Kıymetli dostlar hepinizi canı gönülden saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Bu hafta şehrimizin ve genel olarak güneydoğu bölgesinin damla damlaya kanayan bir yarasına değinmek istiyorum.
“Kanallarda boğulma veya kanallara atlayarak intihar etmek”
Bu husus her yıl her vakit gündemde olan çoğu ailenin yüreğini yakan bir husustur. Şanlıurfa, yaz aylarında coğrafi konumu sebebiyle Basra’dan gelen çöl sıcakları karasal bir iklimin içinde yer almasından dolayı sıcaklık seviyeleri Türkiye genelinin üzerine çıkmaktadır. Bu durumda ister istemez vatandaşın serinleme isteği, sportif aktiviteleri, piknik ve su kenarlarında sosyal zaman geçirmeye yol açmış yol açacaktır.
Özellikle gençlerimiz yaz aylarında merkeze yakın yerlerde bulunan su kenarı olarak seçmiş oldukları kanallara yönelmektedir. Gayet doğal bir durum gibi görünmektedir. Ancak bu durum korkulacak durumları da meydana getirmektedir. Kanalların akıntılı suları denizlerden daha tehlikelidir. Sabit bir akıntı mevcuttur.
Maazallah gençler şakalaşıp birbirlerini suya itmeleri ki bu defalarca yaşanmıştır. Ve nice ebeveynlerin yürekleri yanmıştır. Onun dışında merkezi yerlerde bulunan örneğin; Gap Sukay bölgesindeki kanallar, Akçakale sınırına kadar devam eden devlet su işlerinin kontrolündeki kanallar defalarca nice ebeveynlerin evlatlarına içine çekip geriye acı bırakmıştır.
Dikkat etmemiz gerekiyor. Her yıl aynı olaylar meydana geliyorsa ya almadığımız önlemlerden ya da çözümlerin üretilmemesindendir.
Devlet kademelerimizin bu hususta önemli önemler almaları önem atfetmektedir.
Kanalın etrafının aşılması zor engellerle çevirip kanalın içine girmeyi en aza indirmelidir.
Ve kontrol noktalarında belirli sistemlerle su akışını durdurmayacak ama suya kapılan birilerini orada tutup havada tutacak bir sistem geliştirmelidir.
Kazara meydana gelmemiş olaylar olsa dahi gençlerin amaçları kötü olmadığını düşünüyorum. Onlarda sıcak yaz aylarında serinlemek istiyorlar. Bu hususta da devletimizin, belediyemizin çeşitli mevkileri bu husus içinde çeşitli çalışmalar meydana getirmelidir. Ki getirdiklerini biliyorum. Ancak yeterli olmadığını belirtmek istiyorum.
Her semte en az bir adet yüzme havuzu bulunmalı en azından bu şekilde serinlemek için kanala girmek isteyen gençlerin tercihleri yüzme havuzu yönünde artış göstermiş olur. Rabbim kimsenin ciğerini yakmasın.
2023 yılında 20 den fazla kanalda boğulma vakası haberlere düşmüştü.
2024 yılında Atatürk barajı ve kanallarımızdaysa çeşitli boğulma ve intihar vakalarına şahit olduk. Ortalama 15 candan fazla vatandaşımızda bu yıl içerisinde canlarını kaybetmişlerdir.
Arama motorundan arama yaparak çeşitli haberlere ulaşabilirsiniz.
Bunların geneli ise sadece serinlemek için girildiği söyleniyor.
Eğer bunun önüne geçilmezse maalesef yaz mevsiminde sıcaklığı Türkiye ortalamasından fazla olan Şanlıurfa'da da çok ciğer yanacaktır.
Diğer bir husus ise kanalların merkeze yakın yerlerden de geçmesinden dolayı ve etrafının yeterli seviyede korunmamış olması bazı vatandaşların intihar etmelerine sebebiyet doğuruyor. Bu hususta devletimizin makamlarından kanalların geçiş güzergâhlarına belirli mesafelerle öncelikle engelleri artırıp belirli mesafelerde kameralar yerleştirip yaşanacak olumsuzluklara erken müdahale etmelidir.
Kendim, zamanında gönüllü olarak bulunduğumu bir STK’nın arama kurtarma ekibindeyken kaybolan küçük bir kızı evinden 45 km uzakta bulunduğuna şahit olmam bu durumun ciddiyetini gösterdiğini de gözler önüne sermiştir.
Yukarıda da bahsettiğim gibi intihar konusunda devlet makamlarımızın kanalların etrafına aşılması zor olan engellerle çevirmelidir.
İntiharın ne kadar büyük bir günah olduğunu da buradan ben vatandaşlarımıza belirtmek istiyorum. Daha önceki haftalarda paylaştığımız köşe yazımız “ Artan İntiharlar” adlı başlıkta da intiharın çözüm olmadığını belirtmiştik.
Umudumuz yaklaşan yaz ayı ve gelmiş olan yaz sıcaklarıyla serinlemek isteyen gençlerimiz, evlatlarımız geri de ebeveynlerine, sevenlerine acı, ateş bırakmamasıdır. Sadece serinlemek değil küçük kaybolan evlatlarımız da maalesef kayıplarından sonra kanallardan çıkarılmaktadır. En basit örnekle geçen hafta kaybolan 14 yaşında küçücük bir kız çocuğumuz kaybolmasından bir hafta sonra kanalda cansız bedenine ulaşılmıştı. Bunların önüne geçmeliyiz. Genel kapsamda 360 derece olayı süzüp çeşitli önlem ve çeşitli çözümler üretmeliyiz.