YASAKLANMIŞ AMA DENETİMİ OLMAYAN KURALLAR

Yaşamın pahalıya mal olduğu bu coğrafyada,

En ucuz şey İnsan Hayatı…

Irak’taki düğün faciasında yüzlerce kişi öldü. Haberi okurken dikkatimi bir cümle çekti: 

“Düğün salonunun tavanı yapılırken, Irak’ta yasaklanmış ama denetimi yapılmayan zehirli kimyasallardan oluşan, benzinle eşdeğer yanıcılığa sahip maddeler kullanılmış” …

 

Coğrafyamızın insan kumaşından olsa gerek, kurduğu devletlerin hiçbiri, maalesef tam olarak evrimini tamamlayamamış durumda. İnsan (memuru dahil) ve devleti arasında büyük kopukluk var. Benim devletim denip bir türlü benimsenememiş.

 

Herkesin eşit haklara sahip olduğu ortamı sevmeyen, zorbalığın kurallarına göre yaşamaya alışkın, devleti de kendi dünyasına göre şekillenmeye zorlayan feodal yapılardan müteşekkil devletçikler.

 

Biz de ileri gideceğimize, günbegün bu kafa yapısının parlatıldığı bir dünyaya doğru hızla ilerliyoruz.

 

Kağıt üzerinde her şeyimiz tamam.

Bir yerlerden paket aldığımız kanun ve kurallarla hukuk sistemini tanzim etmişiz. Devlet olduk demişiz.

Mevzuat da eksik bulamazsınız.

Her görülen sıkıntıda hemen oturup sorunu ortadan kaldıracak yönetmelik genelge yazmaya üstümüze yoktur.

Ama uygulayıp denetleyeni hiç düşünmeyiz.

Yasaklanmış ama denetimi olmayan kurallar… 

Sayalım biraz.

Depremde en büyük acısını çektik.

Yapılarımız. İnşaatlarımız.

 

Şantiye şefi koymuşuz, olmamış fenni mesul tayin etmişiz, olmamış belediyelere denetle demişiz, olmamış, yapı denetim firmalarını kurmuşuz. O da olmamış, yapı denetimleri denetlemesi içinde Çevre şehirciliğe görev vermişiz. Denetleyen denetleyene…

Bürokrasi, klasörlerce kağıt israfı…

Sonuç? 

Depremde görüldü…

 

Müteahhit “ buna ne gerek var” diyen işçiye “denetim istiyor mecbur” der. Sonra yapı denetime “ bunu idare etsen” der, yapı denetim “Belediye istiyor” der, belediye “Çevre şehircilik istiyor” der. Uzar gider…

 

Kimse “bunu yapmak insanlar için faydalı, onun için yapıyoruz” demez…

 

Adı kulağına değmiş her aile, mutlaka bir çocuğunun avukat olmasını ister. Sebep? Yasağa, kurala uymadığında kendisini kurtarsın, karakoldan alsın diye…

Kağıt üstünde;

Tarım alanlarına çivi çakmak yasak. Denetim olmadığı için serbest…

Yolun ortasına park etmek yasak, denetim olmadığı için serbest…

Din adamı alınırken dahil, resmî kurumlara girişte adam kayırma, torpil yasak, denetimsizlikten dolayı serbest…

Rüşvet yasak, denetimsizlikten dolayı serbest…

Belediyenin, resmi kurumun yüzünü görmeden maaş almak yasak, denetimsizlikten dolayı serbest.

Saat 10’da gelip saat 3’te mesaiyi terk etmek yasak, denetimsizlikten dolayı serbest…

Belediyelerde kaçak yapılaşma yasak, teberru(bağış) verirsen serbest…

Sokağı kaldırımı seyyar satıcılarla tezgahlarla işgal yasak, amirim görmesin, şikâyet olmasın ne yaparsan yap diyen zabıta sayesinde serbest…

Eyyübiye’den Akçakale’ye kadar kaçak fabrikalarla tarım alanlarına kâğıt üstünde yapı yapmak yasak, denetimsizlikten ve teberrudan dolayı serbest.

Yıllar önce zamanın valisince yasak olan tarım arazisine yapıldığı için yıktırılmaya çalışılan sanayi sitesini, yıllar sonra “hayırlı olsun” pankartlarıyla yeni hizmet yapmış gibi pazarlamak serbest.

Gecekondu mahallesindeki 250 m²’lik arsalar üzerine 2 kattan fazla yapı yapmak yasak, teberruyu verince 7 kata kadar serbest…

İnsanlar nefes alsın, boğulmasın diye bırakılmış yeşil alanlara yüzde 5 sınırı dışında yapı yapmak yasak, denetimsizlikten dolayı, camiler, taziye evleri, muhtarlık binaları yaparak köküne kibrit suyu dökmek serbest…

Köşe başlarında, sokak aralarında, parklarda gruplaşan, insanları rahatsız eden çetevari yapılaşmalar yasak, denetim olmadığı için serbest…

İnsanlara ne öğrettikleri, neler aşıladıkları belli olmayan, akıl, irade, kitap, kaynak karşıtı dinden bihaber kişilerin kendini şeyh ilan edip, mahalle aralarında mantar biter gibi tekkeler açıp etraflarına insan toplamaları yasak, denetim olmayınca serbest…

Haksızlık, hırsızlık, tefecilik, zulüm yasak, denetim olmayınca serbest…

Askerliğinde “Her şey yasak, her şey serbest” diyen bir milletiz.

Sivil hayatta mı uyacağız?

Okulda, sokakta ona buna küfür edip, çevreye zarar veren çocuğa ses çıkarmayan, “bugün şöyle şöyle yapmış” diye dert yanar gibi yapıp içten içe keyif alıp gururlanan ana-babalar.

Kurala uyanları zavallı-beceriksiz gören bir toplumun mensuplarıyız.

Yasağı çiğnemek bizde övünç meselesi.