ALLAHÜ TEÂLÂ’NIN SIFATLARI

Muhterem Kardeşlerim…
Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak sizleri bilgilendirelim istiyoruz.

Efendim;

Allahü Teâlâ’nın Sıfat-ı Zatiyye’si altıdır:

1- Vücûd: Allahü Teâlâ vardır. Varlığı ezelidir. Vacib-ül Vücûddür, yani varlığı lazımdır.

2- Kıdem: Allahü Teâlâ’nın varlığının evveli, başlangıcı yoktur.

3- Bekâ: Allahü Teâlâ’nın varlığının âhiri, sonu yoktur. Hiç yok olmaz. Ortağı olmak muhal olduğu gibi, zat ve sıfatları için de yokluk muhaldir.

4- Vahdaniyyet: Allahü Teâlâ’nın zatında, sıfatlarında ve işlerinde ortağı, benzeri yoktur.

5- Muhalefetün-Lilhavadis: Allahü Teâlâ, zatında ve sıfatlarında hiçbir mahlûkun zat ve sıfatlarına benzemez.

6- Kıyâm Bi-Nefsihi: Allahü Teâlâ zatı ile kâimdir. Mekana muhtaç değildir. Madde ve mekan yok iken O var idi. Zira her ihtiyaçtan münezzehtir. Bu kâinatı yokluktan varlığa getirmeden önce, zatı nasıl idi ise, sonsuz olarak, hep öyledir.

Allahü Teâlâ’nın Sıfat-ı Sübûtiyye’si sekizdir.

1- Hayat: Allahü Teâlâ diridir. Hayatı, mahlûkların hayatına benzemeyip, zatına layık ve mahsus olan hayat, ezeli ve ebedidir.

2- İlm: Allahü Teâlâ her şeyi bilir. Bilmesi mahlûkatın bilmesi gibi değildir. Karanlık gecede, karıncanın, kara taş üzerinde yürüdüğünü görür ve bilir. İnsanların kalbinden geçen düşüncelerini, niyetlerini bilir. Bilmesinde değişiklik olmaz. Ezeli ve ebedidir.

3- Sem’: Allahü Teâlâ işitir. Vasıtasız, cihetsiz işitir. İşitmesi, kulların işitmesine benzemez. Bu sıfatı da, her sıfatı gibi ezeli ve ebedidir.

4- Basar: Allahü Teâlâ görür. Âletsiz ve şartsız görür. Görmesi göz ile değildir.

5- İrade: Allahü Teâlâ’nın dilemesi vardır. Dilediğini yaratır. Her şey Onun dilemesi ile var olur. İradesine engel olacak hiçbir kuvvet yoktur.

6- Kudret: Allahü Teâlâ, her şeye gücü yeticidir. Hiçbir şey Ona güç gelmez.

7- Kelam: Allahü Teâlâ söyleyicidir. Söylemesi alet, harfler, sesler ve dil ile değildir.

8- Tekvîn: Allahü Teâlâ yaratıcıdır. Ondan başka yaratıcı yoktur. Her şeyi O yaratır. Allahü Teâlâ’dan başkası için yaratıcı dememelidir.

Allahü Teâlâ’nın Sıfat-ı Sübûtiyyesi de, Sıfat-ı Zatiyyesi gibi kadimdir. Bu sıfatları da, zatından ayrılmazlar. Yani sıfatları zatının, kendinin aynı da değildirler, gayrı da değildirler.

Allahü Teâlâ’nın sıfatlarının hakikatlerini anlamak da muhaldir. Hiçbir kimse ve hiçbir şey Allahü Teâlâ’nın sıfatlarına ortak ve benzer olamaz.

Allah’ın Zati ve Sübuti Sıfatları arasındaki fark 

Zati Sıfatları, Allahü Teâlâ’nın zatına mahsus olan sıfatlardır. Bu sıfatlar, mahlûkların hiçbirinde yoktur. Bunların mahlûklara, hiçbir şekilde bağlantıları da yoktur.

