Bulanık bir cumartesi. Gün boyu bir kitabın satırları arasında gezinti. Defalarca okuduğum satırları tekrar okumak. Çoğu yerini ezberlemişim. Ezberlemek kadar tehlikeli bir şey yok. Ezberlemek, öldürmektir. Kur'an ezberlendiği için öldü yüreklerde. Seçim propagandası. Zamlar. Ne yapacağımı bilmiyorum. Hafta içi eski binamıza taşınıyoruz. Tadilat ve onarım bitti nihayet. Memurluk bir yerden sonra zihni de memurlaştırıyor. Memurlaşmak istemeyen zihin acılar içinde kıvranıyor. Kelimelere, kitaplara, yazılara sığınıyor çaresiz. Ekmek kapısı, geçim derdi. Emeklilerin perişan hali. Siyaset o kadar güvenilmez bir alan ki! Yazık ki bütün hayatımız onun elinde.
Edebiyata, sanata, düşünceye iltifat eden yok. Çünkü bu işlerde para yok. Para getirmeyen her şey boştur bizim için. Facebook paylaşımları. Paylaşımlar, yorumlar, beğeniler... Devr-i daim, daha doğrusu devr-i teselsül. Her gün ekmek yer gibi, su içer gibi okumak, yazmak, paylaşım yapmak. Günlerin eskitemediği, yıpratamadığı bir şey yok. İnsan özgür değil. Özgürlük istediği gibi hareket etmesidir insanın, serbest olmasıdır. Özgürlük yetenektir, güçtür, bağımsızlıktır. Ölüler yaşayanların peşini bırakmıyor. İki kuşak önce yaşamış bir anneannenin zeka kıtlığı silinmez bir iz bırakabiliyor bizde. Bir türlü özgürleşememek, dört duvar dışına çıkamamak, engelleri aşamamak...
Dinin içinde kalarak yapılan din eleştirileri dinin dışına çıkarak yapılan din eleştirilerinden daha ziyade etkiliyor insanları. Mesela kendi adıma Mustafa Öztürk, Turan Dursun'dan çok daha fazla etkiledi beni. Din ile ilgili ciddi manada kuşku tohumları Mustafa Öztürk okuduktan sonra başladı. Birincisi dini anlamak için ikincisi dinle savaşmak için. Dinin içinde kalarak din eleştirisine devam etmek, biraz da tevazudan, meçhule duyulan saygıdan olsa gerek. İnsanız, kusurluyuz, sınırlıyız, kesin anlamda çok şeyi bilmiyoruz. Ölüm, acılar, kötülük, çaresizlik, bilimin metafizik konulardaki yetersizliği dinin içinde kalmak için sayılabilecek bazı nedenler arasında. Ama ileride bilim bunlar hakkında elle tutulur, gözle görülür tatmin edici açıklamalara ulaşsa durum elbette değişecektir.
Günümüzde bir moda var: dinin içinde kalmak gericilik, dinin dışına çıkmak ilericilik. Bilimsel olmaktan çok ideolojik bir hüküm bu. Dinin dışındaki dünya seküler anlamda güzel ama metafiziksel anlamda tehlikeli ve güvensiz. Ebedi yokluğu, anlamsızlığı, absürdü, sıradanlığı, sadece konuşan ve alet yapan bir hayvan olmayı kabul etmiyor, kabullenemiyor insan doğası. Madde ötesi bir öze bağlanmak istiyor, hayat hakkında bütüncül bir açıklama istiyor. Mutluluk değil yalnızca. Mutluluk izafi bir şey. Birçok nedeni var. Yüz binlerce ateist insan mutlu olabilir, yüz binlerce imanlı insan mutsuz olabilir. Bunun tam tersi de olabilir. Yani bu meselede mutluluk-mutsuzluk ölçü değildir.