Bir yanda kuzeyimizde süren Rusya Ukrayna savaşı, diğer yanda kanayan yara Filistinin uğradığı facia. Bir yanda iç siyasette yaklaşan yerel seçimler, diğer yanda ekonomik sıkıntılar.
Gündem genel olarak maalesef iç karartıcı.
Tüm bu yoğun gündemin en başına çıkanı Filistin konusu oldu.
Hamasa karşı olduğu söylenen fakat Gazze halkına uygulanan orantısız güç sonucu binlerce masum şehit oldu, onbinlercesi yaralandı, yüzbinlercesi evsiz kaldı.
2 hafta önce Hamas tarafından İsraile, İsrail hükümetinin rüyasında görse inanmayacağı bir saldırı gerçekleşti.
Hamas militanları birkaç paramotor eşliğinde roket saldırısı gerçekleştirdi. Kısmen israil duvarını aşıp sivillere ateş açtı ve bazılarını da rehin aldı.
Ne ilginçtir ki, bu plan ve eylem ne istihbarata yakalandı ne de demir kubbe sistemine!!!
— Ardından İsrail hükümeti derhal savaş kabinesi kurdu ve tüm muhalif partilerle yek vücut oldu.
— Abd ve İngiltere derhal savaş gemilerini bölgeye yönlendirdi ve İsrailin büyük bir zulme uğradığı beyanlarıyla Gazzeye saldırılarına tam destek verdiklerini açıkladılar.
Hamasın o günkü açıklamalarında ise çok fazla gücü olduğunu, artık hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağını binlerce roketle karşı koyacağı yer aldı. Bu açıklamadan bu yana binlerce Gazzeli şehit edildi. Fakat demir kubbe engeline takılan cılız roket atışlarından başka bir varlık gösterdiğini görmedik.
***
Olan, masum halka oldu.
Durum vahim.
Zira emperyal güçleri arkasına alan siyonist yönetim, kara harekatına hazırlanıyor.
Hazırlık sürecini de boş geçirmeme adına hastane, meskun mahal, ibadethane demeden yerle yeksan ediyor.
***
Her akıl sahibi şimdi şu soruları soruyor;
1- Bu süreç kime yarıyor?
2- İstihbarat örgütünün haberdar olmaması doğal mı?
3- İlk saldırıda ve taaruzda demir kubbenin etkin olmaması normal mi?
4- Filistin hükümet başkanı neden etkisiz ve sessiz?
Diğerlerinden ziyade ilk sorunun cevabı net olarak ortada.
Bu süreç, ne Filistinlilere ne de İsraillilere yarıyor.
Sadece, halkının desteğini iyice yitirmiş olan, tabiri caizse bir ayağı çukurda olan Netenyahuya ve hükümetine yarıyor. Hamasın ilk saldırısıyla derhal halkını konsolide etti, tüm muhalefet partilerini etrafına topladı, küresel güçleri emrine aldı ve daha niceleri…
***
Sonuç olarak Gazze yakılıyor, yıkılıyor, oluk oluk kan akıyor.
—Arap ülkeleri büyük bir vurdumduymazlık içerisinde. Hala petrol ve gaz akışını bile kesen yok. Kesmek bir yana, göstermelik olsa da akışı yavaşlatan bile yok.
—Biz de, millet ve devlet olarak yanıp tutuşuyoruz fakat duadan ve insani yardımdan başka çaremiz de gözükmüyor. İçimizdeki tepkiyi haykırıyoruz fakat şehirlerimizde galeyana gelip provokatörlerin ekmeğine yağ sürmemeliyiz.
Polisimize, jandarmamıza güçlük çıkarmamalıyız.
Devlet olarak da itidalli tutumu sürdürmeliyiz.
***
Özetle,
Duygumuzu yitirmeden, mantık çerçevesinde hareket etmeliyiz. Yaşananların sebep sonuç ilişkisini kurmalıyız. Neyin kime yaradığına bakmalı, ona göre karar vermeliyiz.
İyi okumalar…