Sosyal bir varlık olan insan, hem iyiliğe hem de kötülüğe meyilli olarak yaratılmıştır... Şeytanın kendisiyle uğraşması, nefsi emarenin durmadan kendisini kötülük ve fesada teşvik etmesi; çoğu, zaman onun/insanın felaketiyle son bulma tehlikesi vardır.
Ama iman ettikten sonra, imanlarına şüphe karıştırmayanlar, her türlü sıkıntı ve engellemelere rağmen; istikmaetlerini bozmayanlar müstesnâdırlar! Her gün beş vakit namazda, "bizi dosdoğru yola ilet" niyaz ve tazarru ile söylediklerini eylemlerine yansıtan her Müslüman, istikamet üzere olan insan modelidir! İnsanın yaptığı her yakarış ve niyazı, Rabbi katında elbetteki karşılıksız kalmayacaktır!
Allah azze ve celle'nin Kerim kitabımız Kur'an'i kerimde, bize; Müslüman olarak ölmemizi emir buyururken, bir yönüyle de dosdoğru ve istikamet üzere yaşamamızı hatırlatmaktadır!
Diğer ismiyle Sırat-ı Müstakim olan dosdoğru yol, Sırat ve müstakim kelimelerinin birleşmesiyle “apaçık ve dosdoğru yol” manası ortaya çıkmaktadır. Kur'an-ı Kerim'de kullanım bakımından da yanlış ve aşırılıklardan uzak, dengeli ve orta yol anlamına gelmektedir ki, bu her türlü ifrat ve tefritten uzak orta/vüsta yol manasına gelmektedir... Peygamber Efendimizin (s.a.v), Rabbimiz az da olsa amellerin devamlı olanını sever bulunması; bize orta ve dengeli bir şekilde yaşamımızı hatırlatmaktadır!
Nitekim söz konusu devamlılığı tavsiye eden hadisi şerif şöyledir:
İbadetin, devamlı olması gerektiğini Peygamberimiz (a.s.) şöyle buyurur: “Allah katında amellerin en sevimlisi az da olsa devamlı olanıdır.” (Buhari, İman, 32).
Ayrıca, kulluk bilincine sahip olan her Müslüman;
Kur'an-ı Kerim'de namaz, oruç, zekât ve cihad gibi ibadetlerin; kesintisiz olarak devam edilmesinin Azad kabul etmez vazifesi olduğunu unutmaz/unutamaz!
Ayeti kerîmede buyurulduğu gibi: İşte bu benim dosdoğru yolumdur. Ona uyun. Onun dışındaki yollara uymayın. Yoksa sizi (Allah’ın dosdoğru olan) yolundan saptırırlar. Korkup sakınasınız diye bunu size emretti. (6/En'âm 153)
İbni Mesud (ra) anlatıyor: “Bir gün Allah Resûlü (sav) eliyle bir çizgi çizdi sonra dedi ki: ‘Bu Allah’ın (cc) istikamet üzere olan yoludur.’ Sonra o çizginin sağına ve soluna bazı çizgiler çizdi. Sonra dedi ki: ‘Bunlar, her birinin başında o yola davet eden birer şeytanın bulunduğu yollardır.’ Sonra Allah Resûlü (sav) bu ayeti okudu.” (Darimi, 202; Ahmed, 4437)
Kur’ân ve sahih Sünnet, hak yolun bir tane olduğunu, onun da vahiyle açıklandığını (2/Bakara, 38), bunun dışında kalan tüm yolların sapıklık olduğunu (10/Yûnus, 32), farklı yollara sapanların hakikatte hevalarına uyduğunu açıklamıştır (45/Câsiye, 18).
Yaşadığımız modern çağda, toplumların Özellilekle de halkı Müslüman olan coğrafyalarda yaşayan insanların; islâm inancıyla birlikte bir sürü izm ve ideolojik düşünceyi savundukları görülmektedir. İşte bu tür inanış şekilleri, hadisi şerifte izahı yapılan, dosdoğru yolun dışında kalan ve her birinin başında dalalet davet eden birer şeytanın bulunduğu yollardır...
Allaha ve âhiret gününe iman ettiğini söyleyen herkesin, Kur'an ve sünnetin tarifine göre inanmak zorundadır. Aksi halde inancına, tehlikeli şeyleri karıştırmış olur ki; bu sahibini gerektiği yere götürür! Evet, dosdoğru yol demek; Müslümanca yaşayıp Müslümanca ölmek demektir. Sağa sola yalpalanmadan hak yolda yürümek demektir. İdeolojik fikirleri inançlarına katanların, Tevhîd inancından uzaklaştıklarını bilmeliler!
Son olarak dosdoğru yolu, Rabbimiz şöyle beyan buyurmaktadır: "Ey iman edenler! Allah’tan hakkıyla korkup sakının! Yalnızca Müslimler/şirki terk ederek tevhidle Allah’a yönelen kullar olarak can verin. (3/Âl-i İmran, 102)
Selamette ve dosdoğru yolda kalın!
07 Eylül 2023.