İNSAN KENDİNİ NE SANIYOR?

İmtihana tabi tutulmadan, dünyevi bir işe girmesi mümkün olmayan insan; Allah'ın tekliflerine karşı kulluk imtihanını eş geçtiği halde, ebedî hayatta dair nasıl güzel bir sonuç bekleyebilir?

Rabbimiz buyuruyor: "Elif-Lam-Mim. İnsanlar, inandık demeleriyle bırakılı vereceklerini, kendilerinin imtihana çekilmeyeceklerini mi sandılar? (Ankebut/2) İnsan, yedi yirmi dört saat; Allah'ın gözetimi altında olan tek sorumlu ve muhatap varlıktır... Yoktan varlığa, varlıktan kemale, kemalden zevale doğru yol alan; oradan da berzah alemine, berzahtan sonsuzluk ülkesine yol alacak olan insan; tabi ki, başı boş ve imtihana tabi tutulmadan bırakılmayacaktır...

Sizi deneyeceğiz ki, içinizden cihad edenleri, zorluklara göğüs gerenleri ortaya çıkaralım ve size ait haberleri de (söz ve iddiaları) deneyerek açıklığa kavuşturalım. (Muhammed/31)

Demek ki, iman edenlerin imtihana tabi tutulmalarının bir amacı/hikmeti de; Allah yolunda Cihad eden ve zorluklar karşısında pes ve y'es demeden, tevhid ve istikamet üzere sabit kalanların ortaya çıkarılmasıdır... Evet, insanın Hz. İnsan olabilmenin yolu; Allah yolunda Cihad edip ve karşılaştığı zorluklara göğüs germekten geçer! Hakeza, insan; insanın başı boş bir varlık olmadığı, bilakis Allah'ın tekliflerine karşı mükellef olduğunu bilmesi ve bilmesini hayatta geçirmesinden sorumlu olduğuna inanması lazımdır. 

Rabbimiz buyuruyor: "Biz emaneti göklere, yerküreye ve dağlara teklif ettik, ama onlar bunu yüklenmek istemediler, ondan korktular ve onu insan yüklendi. Kuşkusuz insan çok zalim, çok bilgisizdir.

 Böyle yaptı ki Allah, münafık erkekleri ve münafık kadınları, müşrik erkekleri ve müşrik kadınları cezalandırsın, mümin erkeklerin ve mümin kadınların da tövbelerini kabul buyursun. Allah çok bağışlayıcı, ziyadesiyle esirgeyicidir. (Ahzab/72,73)

İnsan; ilâhi teklif olan emaneti kabul etmekle, kulluk karnesinin notlarının iyi veya kötü olması tercihiyle baş başa bırakılmıştır. Nitekim âziz ve Celil olan Rabbimiz, "İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır." (Necm/39) buyurmakla; herkesin yarın için neler kazandığına bakmasını hatırlatmaktadır. İnsanın, her sn imtihan ile baş başa, yüz yüze olduğu ve dünyada yapıp ettiklerinden sorguya çekileceği, birçok ayetle hatırlatılmaktadır. Ama insan bu ya, nisyanı ağır basınca; şu ayette geçen duruma düşer.

"İnsan bir sıkıntıya düştüğünde bize yalvarıp yakarır. Ona tarafımızdan bir nimet verdiğimizde ise: “Bunu bilgim ve becerim sayesinde elde ettim” deyiverir. Halbuki o bir imtihandır; fakat insanların çoğu bunu bilmez. (Zümer/49)

Çok mal, çok vebal diye bir söz vardır. Yani, hakkından gelinmeyen mal ve yetiştirilemeyen evlatların, ahirette büyük sorgu ve ikaba sebep olacakları hatırlatılmaktadır.

Mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan vesilesidir. Allah’ın sevgi ve takatini mal ve evlat sevgisine tercih edenleri Allah katında büyük bir mükâfat beklemektedir. (Teğabün/15) Birde imtihanını, güzel bir şekilde verenlere; ilahi ikramlar ve nimetler müjdelenmektedir.

O zaman, her birimizin yedi yirmi dört saat; farklı imtihan türleriyle karşılayacağımızı unutmamalıyız!

Sizi mutlaka biraz korku ve açlık ile; biraz da mallardan, canlardan ve ürünlerden noksanlaştırmak suretiyle imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele! (Bakara/155) Imrihan ve sabır, sonu cennet müjdesiyle gelen güzel bir akıbet. 

Her nefis mutlaka ölümü tadacaktır. Biz sizi, gerçek değerinizi ortaya çıkarmak için şerle de hayırla da imtihan ediyoruz. Sonunda zaten bize döneceksiniz. (Enbiyâ/35) Ölüm ve ötesi, sonsuzluk ülkesine olan yolculuk. Hayır ve şer'in hesabının sorulacağı âdil mahkeme... Adam kayırmanın, torpilin, rüşvetin vs.'nin olmadığı İlahi mahkeme...

Gerçek şu ki, içinizden cihâd edenleri ve sabredenleri ayırt edinceye; söz ve davranışlarınızdaki samimiyetinizin doğruluğunu ortaya çıkarıncaya kadar biz sizi sınamaya devam edeceğiz. (Muhammed/31) Madem, durum bundan ibarettir o zaman; elimizden geldiği kadar, malımızla, canımızla, kalemimizle, eylem ve söylemlerimizle, tebliğ ve davetimizle; zaman ve zemine göre, şartların el verdiği kadar, yapabileceğimiz miktar; Allah yolunda CİHAD etmeliyiz. 

İmam Hüseyin Efendimizin deyimiyle (r.a): "Hayat iman ve Cihat’tır! Her meşru amelimizin indellah'da birer Cihat olması niyazıyla. 

06.Haziran.2024.