İsrail var gücüyle Gazze’ye, Refah’a saldırıyor, daha fazla yürek yakmak için özellikle bebekleri, çocukları ve kadınları öldürmeye devam ediyor.
Avrupa'da konulan ve İslam âleminde de Avrupa'yı taklit hevesiyle yaygınlaşan doğum günü, İnsan hakları günü, kadınlar günü, Anneler günü, babalar günü şu günü, bu günü gibi günlerin tamamı meğer Yahudi günleriymiş. Anneler günü sadece Yahudi annelerin günüymüş. İnsan, çocuk ve kadın kavramlarıyla kastettikleri ile sadece Yahudi ve destekçileri imiş, sadece onların hakkı varmış başka insan yokmuş. 8 aydır anne ve bebeklerini öldüren mel'un İsrail'i desteleyen Avrupa ve Amerika soykırımın ilk aylarında kadın çocuk yaşlı katliamını yalanlıyorlardı. "İsrail insan hakları hukukuna tam riayet ediyor" diyorlardı. Mızrak çuvala sığmayınca ve yer yer bütün dünyada halklar ayağa kalkınca ve kendilerinin de adamları, gazetecileri İsrail'in ayırım gözetmeksizin saldırılarında öldürülünce, Amerika Evet İsrail bazı insan hakları ihlalleri yapmıştır ancak bunları kasıtlı yaptığına dair bir kanıt yoktur şeklinde açıklama yaparak bütün Müslümanların aklı ve izzetiyle dalga geçti. Avrupa ve Amerika'nın kutlanması için ihlas ettiği günlerin sadece Yahudi ve destekçilerine yönelik olduğu da Gazze soykırımında net bir şekilde anlaşılmıştır. Bu itibarla onların bütün bu günlerini reddediyoruz. Günlerini başlarına çalsınlar. Müslümanları insan saymayan, Müslüman anneleri anne saymayan İsrail destekçisi Avrupa'ya da günlerine de lanet olsun!
Zaten Peygamberimiz (sav) Yahudi ve Hristiyanlara benzemeyi yasaklamamış mıdır? Onları taklit etmekten onların günlerini kutlamaktan bizleri men etmiştir. En küçük bir uygulamada bile Yahudi ve Hristiyanlara benzemeyi şiddetle yasaklamıştır. "Bizden başkasına benzemeye çalışanlar bizden değildir. Yahudi ve Hristiyanlara benzemeyin! Yahudilerin selamlaşması parmak işaretiyledir, Hristiyanların selamlaşması ise el ile işaret etmekten ibarettir." (Tirmizî, İsti'zân, 7, Hadis no: 2695.)
Avrupalıları taklit etmeyi bir marifet sayan, bir üstünlük gören ve onları taklitte sınır tanımayan Müslümanların kendine gelmesi Müslümanlara ait günleri kutlaması ehli küfrün taklidinden vazgeçmesi gerekmektedir. Sayıları bir buçuk milyar olduğu söylenen Müslümanlar, neden kendi kültür ve değerlerine uygun, taklit olmayan, tamamıyla özgün olarak kutlayacakları günleri kendileri oluşturmuyor da, Yahudi ve Hristiyan günlerini kutlamada bir marifet görüyorlar? Anneler Günü’nü, Babalar Günü’nü, Kadınlar Günü’nü kutlayanlar neden Hanuka bayramını veya Hamursuz bayramını kutlamıyorlar? Hepsi aynı zihniyetin bayramları değil midir? Sadece Yahudi ve Hristiyan anneleri anne sayan, sadece onların kadınlarını kadın sayan, Gazze annelerinin çocuklarıyla, bebekleriyle vahşice öldürülmesine destek veren Avrupanın günlerini Müslümanlar hangi mantıkla kutluyorlar?
Bediüzzaman, yıllar önce demir parmaklılar arkasından, Müslümanlara sınırsız zulüm ve düşmanlık eden Avrupa’yı taklit etmemeleri konusunda Müslüman gençleri uyarıyor ve şöyle haykırıyordu:
"Ey bu vatan gençleri! Frenkleri taklide çalışmayınız. Âyâ, Avrupa'nın size ettikleri hadsiz zulüm ve adavetten sonra, hangi akılla onların sefahat ve batıl efkârlarına ittibâ edip emniyet ediyorsunuz? Yok, yok! Sefihane taklit edenler, ittibâ değil, belki şuursuz olarak onların safına iltihak edip kendi kendinizi ve kardeşlerinizi idam ediyorsunuz. Âgâh olunuz ki, siz ahlaksızcasına ittiba ettikçe, hamiyet davasında yalancılık ediyorsunuz. Çünkü şu surette ittibaınız, milliyetinize karşı bir istihfaftır ve millete bir istihzâdır." (Lem’alar)
Evet, Avrupa’nın insan hakları, hak, hukuk, demokrasi, özgürlük gibi vitrininde sergilediği söylemlerin arkasının boş, hepsinin külliyen yalan olduğu, Müslümanları asla insan saymadığı, hadsiz zulüm ve düşmanlığından asla geri adım atmadığı, Gazze soykırımına verdiği destekten ve ehl-i vicdan insanların Gazze için yaptıkları demokratik eylemlere dahi İsrail’in köpekliğine soyunarak en sert şekilde müdahale etmesiyle apaçık ortaya çıkmıştır. Aslında hakiki imanı elde eden insanlar eskiden de Avrupa’nın bu çirkin küfür ve düşmanlık yüzünü biliyordu ama bilmeyen zavallı gafiller vardı, onların da ayılmasını, Avrupa’nın gerçek yüzünü görmelerini ümit ediyoruz.