İçinde bulunduğumuz süreç, yerel yönetimlerin seçim süreci olduğundan dolayı ülke gündemi ve kent gündemi bu konuya yoğunlaşmış durumda.
Hal böyle olunca, gündem içerisinde yer alan bazı detay konuları ele alıp, aydınlığa kavuşturmak icap etmekte.
Malumunuz olduğu üzere, her aday ve siyasi parti, kendi farklarını ortaya koyacak argümanlarını sunarak seçim çalışmaları yapmakta. Tabi ki bu durum, farklı bir siyaset anlayışı ve projeler ortaya koyabilecekler için geçerli.
Peki, farklı bir siyaset anlayışı ve projeleri olmayanlar ne yapıyor?
—Onların sığ üretkenlik kapasiteleri çabuk dolduğundan dolayı “Dünden farklı şu anlayışı hakim kılacağız” ya da “Dünden farklı şu büyük projeleri ortaya koyacağız” şeklinde bir maharetleri veya inandırıcılıkları olmadığından, ilk başvurdukları yöntem, maalesef “Korkutma Siyaseti” oluyor.
Dolayısıyla, denize düşmüş tayfa misali, dalgalara bata çıka, korkutma siyasetine can simidi gibi yapışmayı, kaçınılmaz bir yöntem olarak görüyorlar.
Bunun için;
—Derhal, mevcut olan veya kendi kafalarında oluşturdukları bir düşman seçip “Bakın, beni seçmezseniz, o gelir haaa” diyerek veya “Ben ne kadar boş olursam olayım, emanetinize ne kadar hor davranırsam davranayım bana mecbursunuz” anlayışını topluma zerk etmeye başlıyorlar.
Yani “Beni, ben olduğum için, güvenilir olduğum için, liyakatli olduğum için seçme! Bu hasletler bende yok” “Sadece, seni korkuttuğum gelmesin diye beni seç” demiş oluyorlar.
Belki kendisi de, korkuttuğu şeyin oransal olarak gerçekleşmeyeceğini biliyor ama heybesinde başka bir şey olmadığı için “Korkutma siyaseti” güderek ön plana çıkmaktan başka çaresi olmadığını fiilen itiraf etmekten kendini alamıyor.
Bunlar, bir şehrin başına gelebilecek en kötü algıcılar ve kurguculardır.
Oysa,
—Liyakatli bir kadro,
—Çağdaş projeler,
—Güvenilir bir intiba sunulsa daha iyi olmaz mı?
Başkası üzerinden siyaset devşirmek, başkalarını değnek olarak kullanıp, kendini ön plana çıkarmaya çalışmak bile başlı başına bir kifayetsizlik değil midir?
Ve seçimler, kifayetsizlerden kurtulmanın en doğal fırsatları değil midir?
İyi okumalar.