Sübuti Sıfatları ise, mahlûklarla bağlantılı olan sıfatlardır. Bunlardan, yaratmak sıfatı hariç, diğerlerinden kullarına da sınırlı olarak ihsan etmiştir. Bu sıfatlarında da, hiç değişiklik olmaz. Bunlar da, zati sıfatlar gibi kadim yani ezelidirler. Mahlûklar sonradan yaratıldığı için, mahlûklara olan bağlantıları ise Hâdistir, yani ezeli değildir. O’nun Diri Olması, Bilmesi, İşitmesi, Görmesi, Kudreti, Dilemesi ve Söylemesi kullarınkine hiç benzemez, bunların sadece isimleri benzer. O’nun zatını ve sıfatlarının hakikatini anlamak mümkün değildir.

Hiç bir mahlûk, asla yaratıcısını anlayamaz, kavrayamaz. Peygamber Efendimiz, “Allahü Teâlâ’nın yarattıklarını düşününüz, O’nun zatını düşünmeyiniz. Çünkü siz O’nun kadrini takdir edemez, O’nu anlamaya güç yetiremezsiniz” buyuruyor. 

Bir başka Hadis-i Şerifte de buyuruldu ki, “Allahü Teâlâ, hatıra gelen her şeyden uzaktır.” [C.Veremedi]

Aynı da, gayrı da değildir

Allahü Teâlâ’nın sıfatları, kendisi gibi ezeli ve ebedidir, yani zatından ayrılmazlar. Eğer sıfatlar, Allahü Teâlâ’nın gayrıdır, yani kendisinden ayrıdır, başkadır denirse; sonradan oldukları söylenmiş yani ezeli oldukları inkâr edilmiş olur. Allahü Teâlâ’nın aynıdır, yani kendisidir denirse de, sıfatların varlığı inkâr edilmiş olur.

Sıfatları sayamayıp, anlamlarını bilirse kâfir olmaz. Mesela Allahü Teâlâ’nın her şeyi yarattığını, her şeyi bildiğini, işittiğini, gördüğünü v.s. bilen kimse Allah’ın sıfatlarını biliyor demektir.

Tekvin sıfatı

"Basar, sem' ..." gibi insanlarda da sınırlı olarak bulunan sıfatları insanlar için kullanmak elbette caizdir. İnsanın görmesi, Allah’ın ki gibi sınırsız değildir diye, hiç kimse "insanlar görebilir, demek caiz değildir" diyemez. "Tekvin" de bu tür sıfatlardan biridir. Tekvin, yaratmak demektir. Görmek sıfatını insanlar için kullanabildiğimiz gibi, yaratmak kelimesini de "yeni bir şey, fikir oluşturmak, keşfetmek, ortaya çıkarmak" manalarında insanlar için kullanmak caiz değildir. Benzetme yanlıştır. Allahü Teâlâ diridir, bilir, işitir, görür, diler, güçlüdür, konuşur. Bu sıfatlarda insan sınırlı da olsa ortaktır. Yani sınırlı da olsa, insan da diridir, bilir, işitir, görür, diler, gücü vardır, konuşur. Fakat yaratma sıfatında ortaklık yoktur. Allah her şeyi yaratır, fakat insan bir karıncayı, bir hücreyi bile yaratamaz. Yaratmak, yoktan var etmektir. Maddeyi, elemanı yok iken var etmektir. Yaratıcı, yalnız Allahü Teâlâ’dır. 

