Kımıltısız bir gün. Sessiz ve sakin. Binlerce aynı günden sadece bir gün. Öğle camide. Teravih sekiz rekat tamam. Mülk suresini okuyordu imam. En sevdiğim ve etkilendiğim surelerden biri. İmam efendinin tatlı bir kıraati vardı, yirmiye tamamlamak istedim, caminin içi soğuk olduğundan bıraktım. Gerçek neden tembellik. Dindarlık çalışkanların işi, tembellerin değil. Belki de onun için dindarlık hayatım zikzaklarla, gel-gitlerle dolu. Dindarlık bir ömür boyu kendini tutmaktır: elini tutmak, dilini tutmak, belini tutmak, gözünü tutmak, kulağını tutmak, kalbini tutmak, hissini tutmak, düşünceni tutmak, aklını tutmak, bedenini tutmak, tutkularını tutmak...
Asıl olan tutmamaktır kendini. Asıl olan fakirlik değil zenginlik, çile değil sevinç, darlık değil bolluk, zorluk değil genişlik, savaş değil barıştır. Mesela yaptığımız bütün ibadetlerin nihai sonucu cennettir. Cennet ise zenginlik demek, bolluk demek, ferahlık demek, bereket demek, zevk demek, sevinç demek, keyif demek, her çeşit hazzın ta kendisi demek. Dindarlık çilesinin (ibadetler anlamında dindarlık gerçekten büyük bir çiledir) neticesi cennet ferahlığıdır. Yani dindarlık ve mündemiç olduğu bütün ibadetler asli bir şey değil, arızi bir şey. Diamond Tema ile Bahadır Malkoç isimli nurcu bir gencin tartışmasını izledim.
Konu: tanrının varlığı veya yokluğu. İspatı hiçbir zaman mümkün olmayan bir mesele. Ama bir taraf ısrarla ben ispat ediyorum iddiasında. Sıklet farkı olan bir müsabaka. Nurcu gencin risaleler dışında bildiği ve haberdar olduğu bir şey yoktu: evrim, teoloji, din felsefesi, arkeoloji, antropoloji, hatta tefsir ve kelam tarihi bunların hiçbirinden haberi yoktu. "Bir iğne ustasız, bir harf katipsiz, bir köy muhtarsız olmaz, nasıl bu koca kainat sahipsiz olur?" modundaydı. Diamond bunu fark ettiği için çok rahattı ve yer yer tiye alıyordu. Diamond'un sıkletinde mesela bir Caner Taslaman olmalıydı. Gerçi Taslaman hocanın da temelde söyleyebileceği pek bir şey yok. Yine de nurcu gence göre çok daha iyi bir rakip olacağı kesin.
Nurculuğun en büyük handikabı evrensel fikri ve felsefi tartışmalardan habersiz olması, buna rağmen kendini dev aynasında görmesi. Diamond Tema'nın karşısında ben olmalıydım. Böylece çok daha keyifli, seviyeli, verimli bir tartışma olurdu. Çünkü agnostiklerin geçtiği bütün yollardan geçtiğimi ve onları çok iyi anladığımı düşünüyorum. Daima dediğim gibi Diamond'un dünyası matematik gibi kesin, keskin ve net dünya. Melankolisi yok, tereddüdü yok. Yani sanatçı tarafı yok. Bu çoğu zaman şaşırtıyor beni. Bu kadar birikim mekankolisiz ve tereddütsüz nasıl olur? En iflah olmaz melankolikler agnostiklerden çıkar ama Diamond Tema'nın öyle değil. Belki öyledir yansıtmıyor sadece.