Her doğan güneş, yeni bir pencere acıyor insan hayatın da. Her uyandığımız da, yeni bir dünya ile karşı karşıya kalıyoruz.
Değerler değişiyor. İnsani ilişkiler olan, görgü kuralları değişiyor. İstekler farklılaşıyor. Yaşam koşulları, öncelikli istekler dahil her şey değişiyor.
Örneğin, eskiden köy hayatı daha çok rağbet görüyordu. Eskiden, hayvancılık ile uğraşmak daha kıymetli idi. Ancak, günümüz de bu yaşam biçimi değişti. Daha çok şehir kültürü, daha çok beton olan şeyler kıymetli hale geldi. Eskiden, yatay mimari evler değerli idi. Günümüz de ise, çok katlı, gökdelenler daha çok kıymetli oldu. Avlulu evler de yaşamak bir huzur ortamı iken, günümüz de çok katlı binalar da ki daireler öne çıktı.
İnsan eli ile oluşan medeniyet, aslında bir döngüden ibarettir. Eski dediğimiz şey, yarın daha çok değerli olabilir. Son yıllarda yaşanan pandemi ve deprem ile birlikte, şehir kültürü yerini, köy hayatı daha çok aranır oldu. İnsanlar, şehirler de mutlu değil. Sade olan, daha çok olanı ister oldu. Şehirler de ki, arsa ya da gayri menkul bir yatırım aracı iken, günümüzde ise, bahçeli bir köy evi daha kıymetli hale geldi.
Dolayısıyla insan ihtiyaçları, zamana göre değişiyor. Bir tek değişmeyen şey ise, ilahi emirler. Hz. Adem'e ne emredilse günümüz de, aynı şeylerden sorumludur insan. Bir ilaha tapma, cennet, cehennem inancı, cana kıymanın yasak olması gibi. Tüm ilahi dinlerin ortak değerleri günümüzde de geçerli. Dün ne idi ise günümüzde de aynı emirlerden sorumlu insan.
İnsan eli ile ortaya çıkan her şey, zamanla değişebilir. Örneğin, moda. Bugün kıymetli olan bir elbise, yarın farklı bir elbise onun yerine geçebilir. Eskiden erkekler için, paçalı pantolon kıymetli iken, günümüz de ise dar paçalı olan pantolon daha kıymetli. Ancak, yarın tekrar insanlar, paçalı pantolona dönebilir.
Zamanın ruhu. İnsan eli ile değişen bir şey. İstekler, değerler gibi.
Kalın selametle...