Zulüm ve vahşette sınır tanımayan, adeta zulmün kitabını yazan İsrail, Kur’an’da zalimlerle ilgili ayetlere dikkatlerin çevrilmesine neden oldu. Aynı zamanda mazlumlar için de bir teselli vermektedir.
“Zalimler iflah olmazlar!” (Yusuf, 23.); “Allah zalim topluluğu hidayet etmez!” (Al-i İmran, 86.); “Allah zalimleri sevmez” (Şûrâ, 40); “Allah’ın laneti zalimlerin üzerinedir!” (Hud,18) mealindeki ayetler sıklıkla Kur’an-ı Kerim’de yer almıştır. Zalimlerin kurtuluşunun olmadığını, hiç bir zaman hidayete ermeyeceğini bildirmektedir. Hidayet kavramının anlamlarını dikkate aldığımızda, zalimlerin hiç bir zaman doğru yolu bulamayacakları, sapıklıktan kurtulamayacakları ve asla başarıya ulaşamayacakları ayetlerden anlaşılmaktadır.
Zalimleri anlatan ayetler incelendiğinde bazı ilginç ayrıntılar ve incelikler göze çarpmaktadır:
Zalimlerden şahıs olarak değil, daha çok “el-kavmi’z-zalimîn: zalim topluluk” şeklinde söz edilmektedir. Bu da, bir şahsın yalnız başına zulüm edemeyeceğine, zalimlerin ancak bir topluluk desteğiyle zulmü icra ettiklerine işaret eder. Zalimler topluluğunun her bir ferdi bizzat zulme katılmayabilir; kimi onaylamakla, kimi alkışlamakla, kimi ona taraftar olmakla, kimisi de zulüm karşısında sessiz kalmakla katkıda bulunur ve o zulme katılmış olur. “zulme rıza zulümdür” hadis-i şerifi de bunu ifade etmektedir.
Cennete gidecek müminlerin orada kalışlarını anlatan ayetlerde “orada ebdiyyen sonsuz olarak kalacaklardır” anlamında “halîdine fîhâ ebeden” cümlesine yer verilmiştir. Ancak Cehennemlikleri anlatan ayetlerde “halîdine fîhâ” tabiri ifade edilmiş ama “ebeden” kelimesine yer verilmemiştir. Bazı âlimler, “halidine” tabirinin ebediliği ifade ettiğini “ebeden” tabiri kullanılmasa da sonsuzluk anlaşılabileceği görüşündedirler. Ancak bir kısım âlimler de şu görüştedirler: Sonsuzluk anlamına gelen ancak “ebeden” kavramıdır, “halîdine” uzun süre kalmayı ifade eder, ancak sonsuz anlamında değildir. Bu ikinci görüşe göre “ebden” kavramı kullanılmamışsa “orada sonsuz kalma” anlamını taşımaz, uzun süre kalmayı anlatmış olur. Söz konusu ayetler dikkatle incelendiğinde, cennetlikleri anlatan tüm ayetlerde “ebeden” kelimesi yer aldığı halde, cehennemlikleri anlatan ayetlerde ebeden kavramı yer almamıştır ancak, “zalimleri” ve “zalim olan kâfirleri” anlatan ayetlerde “ebeden” tabiri kullanılmıştır. Bu da zalimlerin ebediyen cehennemde kalacakları, hiç bir zaman oradan çıkma şanlarının olmadığı anlamındadır. Kâfirlerin bile zamanla cehennem azabına karşı alışkanlık kazanacakları, bunun da bir nevi azaptan kurtuluş türünden sayılabileceği düşünülebilir ama zalimlerin böyle bir şansı da yoktur, ebediyen azabı yaşayacaklardır.
Örneğin: Beyyine suresinde cehennemlikleri anlatan 6. Ayetinde: “Kitap Ehlinden kâfir olanlar ile müşrikler Cehennem ateşindedirler; orada sürekli kalırlar. Onlar, yaratılmışların en kötüsüdür.” buyrulmuş ve ebeden” kelimesi kullanılmamıştır. Ancak cennetlikleri anlatan 7. Ayette “ebeden” kelimesi kullanılmış ve şöyle buyrulmuştur: “İman edip salih amel işleyenler hiç şüphesiz ki yaratıkların en iyileridirler. Rableri katında onların mükâfatı, altlarından ırmaklar akan Adn cennetleridir. Orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. İşte bu, Rabbinden korkanlar içindir.”
Cehennemlikleri anlatıp “ebeden” kavramının kullanıldığı ayete de bir örnek verelim:
“Şüphesiz inkâr edenler ve zulmedenler, Allah onları asla bağışlayacak ve doğru yola iletecek değildir. (Gidecekleri yol) cehennem yolundan başka bir yol değildir. Onlar orada ebedî kalacaklardır. Bu da Allah'a çok kolaydır. (Nisa,68-69)”
Zalimlerin ebedi cehennemde azap çekeceklerini bildiren ayetlerin yanı sıra zalimlere lanet eden ayetler de vardır. Bu da zalimlerin Allah’ın rahmetinin tamamen dışında kalacaklarını açıkça ortaya koymaktadır.