YAZI YAZMAK MI? ONA DA YÜZÜMÜZ KALMADI!

"Müminler ancak kardeştirler, öyleyse iki kardeşinizin arasını düzeltin, Allah’a itaatsizlikten sakının ki rahmetine mazhar olasınız. (Hucurat. 10)

Bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmaktadır: "Müslüman, müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir.

Vermiş olduğumuz ayeti kerime ve hadisi şerife göre, biz kardeşliğin neresindeyiz ona bakalım? Ama istisnasız hepimiz, başta nefsim olmak üzere. Buyurun!

Beşinci aya girdi, Aksa Tufanı. 35 bin insan katledildi, belki yüz binden fazla insan yaralandı veya sakat kaldı. GAZZE, bir hayalet şehrine ve enkaz yığınlarına döndü. Tüm dünya halkları hala meydanları terk etmemişken; biz meydanlarımızı boş bıraktık ne yazık ki? Siyonist durmadan katliam yaparken, islâm ülkelerinin başında bulunan idareciler hala barış (!) turları düzenlemektedirler. Bizimkiler (!) barış (!) turları düzenlerken, siyonistler ise hiç ara vermeden katlimalarına devam ediyorlar! Ya kaldıysa Allah'tan birazcık korkunuz, artık şu barış marış nutuklarınızı atmayı bırakın ve utanın utanın utanın... 

Ya hiç mi vicdanınız sızlamıyor? Üç günlük dünya menfaatini kaybetmemek için bu kadar korkak, pısırık olmaya değer mi? Korkulacak tek bir mercii var, o da âziz ve Celil olan Rabbimizdir! Amerikandan mı, İngiliz gavurundan mı, Fransızdan mı korkuyorsunuz? Peki, bu kadar zillet içerisinde yaşamak mı daha iyi yoksa şerefle ölmek mi? Unutmayın ki, ölümden ne kadar korksanızda mutlaka ölecek ve Allah’a hesap vereceksiniz. Ya ben bir insan olarak, artık yazı ve bir şeyler yazmaktan utanıyor hale geldim. Kelimelerim tükendi, cümleler bana küskünler adeta. Neyi nasıl yapacağımızı bilemez hale geldik. 

Ey alimler, ey kanaat önderleri, ey stk başkanları ve ey söz sahibi olan dünyadaki tüm hatipler, aktivistler Allah için artık toptan inin meydanlara ve yeter deyin. İnsanları kahrolası şu gaflet uykusundan uyandırın ve harekete geçirin. GAZZE, sistematik bir şekilde yok edilmektedir! Siyonist terör devleti israil, insanlar sistematik bir şekilde katledip Gazze'yi insansızlaştırmak istiyor. Bir sefercik de olsa kendimizi ve çocuklarımızı onların yerine koyalım ve ona göre konuşalım, tabi konuşmaya kaldıysa sözümüz veya yüzümüz? Artık hayatta kalan Gazze'liler çaresizce ölümün kendilerine gelmesini bekliyorlar. Çünkü ne yiyecek yiyecekleri ne de içecek suları kaldı. Refah sınır kapısından sınırlı giren, yardımlardan başka hiçbir şeyleri kalmamış. 

 Dünya kör, sağır ve lal olmuş bir halde; savunmasız bir avuç Gazze'li Müslümanların ölümünü sadece seyrediyor... O zaman Allah yakında, yeni belalar gönderdiğinde, hepimiz toptan o belaların altında can verdiğimiz de de çok geç olacaktır. Deprem, Korona, Sel vs. gibi! Şimdi bir şeyler yapma zamanı deyip, herkesin el birliği edip sınırları zorlamalıdırlar. Ne olacaksa olsun artık. İnsanları ne ile suçlayacaklarsa suçlasınlar. Bari bir kere de izzetli bir ölümle ölelim. Vallahi billahi tallahi, kim ne derse desin, kim nereye çekerse çeksin, kim nasıl yorumluyorsa yorumlasın; gerçek şu ki, ümmet olarak hal-i hazırda zillet dönemini yaşıyoruz...

Ey hatipler, şairler, yazarlar, akademisyenler, kalem ve kelam ehli entelektüel zatlar ve ey on binlerce kitleleri peşlerinden sürükleyen kişi ve kimseler, bugün konuşmayacaksanız da peki, ne zaman konuşacaksınız? Gazze bittiği zaman mı, yoksa İsrail terör devleti kapımıza dayandığı zaman mı? Şu gerçeği kabul edelim ki, en üstten, en aşağıya kadar olan hepimiz; suçluyuz, kusurluyuz ve Gazze sınavını iyi vermeden sınıfta kaldık!