İnsanların vahşette sınır tanımadığı, Mehmet Akif'in: “Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta / Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi.”” Şeklinde tanımladığı bir zamanda bir kurtarıcı olarak zuhur eden İslam dini, insanlığa sevgi, merhamet, barış, huzur ve esenlik getirmiş, bu üstün insanî değerleri hüküm sürdüğü coğrafyalarda uygulamış ve bütün dünyaya hâkim kılmayı hedeflenmiştir. İnsanların kuralsız olarak canavarca birbirini katlettiği savaşlara bile kural ve yasak getirmiştir. Düşman tarafında bulunan yaşlılara, çocuklara, kadınlara ve din adamlarına dokunulmamasını emretmiş, onları öldürmeyi yasaklamıştır. Sürekli merhameti, sevgiyi, uzlaşmayı, anlaşmayı, birlikte kardeşçe yaşamayı ön plana çıkarmıştır ancak hiçbir insanî değer kabul etmeyen zalimlere karşı, mazlumları, masumları, savunmasızları ve kimsesizleri zalimlerin elinden kurtarmak için savaşmayı da meşru kılmıştır. Barış, huzur, esenlik, selamet anlamlarına gelen “İslam” kavramı Yüce Allah tarafından dinin ismi olarak seçildiği gibi, bütün öğretilerinde, bütün tavsiyelerinde merhamet, hoşgörü, barış ve sevgi vardır. Din görevlileri sürekli bu değerleri ön plana çıkarır ve tavsiyelerde bulunurlar. Hiç kimse İslam’ın din görevlilerinden, din âlimlerinden hiçbir zaman incinmemiştir. Gayr-ı Müslümler dahi İslam âlimlerinin komşuluklarına, güzel ahlaklarına, huzur veren sohbetlerine doyamamıştır. Örneğin: Hasan Basri hazretlerinin komşusu bir Yahudi, satılığa çıkardığı evi için o emsaldeki bir evin iki katı fiyat biçmiş, buna şaşırıp soranlara, fiyatın bir kat fazlalığı Hasan Basri’ni komşusu olduğu içindir, bu fiyat bile azdır, çünkü onun komşuluğu paha biçilmez değerdedir.” Şeklinde cevap vermiştir. Buna rağmen kindar zalimler ve insafsız İslam düşmanları İslam’ı terörizmle bir araya getirmekten Müslümanları terörist ilan etmekten çekinmemişlerdir. Ama terörizm propagandası yapan, çocuk, bebek, kadın, yaşlı demeden bütün herkesi öldürmeyi dinlerinin bir emri olarak görerek bu canavarlığı teşvik eden Yahudi din adamlarına ne yazık ki terörist diyemiyorlar.
Hangi din olursa olsun uydurulmuş da olsa, tahrif edilmiş de olsa, din adamı, o dinin müntesibi olan diğer insanlardan daha fazla merhamete sahip olmalıdır, tüm insanlığın beklentisi bu yöndedir. Bütün toplumlarda acımasız, saldırgan, vicdansız cahil insanlar bulunabilir ancak vicdanlı olanlar ve merhamet duygusunu ön plana çıkaranlar da mutlaka bulunur. Hepsinin içinde din adamları daha merhametli daha hoşgörülü olurlar. Çünkü bir misyon üstlenmişlerdir, o dine eleman kazandırma peşindedirler, onun için sempatik olmak durumundadırlar, içten olmasa da en azından hoşgörülü görünmek zorundadırlar.
Yahudiler bunun dışındadır desek yanlış olmaz. Çünkü Yahudi din adamlarının en canavar siyasetçilerden, en saldırgan askerlerinden daha vicdansız, daha acımasız olduğunu görüyoruz. “Kuşku yok ki iman edenlerin, insanlar içinde en amansız düşmanlarının Yahudiler ve şirk koşanlar olduğunu göreceksin..” (Maide, 82.) ayeti zaten bunu açıkça beyan etmektedir.
Yahudi din adamları, Yahudilerin en gaddar olanları olduğu, konuşmalarından anlaşılıyor. Bir süredir Yahudi hahamlara ait olduğu söylenen bir kaç video sosyal medyada dolaşıyor, öylesine acımasız, insafsız ve canavar hislerle konuşuyorlar ki en canavar insanlarda dahi bu tarz konuşmaya rastlanmamıştır. Bu hahamların anlattığına göre sözde kutsal kitapları kendilerine düşman olanları bütünüyle çocuk kadın yaşlı demeden herkesi öldürmelerini emrediyormuş. Buna göre “düşman tarafından hiçbir canlı bırakılmamalı, tamamı öldürülmelidir. Çünkü çocuklar sağ kalsa büyüdüklerinde onlar da saldırgan olur, kadınlar sağ bırakırsa onlar da çocuk doğurur o çocuklar yarının saldırganları olurlar onun için bütünüyle yok edilmelidirler!” diyorlar. Şu canavar ruhlu din adamına bakar mısınız?
Şefkat, merhamet, hoşgörü, gibi acıma hisleri yaratıcı tarafından insan ruhuna yerleştirilmiştir. Ne olursa olsun, ne kadar acımasızlık eğitimi alırsa alsın, ne kadar terör belasına bulaşırsa bulaşsın, insan ruhunda merhamet ve acıma hissi bir kırıntı kadar dahi olsa kalır. Acaba Yahudi din adamları nasıl bir eğitim alıyorlar ki akıl almaz bir şekilde tamamen merhametsizleşiyorlar, bebekleri bile gözünü kırpmadan öldürecek bütünüyle bir canavara dönüşüyorlar? Kaldı ki canavar hayvanlarda bile merhamet ve acıma hisleri vardır, bunlarda ise insanlara karşı bir zerre merhamet ruhlarında bırakılmamıştır.
Din mi dersiniz, ideoloji mi dersiniz, ne derseniz deyin, insanlık düşmanı bu zihniyet, sadece Müslümanların değil, yeryüzündeki tüm insanların baş belasıdır ve yok edilmelidir. Dinleri, inançları, etnik kökenleri ve dünya görüşleri ne olursa olsun bütün insanlık, bunlarla mücadele etmeli, tamamen kazıtılıp yok edilmelidir. Yoksa “Dünyadaki bütün savaşların nedeni Yahudilerdir.” diyen Mel Gibson her zaman haklı çıkacaktır.