FİLİSTİN- İSRAİL SAVAŞININ BİTMESİNDEKİ TEK ŞART

Son günlerde artan tansiyon ile Ortadoğu’nun göbeğinde kanlı görüntülere şahit olduk.

Evet, taraflar birbirlerine acımasızca karşılık veriyordu, ancak ortada ölen kişiler masum olan kadınlar, yaşlılar ve çocuklardı.

Peki, bu savaşın sebebi neydi? 

Neden yıllardır süre gelen bu savaş devam ediyor?

İsrail, 1917 yılında Balfour deklarasyonuyla İngilizlerin desteğiyle Ortadoğu’da toprak sahibi olan bir Yahudi milletidir. Ancak bir problem mevcuttu. 

Ortadoğu’nun ortasında Arapların kalbinin olduğu yerde yani Kudüs’ te üç büyük dinin ortak mabedi olan Mescidi Aksanın dibinde İsrail’ in devlet kurmasının arkasında saklı olan şey neydi?

Oysa Nazilerden kaçtıklarını söyleyerek buraya yerleştiler. Ama tarihteki en ezeli düşmanlarından olan Arapların göbeğine düşmesinin arkasında başka bir şey olmalıydı. Neydi o Şey?

Arz- ı me-vud

Arz- ı me- vud, vaat edilmiş topraklar demektir. 

Arama motorundan araştırıp ülkemizin güneydoğusunu da kapsayan bir harita ile karşılaşacaksınız.

Çoğu kişi buna komplo teorisi filan diyebilir ancak bu komplo teorisinden çıkmış vaziyettedir.

Neden mi? İsrail 1947 yılında Ortadoğu’ ya geldiğinde bugün Filistin devletinin topraklarının miktarı kadar toprağı vardı. Ancak 2023 yılında Filistin devleti zamanın İsrail topraklarına eşit şekilde.

Çoğu kişi Filistin bunu hak etmiştir, satmayaydı topraklarını diye söyleyebilir. Evet, satmayabilirlerdi ama arkalarında Abd, İngiltere gibi paranın babaları yoktu. 

Toprak ve özel mülkiyet vergisi o zamanlarda ellerindeki arazinin 3 katından fazlaydı. Ve artık geçim zorlaşmıştı. Anlayacağınız Filistinliler toprağını satmadı. Satmaya zorlandı. Ve yavaş yavaş işgal başlamıştı. 

İsrail, Filistin’ in topraklarını her geçen gün daha fazla işgal ediyordu. Ve bunu yaparken de hiçbir kural tanımıyordu.

Bugün merak ettiğim bir durum var. İsrail, yıllarca Filistinli bebekleri katletti. 

Hümanistiz diyen kişiler sesini çıkarmadı da bugün Filistin tarafından atılan bombalarla vefat eden İsrail vatandaşlarına karşı hümanizm bayraklarını çekmiş vaziyette olmaları hümanizmin göreceli olduğunu kanıtladı.

Savaşta ölen hiçbir masumun suçu yoktur. Bu yüzden savaşa her daim hayır. Din, dil, ırk, millet ne olursa olsun ölen çocuklar, kadınlar ve yaşlılar bunun bedelini ödememelidir. 

 

Bir hocamın çok güzel bir sözü vardı: “Savaşı bürokratlar başlatır, ölen ise halkın çocukları, kadınları, gençleri ve yaşlılarıdır.”

Ortadoğu’ ya Osmanlı devletinden sonra huzur, sükûnet uğramadı. 

Umarım tez zamanda o sükûnet gelir. Ve mescidi aksa özgür bir şekilde ibadet etmek isteyen herkese Osmanlıdaki gibi hoşgörü ile şartlar sağlanır.

Filistin- İsrail savaşının bitmesindeki tek şart, İsrail’ in Filistin’den işgal ettiği yerleri geri vermesi ve Mescidi aksaya karşı zalimliğini bitirmesi ile olacaktır.

Savaşın hiçbiri haklı olamaz ancak işgal mevcut ise savaş kaçınılmazdır.

 

Cumhurbaşkanımızın dediği gibi “Adil bir barışın kaybedeni olmaz.”

 

Kolombiya devlet başkanının da dediği gibi “İsrailli çocukların huzurlu uyumasını tek kuralı, Filistinli çocuklarında huzurlu uyumasıdır.”

Kudüs sadece Filistin meselesi değildir. 

Kudüs, bütün insanlığın meselesidir. Umarım iki tarafta tez zamanda haklı bir sulh yolu ile savaşı durdururlar. Çünkü savaşın kazananı olmaz.

 

Yazımızı Mescidi Aksa’ ya ithafen yazdığım bir şiir ile bitirmek istiyorum.

 

EY AKSA

Ne heybetin var senin Ey Aksa,

Görenler aşık olur

Zalim yaptığına vicdan ile baksa

Belki biraz insan olur.

 

Sen Filistin değilsin Aksa

Ümmetin yönüsün

Kalleş, Filistinlilere hançer çaksa

O zaman ümmetin yıldızları görülsün.

 

Bırakalım ebabilleri ey Aksa

Gelirlerse bizi taşlar

Gavurda mühimmat çoksa

Bizde iman patlar.

 

Ey Aksa sen özgürsün

Seni tutsak edemezler

Sana vurulan prangalar kırılsın

İçimdeki yangını söndüremezler.

 

Bir gün zafer bayrağı dalgalanacak

Senin kubben parlasın

Zalimler elbet ağlayacak

O zaman Ümmet nedir anlasın