LÜBNAN CEPHESİ NEREYE?

 

 

Şunu baştan belirtelim ki; destek cepheleri olmasaydı soykırım koalisyonu Gazze'de kısa vadeli hedeflerinin hemen hepsine ulaşmış olacaktı. 

 

Soykırım koalisyonu : 

ABD, Britanya, Almanya, Fransa, AB, Avrupa ülkelerinin önemli bir bölümü, Kanada, Körfez ülkelerin hemen hepsi ve halkı Müslüman ülkeler olarak adlandırılan üslerin önemli bir bölümü. 

Destek cepheleri: İran, Irak direnişi, Yemen, Lübnan direnişi, Suriye. 

 

Gazze soykırımı ve soykırım koalisyonu ile ümmetin devam eden savaşında konumlanış, genel olarak böyle. 

 

Nitekim soykırım koalisyonu da açıkça bunu belirtmekte ve özellikle Filistin'le sınır olmasından ve son savaşlarda ona yenildiklerinden dolayı Lübnan direnişinin soykırımı sürdürmede frenleyici rol oynadığını çeşitli şekillerde belirtmektedir. 

Gelinen kavşak noktasında taraflar aylardır gerilimi yükselten ama bir türlü tam teşekküllü bir kavgaya tutuşmayan konumlarını koruyorlar. Bunun her iki taraf için dış ve içsel nedenleri var. Korunması gereken dengeler, ana denklemin gidişatını bozabilecek gelişmeler ve böyle bir başlangıcın yayılma alanının kestirilememesi, nereye evrilebileceğinin belirsizliği gibi. 

 

İsrail'in, Bosna'da da savaşmış önemli saha komutanı Ebu Talip lakaplı Talip Sami Abdullah'a suikast düzenlemesi ve ardından Hizbullah'ın 200'den fazla roketle karşılık vermesi, 9,5 dakikalık İsrail'in önemli noktalarının görüntülerini yayınlaması, Nasrullah'ın Kıbrıs Rum kesimini de uyardığı son konuşması ile tansiyon iyice yükseldi. 

 

Filistin üzerinde baskı arttıkça Hizbullah üzerindeki baskı da artıyor. Bu baskının ana tetikleyicisi; Hizbullah-İsrail topyekûn karşılaşmasının her iki güç için de hayati ve mukadder olduğunun bilinmesi ve her adımın ona göre atılması gereği. 

 

Ebu Talib'in şehadeti üzerine yoğun roket atışı önemli olmasına rağmen drone görüntüleri daha farklı öneme sahiptir. Sadece yayınlananlar bile çok önemli olmasına rağmen yayınlanmayanların neler/nereler olduğu bir muamma ve düşmanın beynini zonklatıyor. Diğer zonklama ise Hizbullah'ın henüz kullanmadığını belirttiği silah ve yetenekleri. En önemlisi galiba bu. Hizbullah'ın henüz kimsenin tespit edemediği ve açıklamadığı stratejilerinin olduğu varsayımının gerçekçi durmasının kanıtı ise şimdiye kadar mükemmel ve kontrollü bir şekilde bu cepheyi yönetebilmesi, zamanı geldiğinde bazı silah ve yeteneklerini süreç içerisinde ortaya çıkartmış olmasıdır. 

Zira bir kısmını gösterdiği hava savunma sistemleri, siber yetenekler ve büyük ihtimalle hipersonik silahlar... 

 

Yükselen tansiyona ve normal zamanda savaş nedeni olabilecek karşılıklı birçok askeri eyleme rağmen her iki taraf için hayati, gerekli ve mukadder olan, şimdi olduğu gibi zaman zaman an meselesi dediğimiz topyekun karşılaşma için her iki tarafın da henüz kontrollü gittiğini söylemek durumundayız. Ancak buna rağmen bu başlangıç, bir sürprizi şeklinde de gerçekleşebilir. Zira Nasrullah'ın son açıklamalarında kullandığı 'önleyici saldırı' söylemi bu olasılığı da mümkün kılıyor. 

Hizbullah'ın Lübnan'daki pozisyonu, bazı iç riskler (Suudi, Fransa başta olmak üzere bazı dış güçler tarafından desteklenen iç dinamiklerin Hizbullah karşısında bir blok/risk olarak durması) onu sınırlayan ve daha temkinli olmasını gerektiren etmenlerden sayılabilir. Buna, içinden geçilen ekonomik abluka da eklenebilir. 

 

Bu arada İran'ın, Lübnan'a bir saldırı olması durumunda tarafsız kalmayacağını Katar üzerinden ABD'ye iletmesi de not edilmesi gereken bir husus. 

 

Elbette bölgeye yayılması hemen hemen kesin olan bu savaşı, İsrail hemen başlatmak istiyor. Böyle bir gücü olmasından değil; tüm yükü soykırım koalisyonuna devredip aradan sıvışmak için yapmak istiyor bunu. 

Ancak bu hamle, onu kurtarabilecek mi, o da belli değil.

 

Peki soykırım koalisyonu bu savaşı önlemek istiyor mu, bu mümkün mü? 

 

Kontrollü de olsa Lübnan'ın açtığı bu cephe, Gazze'ye destek amaçlı idi. Tıpkı Yemen'deki cephe gibi. 

 

Eğer kalıcı bir ateşkes ve işgalcilerin Gazze'den ayrılması soykırım koalisyonu tarafından kabul edilir ve gerçekleştirilirse elbette ki Lübnan cephesi ve Yemen Cephesi kapanacaktır. 

 

Sonuç olarak; kontrollü ama el yükseltilerek devam eden bu sürecin topyekun bir karşılaşmaya dönüşmesi ihtimali her geçen gün daha da artmaktadır. 

Rabbim mazlumlarladır.