ADAY KİM OLSUN?

Günlerden cumartesi…

Bahçelievler'de yerle yeksan olmuş, apartmanlar arasında, çoğu sığınmacı, kuru olmayan kalabalık, inadına bir alışveriş telaşı içinde; karşıda Teksas Bilardo Salonu yeri dümdüz... 

Gençlik yıllarının hovardalığı, kavak yellerinin estiği yerde yeller esiyor. Moloz beton çakılları toprak olmuş... 

Ve yine toprak olmuş arkadaşlar gözümün önünden geçiyor. 

Sonra 45 yıllık tanıdık ayakkabıcı esnafı arkadaşın dükkanına uğruyorum. Sohbet arasında önemli bir tespiti vurguluyor. 

- Depremde Bahçelievler'de "bizim çevremizde" altında fırın bulunan ne kadar bina varsa yıkıldı... Dedi... 

Günün tespiti buydu... 

Biliyorsunuz, fırınlar yaydıkları yüksek ısı sebebiyle betonu kolay kırılır hale getirip, olası bir depremde faciaya davetiye çıkarıyor. 

Sözüm ona "2014 yılında yapılan düzenlemeyle fırınların bina altlarına açılmasının önü kesildi."

 Deniyor ama Urfa’daki fırınlar öyle demiyor...

2014 yılından sonra yüzlerce binanın altında fırın yapıldı. 

Yaşanan depremden ders alınmadığına dair bir olay daha anlatayım. 

Bir müteahhit arkadaş temel atıyor, su basma seviyesini geçiyor; karot örnekleri yasal sınırında rapor verilmesine rağmen betonda dökülmeler başlıyor. Müteahhit devlet kurumundan karot örneği almasını talep bulunuyor. Karot yasal sınırın altında çıkıyor...!

Tabi bina sil baştan beton santraline yaptırılıyor. 

Peki, karot ölçen laboratuar beton santrali işine devam ediyor mu? 

Ediyor!

Anılarımızın toprakla birlikte gömüldüğü yerde, deprem sonrası acı derslere rağmen, yapılan hataların gölgesinde inşa edilen kibrit kutuları, maalesef hala yükselmeye devam ediyor. 

Aday kim mi olsun? 

Depremde halk ölmeden mezara koymayacak adam-adamlar olsun.