Muhterem Kardeşlerim…
Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak sizleri bilgilendirelim istiyoruz.
Efendim;
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
İyi insanlar vazifelerini yapmadığı müddetçe, kötüler daima hâkim olur. Dolayısıyla kötülüğün gitmesi için, iyi insanların çok iyi çalışmaları lazım.
Niyetimize ve amelimize bakmalıyız. “Bunu niçin yaptın?” sorusu ahirette sorulacaktır. Bu soruya hazırlanmalıdır. Bunun da cevabı iki şeydir; ya Allah için, ya nefis için!
İslam âlimlerinin kitaplarını okurken, kendimiz okuyormuş şeklinde değil de, o büyükler anlatıyormuş gibi dinlersek istifade çok olur.
Hayat hayaldir, hayalle oyalanmamalıdır. Müslümanların ilim öğrenmesi lazımdır.
İnsan niçin yaratıldığını unutursa, hayvandan beter olur.
Evliyanın sevgisi kalbe girerse, dünya muhabbeti o kalbden çıkar. İman nimetinin şükrünü ifa etmek için, Hubb-i Fillah ile şereflenmek lazım. Birbirimizin kalbini kırmaktan titreyelim.
Kalbi hasta olmayan insanda bir alâmet vardır, o alâmet Hubb-i Fillah, Buğd-ı Fillahdır.
Kalbden kalbe yol vardır. İş, o yolu ele geçirmektir. O yolu ele geçiren kimse Allah dostlarıyla beraber olur. Gece de, gündüz de beraber olur. Neşeli zamanda da, sıkıntılı zamanda da, dünyada da, kabirde de, ahirette de beraber olur. Sevince beraberlik böyle olur!
Şu 5 şey, kişinin saadetindendir;
1- Eşinin anlayışlı ve itaatli olması,
2- Evladının uysal ve saygılı olması,
3- Arkadaşlarının temiz ve samimi olması,
4- Komşularının iyi olması,
5- Geçiminin kendi memleketinde olması.
[Burada kendi memleketi demek, doğduğu yer demek değildir. İşinin iyi olduğu, salih arkadaşlarının çok olduğu, dinini rahatça yaşayabildiği yer demektir.]
Şu 6 haslet bulunan kadın, gerçekten iyi [saliha] vasfını kazanmıştır;
1- Beş vakit namaza riayetkâr olması,
2- Kocasına severek itaat etmesi,
3- Her işte Allah’ın rızasını gözetmesi,
4- İnsan çekiştirmekten ve kovuculuktan dilini tutması,
5- Dünya malına karşı zühd ve kanaat sahibi olması,
6- Musibetlere karşı sabır ve metanet göstermesi.
Böyle iyi kadın dinin direği, aile yuvasının temeli, ibadetlere karşı da destek ve yardımcıdır. Bunun aksi olan kadın, iyi kadın olamaz, kendisi güldüğü halde kocasını perişan eder.
Evliyanın ruhlarından istifade edebilmek için bazı şartlar vardır:
1- Tanımak, bilmek: Şeklini veya ismini bilmek değil, Mürşid-i Kâmil olduğunu bilmek ve kabul etmektir.
2- İnanmak: Her sözünün ve işinin İslamiyet’e uygun olduğuna inanmaktır.
3- Sevmek: İtaat etmekle, beğenerek onun yolunda gitmekle olur.
Unutmayan, Unutulmaz
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Evliyanın kalbleri, ilahi nurların çıkıp geldiği kaynaklardır. Onların razı olduğundan, Hak Teâlâ da razı olur. Onların kalblerinde yer eden, büyük nimete, büyük devlete kavuşmuştur.
Bu yolun büyükleri, kendilerine bağlı olanlardan gâfil değildir. Bu büyükler talebelerine, evlatlarından daha çok düşkündür. Dua ederlerken, önce talebelerine dua ederler.
Bir talebe, “Ahirette beni Cehenneme atacaklar” diye çok ağlarken, hocası ona “Niçin böyle ağlıyorsun?” der. O, yine ağlayarak, “Hocam ya beni unuturlarsa, ya ben orada kaybolursam?” der. Hocası da, “Evladım, eğer sen unutursan, onlar da unuturlar, eğer sen kaybedersen, onlar da seni kaybederler. Sen unutmazsan, kaybetmezsen, unutulmaz ve kaybolmazsın. İş sende biter” der. O bakımdan, biz irtibat kurduğumuz müddetçe onların bizleri unutması mümkün değildir. Unutmazsak unutulmayız.
Evliya, Allahü Teâlâ’nın sıfatlarıyla sıfatlanmış kâmil insan demektir. Cenâb-ı Hakkın merhamet, şefkat sıfatıyla, sıfatlanmışlardır. O zaman, siz elinizi uzattığınızda, mübarek zatın, hayır demesini düşünmek bile yanlış olur. Onun için iş bizde! Büyük zatları sevmek nimeti, Onların sevdikleriyle beraber olmakla, kitaplarını okumakla, kitaplarını yaymakla muhafaza edilir.
İnsanlara acımak lazımdır. Merhamet imanın şartıdır. En iyi merhamet, yanmasın diye, onlara Ehl-i sünnet itikadını anlatan bir kitap vermektir.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
“İnsan hayatının sermayesi, bir Allah adamını tanımak ve sevmektir.”
Büyük zatların hayatlarını vererek ortaya koydukları Ehl-i Sünnet kitaplarını okumak ve okutmak büyük ibadet, çok büyük sevabdır.
Geceyi ihya etmek hususunda İmam-ı A’zam Ebu Hanife hazretleri, şöyle buyuruyor:
“Bir parça fıkıh öğrenmek, bir saat yani bir miktar ilimle uğraşmak, sabahlara kadar ibadet etmekten kıymetlidir.”
Bir Hadis-i Şerif meali de şöyledir:
“Bir saat ilim öğrenmek gece sabaha kadar ibadet etmekten kıymetlidir. Bir gün ilim öğrenmek, üç ay oruç tutmaktan kıymetlidir.”
Hesap var, mahşer var. Mahşer yerinde 50 bin âhiret senesi beklenecek. Güneş bir mızrak boyu yakın olacak. O uzun ve dehşetli gün, Müslümanlara iki rekât namaz kadar kısa olacak.
Birinci kat gökler, ikinci kat yanında deryada bir damla gibi, ikinci kat üçüncü kata göre öyle... Yedinci kat, arşa göre deryada bir damla gibidir. Arş Cennetin tavanıdır. Biz daha birinci kat gökteki yıldızlara ulaşamıyoruz. İşte, arşın ne kadar büyük olduğunu buradan anlamak lazımdır!
Yedi maddeli bir Hadis-i Şerifte arşın altında gölgelenecekler, yani Allahü Teâlâ’nın himayesinde olacak kimseler bildiriliyor.
Bunların bir sınıfı, müminin yüzüne Allah rızası için bakan kimselerdir. Bu müjdeye kavuşmak için, birbirimizin yüzüne muhabbetle bakmalıyız. Onun için her mümin, güler yüzlü olmalıdır!
Allahu Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)