluyoruz, Allahü Teâlâ da ceza veriyor. Allah kullarına zulmetmez.
Allahü Teâlâ şöyle buyuruyor:
“Kendilerine bir iyilik dokununca, ‘Bu Allah'tan’ derler; başlarına bir kötülük gelince de, ‘Bu senin yüzünden’ derler. Küllün min indillah [Hepsi Allah’tandır] de, bunlara ne oluyor ki bir türlü laf anlamıyorlar.” [Nisa 78]
İman hadisinin Arapça’sı şöyledir:
“Amentü Billahi ve Melaiketihi ve Kütübihi ve Rüsülihi Vel Yevmil-Ahiri ve Bil Kaderi Hayrihi ve Şerrihi Minallahi Teâlâ Vel-Basü Badelmevti Hakkun. Eşhedü en La İlahe İllallah ve Eşhedü Enne Muhammeden Abdühü ve Resulühü” [Buhari, Müslim, Nesai]
Şerrihi Minallahi Teâlâ = Şer de Allah’tandır deniyor. Bu meşhur Hadis nasıl inkâr edilir ki?
Türkçesi de şu:
“Ben Allah’a ve meleklere ve kitaplara ve peygamberlere ve ahiret gününe, [yani Cennete, Cehenneme, hesaba, mizana] ve kadere, hayrın ve şerrin Allah'tan olduğuna ve ölüme, öldükten sonra dirilmeye iman ettim. Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed aleyhisselamın Onun kulu ve resulü olduğuna şehadet ederim.” [Buhari, Müslim, Nesai]
Tefsir Âlimleri Allah’a kavuşmanın ne demek olduğunu şöyle açıklıyorlar:
“[Dirilmeyi inkâr edip, hesap için] Bize kavuşmayı ummayanlar, [ahiretten gafil olduklarından dolayı] dünya hayatına razı olup [dünyayı ahirete tercih ederek] bununla rahatlayanlar ve Âyetlerimizden [Yaratanın varlığını gösteren delillerden] gafil olanlar, işledikleri [günahlar] yüzünden Cehenneme gideceklerdir.” [Yunus 7-8]
(Öldükten sonra Allah’a kavuşmayı inkâr, dirilmeyi inkârdır. Ölmeden önce Allah’a kavuşulmaz.)
Her şeyin yaratıcısı yalnız Allahü Teâlâ’dır.
Kur’an-ı Kerim’de mealen buyuruluyor ki:
“Her şeyin yaratıcısı Allah’tır.” [Zümer 62, Mümin 62]
“Rabbin, kendi istediğini yaratır, dilediğini seçer. Onların seçim hakkı yoktur.” [Kasas 68]
Bir Hadis-i Şerif meali de şöyledir:
“Kaderin, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna inanmayan mümin değildir.” [Tirmizi]
Din yeni gelmedi. Dinde bilinmeyen bir husus yoktur. Dinin sahibi var, Peygamberi var. Onların emir ve yasakları var. Allah Resulünü devreden çıkarmak, O’nun bildirdiklerine inanmamak, açıklamalarını beğenmemek dinsizliktir.
Allahu Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)