Kıymetli okuyucu bazı sorunlarımız var bizim. Öyle basit sorunlarda değil ha!
Canımızı ortaya koyduğumuz, o şey için can aldığımız sorunlarımız var bizim. Ancak bu sorun o kadar kıymetli bir sorun değil. Yine de dönüp bakınca sonuç olarak önemli olduğu için değinmek istedim.
Bu sorunumuz Muhtarlık seçimlerindeki taraflar arasındaki tartışma ve sonucu kötü biten seçim sonraları veyahut seçim süreçleri.
İlk başta eskiden kimsenin fazla önemsemediği muhtarlık statüsüne son dönemlerde neden bu kadar fazla rağbet olduğunu biraz düşününce ortaya farklı etkenlerin çıktığını görmekteyiz. Muhtarların aldığı maaş çok büyük bir para değil son yıllardaki zamlarla yeni yeni asgari ücret almaya başladıklarını belirtmek istiyorum. Rağbet görmesindeki etken tabii ki de bu değildir.
Muhtar olmak isteyen çoğu adayın niyetinin iyi olmadığını düşünüyorum. Adamların dertleri vatandaş değil, hizmet değil adamların dertleri rant, yolsuzluk, devletin fakir fukaraya gönderdiği kumanyaya göz koymaktır.
Dönüp bakalım hepimiz,
Muhtar olan adamın ikinci işi emlak, yapı sat, inşaat sektörü olmuş vaziyettedir.
Şunu söylemek istiyorum, “benim ağam, sen kaç yıl inşaat bölümü okudun, sen kaç üniversite bitirdin de emlak dışında inşaat sektörüne giriyorsun, paran var diye devletin verdiği statü var diye her şeyi yapacağını mı zannediyorsun?” sonradan depreme dayanıksız yapılar, usulüz işler ortaya çıkmaktadır.
Bir de silah taşıma ruhsatı.
Bu ruhsatı valiliklerimiz herkese kolay kolay vermez.
Devletimizin makamları ne yapmaktadır? Muhtarları tehdit eden nedir? Kimden korunmaya çalışıyorlar? Onun dışında varsaydım böyle durumlar mevcut o zaman muhtarlık görevlerinin sonun geldiklerinde devletimiz taşıma ruhsatını geri almalıdır. Silah insana korkaklık verip silaha sığınmaya yol açar. Ondan sonra ülkemizde suç oranları arttığının şikâyetini yaparız.
Biraz zalimce yazdım ama genelleme yapmıyorum. Muhakkak çok sağlam muhtarlarımız ve muhtar adaylarımız vardır. Devletin verdiği yetkiyi, devletin verdiği desteği halkına eşit şekilde adilce hizmet ettiren helal süt emmiş babayiğitlerimiz vardır.
Muhtarlık seçimlerimizdeki hararetler, Cumhurbaşkanlığı, Belediye başkanlığı, Milletvekilliği seçimlerinde yoktur.
Bölgemizde ve ülkemizin çoğu kesiminde muhtarlık seçimlerinde adayların yakınları arasında kanunsuz işler ve kavgalar bitmemektedir. Bizler ki demokrasinin olduğu bir ülke olduğumuzu söyleyip demokrasiyi takmayan bir ülke durumundayız. Tezatlar ülkesi olmuş vaziyetteyiz.
Umarım taraflar seçim sürecinde ve seçim sonunda daha demokrasiye teslim olmuş daha akıllıca davranırlar.