Kur’an-ı Kerim’de mealen buyuruluyor ki:

“Yaratmak Allah’a mahsustur.” [Araf 54]

“Her şeyi yaratan ancak Allah’tır.” [Rad 16]

Beka sıfatı

Ezeli ve ebedi olan yalnız Allah’tır. Diğer her şey fanidir, yani ölümlüdür yani yok olucudur. Yok olucu olan bir şey, ezeli ve ebedi olan Allah ile mukayese olur mu? O sıfatı insanlar nasıl taşır? Ama Allah’ın kudretiyle bu iş devam edecektir. Ahiret beka yurdudur. Yoksa Allah’ın sıfatını kazanmış olmuyoruz. Bizi ayakta tutacak olan O’dur. Yine kendiliğimizden durmayacağız. Devamlı sonsuza kadar yaşamamız da yine Allahü Teâlâ’ya bağlıdır.

Kıyas edilemez

Allahü Teâlâ’nın Sıfat-ı Zatiyyesi altı olup biri de, Muhalefetün Lil Havadistir. Yani hiç bir şeyde, hiç bir bakımdan, hiç bir mahlûka benzemez demektir. Allahü Teâlâ’nın insanlardan daha şefkatli, daha kudretli olduğunu bildirmekte mahzur yoktur. 

Kur'an-ı Kerim’de mealen buyuruluyor ki:

“Allah’ın eli, onların ellerinin fevkindedir.” [Fetih 10]

Yani, “Allahü Teâlâ, hepinizden daha çok kudret ve kuvvet sahibidir” demektir. Halbuki bütün insanların kuvveti, Cenab-ı Hakkın kudreti yanında nedir ki? Allahü Teâlâ, hiç bir mahlûkla kıyas edilemeyen, sonsuz kudret sahibidir.

Buna benzer Âyet-i Kerimeler çoktur. Hazreti Ömer’in rivayet ettiği Hadis-i Şerif şöyle:

Esirler içinde, çocuğunu arayan bir kadın, onu bulunca, hemen bağrına basıp emzirmeye başladı. Resulullah Efendimiz bize buyurdu ki:

- Şu kadın, çocuğunu hiç ateşe atar mı?

Eshab-ı Kiram asla atmayacağını söyleyince, Peygamber Efendimiz buyurdu ki:

“Allahü Teâlâ da, kullarına, bu kadının çocuğuna olan şefkatinden elbette daha şefkatli, daha merhametlidir.” [Buhari]

Allahü Teâlânın Zâti Sıfatları

Allahü Teâlâ’nın Sıfât-ı Zâtiyyesi, Zâti Sıfatları altıdır. Bunlar: Vücud, Kıdem, Bekâ, Vahdâniyyet, Muhâlefet-ün Lil-Havâdis ve Kıyâm-ü Bi-Nefsihîdir. Vücûd, kendiliğinden var olmak demektir. Kıdem, varlığının öncesi, başlangıcı olmamaktır. Bekâ, varlığı sonsuz olmaktır, hiç yok olmamaktır. Vahdâniyyet, hiçbir bakımdan şeriki, ortağı, nazîri, benzeri olmamaktır. Muhâlefet-ün Lil-Havâdis, hiçbir şeyinde, hiçbir mahluka, hiçbir bakımdan benzemez demektir. Kıyâm-ü Bi-Nefsihî, varlığı kendindendir, hep var olması için, hiçbir şeye muhtaç değildir, demektir.

Bu altı sıfatın hiçbiri, yaratılanların hiçbirinde yoktur. Bunların, mahluklara hiçbir surette bağlantıları da yoktur. Bazı âlimler, Vahdâniyyet ve Muhâlefet-ün Lil-Havâdisin aynı olduklarını söyleyerek, Sıfât-ı Zâtiyye beştir demişlerdir.

Zati sıfatlarından olan Kıyâm Bi-Nefsihi, Allahü Teâlâ’nın, zatında, sıfatlarında ve fillerinde yani işlerinde, hiç kimseye, hiçbir şekilde muhtaç olmaması demektir.

Muhâlefetün Lil-Havâdis, Allahü Teâlâ’nın Zati Sıfatlarındandır ve Allahü Teâlâ’nın zatında ve sıfatlarında, yaratılanlardan hiçbir şeye ve hiçbir kimseye benzememesi demektir.

Allahu Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)