Doğunun dertli şairi, Muhammed İkbal'in; bundan seksen küsür yıl önce, uyanış şiiriyle ümmete seslenmiş olması, sanki ümmetin bu günkü içerisinde bulunduğu acizliği için yazılmıştır... Ümmeti merhume tabirini kullanan merhum Mehmet Akif'in derdiyle, Uyan diyen İkbal'in derdi, yarası, ızdırabı aynıydı çünkü!
Habil ve Kabil ile başlayan, hak batıl savaşı; aslında hiçbir zaman durmadı bugüne kadar.
Ne ki bazen bölge bölge olmuş savaş bazen de harb-i umumi şeklinde tezahür etmekle dünya ateşe verilmiştir!
Yirmi birinci asırda, 57 devleti bulunan İslâm âleminin gözleri önünde; gavurlukta sınır tanımayan siyonist İsrail'in işgal ettiği topraklarını savunan Filistin Müslümanları 75 senedir tedrici bir soykırım ile karşı karşıyadır. Sekiz milyonluk İsrail'in bu şirretliği karşısında, sus pus olan İslâm ülkelerinin başında bulunanlar; hala garantör ve arabuluculuk arayışları içerisindedirler. Gerçektir ki, bu gün İslâm ülkelerinin (!), liderleri, izzet ve zillet sınavıyla karşı karşıya olduklarını bilmeleri lazımdır...
Bir taraftan uçağı, tankı, topu hava sahası olmayan ablukaya alınmış 2.5 milyon nüfuslu Gazze şehri; diğer taraftan karşısında her türlü teknolojiye ve askeri güce sahip terör estiren, hukuk tanımayan İsrail!? Çünkü İsrail için devlet demeye dilim gerçekten varmıyor. Adolf Hitlerin soykırımından geriye kalanların ataları gemilere bindirilip İslâm coğrafyasının ortasına, yani Filistin topraklarına gönderilirken, halleri perişan ve çaresiz idiler. Onlar her şeyimizi yok ettiler, siz umutlarımızı yok etmeyin demişlerdi...
Ama bu gün gelinen noktada, durumun vehameti ortadadır... Biri çıkmış diyor ki, ya bu boykotlar ne işe yarar? Diğer biri yürüyüşler protestolar işe yaramaz diyor? Başka biri haydi hepinizi Filistine gidin savaşın diyor?
Başka müptezelin biri Filistin Arap toprağıdır bize ne Filistinden diyor?
Diğer bir Yahudi dönmesi, İsrailde de çocuklar ölüyor (!) diyor?
Başka biri çıkmış, onların dedeleri topraklarını satmayaydılar diyor?
Başka ahmağın biri, Dua ediyorsunuz hani ne oldu diyor? Diyorlarda diyorlar da, böyle diyenlerin hepsinin tek ortak bir noktaları vardır:
GAFLET/KORKAKLIK VE ACİZLİK!
Şimdi sırasıyla bu yukarıda söylenenlere cevap verelim:
1- Boylotlar işe yarar, şayet toplumsal olarak bunu devam ettirirsek hem de çok işe yarar ki; siyonistin ekonomisi yara alır!
2- Yürüyüşler, protestolar da; bizim kimin yanında ve kimlerin karşısında olduğumuzu gösterir...
3- Gidin Fiksitinde savaşın diyenlere diyoruz ki, senin dedenin çakma olduğunu biliyoruz. Ama Çanakkale şahitliğinde ne kadar Gazze'li şehidin yatağını bilmeyecek kadar cahilsin?
4- Filistin Arapların toprağı değil, ümmetin ortak namusudur ve Müslümnaların ilk kiblesi Aksa o kutsal yerlerdedir. Onun için sizin giblerin kalın kafaları bu hakikati kavrayacak kıvamda değil?
5- İsrailde çocuklar ölüyor diyenlere, evet beli ki sizin gönlünüz Müslümanlardan yana değildir diyoruz? Çünkü, sizde kriptosunuz muhakkak!
6- Kimsenin dedesi toprağını falan da satmadı. Sizin aşık olduğunuz bu katil Yahudilerin dedeleri, Filistine mülteci olarak gelip sığınmışlardı. Ama el altında ihanete baş vurdular. Biraz tarihi bilginiz olsaydı bunu demezdiniz belki! Fakat dna'nız bozulmuş. İsrail formatının size atıldığı kesin.
7- Dua ediyorsunuz ama karşılığı yok, bak İsrail durmadan Filistinlileri öldürüyor diyenlere de diyoruz ki; Dua imanı bir eylemdir... Dua Müminin silahıdır. Dua, kulun sadece Allahın kurtarıcı olduğuna inanma eylemidir. Dua, kulun çaresizliğini Rabbine sunmasıdır. Tabi, sizin gibilerin dünyasında maddeden başka; hiçbir şeyin pek değeri olmadığı için bunu bilemezsiniz!
Ama şunu kesin olarak bilin ki, gün gelecek İsrail ve ona alkış tutan kim varsa; nasıl bir inkılapla devrileceklerini göreceklerdir! Kesin göreceklerdir. Hayırlı olan o nesille Rabbimizin bizi de buruşturup şehâdetle şereflendirmesi niyazımızdır!
Kalın sağlıcakla efendim.
30 Ekim 2023