İnsanlığın Gazze ile olan onur sınavından biri de, boykot bilincini geliştirip onu sürekli zinde tutmaya çalışmamızdır! Zira beyinleri uyandırılmamış olan toplumların harekete geçmesi imkansızdır... Bu her bir müslümanın, öncelikle kendisine şunu sorması lazım; ben bu işin neresindeyim? İçinde miyim, dışında mıyım yoksa iki arada bir derede misali kararsızlık İçinde miyim?
Kıymetli kardeşlerim! Aslanların sarı inek hikayesini anlatmama gerek yoktur sanırım. Her şey ufaktan başlar, büyüğüne doğru yol alır. İslâm âlemi, son yüz elli yıldır narkozlanmış ve uyutulmuştur. Emperyalist güçlerin, sömürü ve faiz düzenlerinden tutun, kılık kıyafet, yaşam tarzı, kültür ve alfabeye varıncaya kadar; vaktide hepsine el koyup erozyona uğratmayı başarmış durumda. Düşünün Müslümanların genç kızları ve kadınları ne hallere düşmüşler? Kapanması farz olan başları, bedenlerinin çoğu göğüsleriyle birlikte açıkta, daracık pantolonlar/ taytlar giymeyi sıradan bir giyim şekli haline getirmişler... Büyük günahların sıradanlaştığı bu coğrafyada yaşayan insanların beyinleriyle birlikte bedenleri, fikir ve düşünceleri de işgale uğradı... Bundan dolayı, hepimize Büyük vazifeler düşmektedir. Ama bir şeyler yapmaya çalışırken de, usul ve maslahatı göz ardı etmeden yapmalıyız. Aksi takdirde, kaş yapalım derken göz çıkarabiliriz.
İlim erbabı olan zevatın, sahalara inip insanları ilimle uyarıp onları harekete geçirmeleri lazımdır. Bu asli bir vazife olarak onların boynunun borcudur. Uyuşmuş, dünyaya dalmış olan toplumlarını, Tevhid şuuru, Filistin/Aksa bilinciyle uyandırıp; yapmaları gerekneleri hatırlatmalıdır... Bu gün Gazze için, meydanlara inemeyenler yarın cihad cephesine asla koşamazlar... Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, Şehid Seyyid Kutub'un ifadesiyle; şu görmüş olduğunuz Arap orduları, Müslümanlar için İsraile tek bir kurşun dahi sıkmazlar. Zira onlar, siyonistleri korumak için kuruluşlardır.
Filistinli Akamesiyen Dr. Ramazan Ömer'in dediği gibi, 23 tane Arap islâm ülkesi vardır diyemeyiz. 23 tane İsrail ülkesi vardır demeliyiz. Çünkü, söz konusu olan 23 ülkenin başında bulunan tüm idareciler; İsraili destekliyor ve koruyorlar. Çünkü İsrail'den çok korkuyorlar...
Tıpkı şu hadisi Şerifin beyan ettiği bir manzarayla bu gün karşı karşıya kaldıkları gibi:
Hz. Sevban (r.a)'de rivayet edildiğine göre Nebiyy-i Ekrem (s.a.v)şöyle buyurmuştur:
Birbirlerini yemek kabına çağıranlar/saldıranlar gibi, çeşitli ümmetlerin sizin üzerinize (saldırmak, sizi yok etmek için) birbirlerini davet etmeleri yakındır. (Ashaptan biri Ey Allah’ın Resulü) "O gün bizim sayımız az mı olacak?" diye sordu.
Resulullah (s.a.v) "Bilakis, o gün (sayıca) çok olacaksınız. Fakat selin üzerindeki köpük ve çerçöp gibi olacaksınız. Allah, düşmanınızın kalbinden heybetinizi çıkarıp atacak ve kalbinize ‘vehn’ atacak" buyurdu. (Ashaptan biri) "Ey Allah’ın Resulü ‘vehn’ nedir?" diye sordu.
Resulullah (asm) "dünya sevgisi ve ölüm korkusu" diye cevap verdi. (Ebu Davud)
İşte hadisi şerifte beyan buyurulduğu gibi, bu gün islâm ülkelerinin hali pür melali ortadadır... İslâm nizamı, Reşid-i Hilafet sancağı; islâm âleminin her bir köşesinde dalgalanmadığı müddetçe, ne dünya İnsanlığı ne de islâm âlemi huzur bulmyacaktır... Onun için bu Gazze de yedi düvele karşı savaşan Hamas'ın kahraman mücahidleri; aslında ümmetin izzet, namus ve onurunu korumak için savaşıyorlar.
İslâm âleminin, kendi aralarındaki sürtüşmeleri, bırakıp; bir an önce Gazze gerçeğine odaklanması kendi faydasına olacaktır... İnsanlığıın onur sınavı Gazze, önümüze konulmuş bir sınavı kağıdıdır. Kim ki bu sınavı iyi verirse o kurtulacaktır... Aksi takdirde malum!