Genellikle kamuya ait şirketler için kullanılan bir tabirdir. 90'lı yılların meşhur KİT'lerinin (Kamu İktisadi Teşekkülleri) özelleştirilme sebeplerinin en baş sebebi, bu kurumların “Arpalık” olarak kullanılmasıydı.
İktidarlar çok sık değişir ve her gelen hükümet binlerce/on binlerce torpillisini yüksek maaşlı ve ek sosyal haklarla donatılmış olarak bu şirketlere alırlardı. Şimdi yine böyle kurumlar var. Hem de artık belediye seviyesine inmiş vaziyette. Artık belediyeler arasında bu şirketlere sahip olmayanı yok gibi.
Her belediyenin birkaç tane BİT'i (Belediye İktisadi Teşekkülü) var. Halk içinde “Belediye şirketi” olarak anılan bu şirketler 90’lı yılların devlet şirketlerine rahmet okutur nitelikte. Bir yandan binlerce personel alma imkanı ile torpillilere kamu malını peşkeş çekme imkanı hunharca kullanılırken diğer yandan da kamu ihale kanunundaki “İstisna maddeleri” ile devasa bütçeler “Açık ihale” yapmadan harcanmakta.
Bunların yönetim kurulları genellikle siyasilerden oluşturulur. Genel müdür olarak ise yöneticilik bilgisi, becerisi ve yetkinliği olmayan eğitimsiz bir torpilli atanır. Böylece şirketin arpalık şekline bürünmesi için her şey hazırlanmış olur. Artık o başkanın, aile efradının, cemaatlisinin ve partide kendisine yakın olanların vicdanına kalmış dev gibi bir kurumdur.
Çoğu belediyenin şirketlerinin toplam bütçesinin, onlarca daire başkanlığının toplam bütçesine denk olması, pastanın büyüklüğü konusunda yeterince bilgi verir sanırım.
***
Yöneticiler, makam araçları, yakıt, şoför, yeme içme, temsil ağırlama, alımlardaki kapalı anlaşmalar ve vasıfsız binlerce personel ile yönetenlerin muazzam ölçüde iştahını kabartan bu şirketlerin hemen hemen tamamı zarar etmektedir.
Kimi yapım, kimi ulaşım, kimi hizmet işleriyle meşgul gözükse de, doyma ve doyurma amacıyla kullanıldığı için "Doyma eşiği” çok yüksek olan bir kısım zevat yüzünden hep zarar ederler. Zarar ettikçe belediye tarafından sermayeleri artırılır. Sermaye artırıldıkça aynı tempoyla işçi alımları ve açık ihalesiz yaşam son sürat sürdürülür.
İşte bu ahval içinde, “Kamuda tasarruftan bahsetmek için evvela belediyelerden başlamak lazım” sözümüz güncelliğini hep koruyor.
Bu menfur konu; İlgili herkesçe malum olmasına rağmen, göreve kim gelirse gelsin çok kısa sürede aynı amaçla, doldur/boşalt yapılarak arpalık olarak kullanılmaya devam eder.
Seçilene kadar şikayet edilse de, seçildikten sonra hiç oralı olmadan büyük bir iştahla başına oturulan sofra misali bolca faydalanılır.
Günün birinde kamuda gerçekten tasarruf edilmek istendiğinde bu şirketlerden başlanırsa, onlarca bakanlık bütçesine denk gelen kaynakların tasarruf edileceğinden kimsenin şüphesi olmasın.
Özel sektörde 1 tane bile fazladan personelin, aracın, huzur hakkının harcanmasının mümkün olmadığı, kazara yapılsa bile, sermaye sahibi tarafından akla ziyan sayılabilecek hareket olma durumu göz önüne alındığında, belediye şirketlerini bahse konu şekilde kullanan belediye yönetimlerinin ne kadar büyük bir suistimal içerisinde ve dahi vebal altında oldukları daha net anlaşılacaktır.
İşte belediyelerin çoğunun hal-i pür melâli budur.
Başkanlığa talip olan vicdan sahiplerine duyurulur.
İyi okumalar...