LA/HAYIR
Bu yazıda, sosyal medyada bir soruya verdiğim cevapla başlamak istiyorum.
Çok yeterli olmadığım halde cevap vermemenin nezaketsizlik olacağını düşünerek kendimce ana çizgiler çizmeye çalıştım. Yeterli olmamanın gereği ise kesin hüküm koymamak, kendi yaklaşımını belirtmek ve 'bu, kesin böyledir' dememek.
Soru şu şekildeydi:
“"Aziz İslam " dediğini gerçek İslam olsa gerek..
Sahi, gerçek İslam nedir.?
Gerçek İslam hangisidir..?
Yanlış anlam kardeşim..
Gerçekten öğrenmek istiyorum..”
Naçizane cevap:
Samimiyetinize inanıyorum. Bu soru için gerçekten de teşekkür ederim. Bu anlatacaklarım kesin doğrular ve akademik gerçekler olmayabilir, yanılgı insana aittir. Dinin ne olduğunu kendimce, kendi yaklaşımıma göre anlatacağım. Zira ne akademik bir kimliğim ne de klasik medrese alimliğim var. Bu da biline. Yani kendi yaklaşımım budur diyorum ve elbette herkesin yaklaşımı farklılıklar gösterebilir.
Bu soru hem gerekli ve hepimizin her daim sorması/sorgulaması gereken hem de bilmemiz gereken bir mahiyeti var. Ancak sorunun bu şekilde sorulması gereğine önce değinmek isterim.
Burada şunu hatırlatmak isterim. Mesela filan kişinin anlattığı gerçek dindir diye bir ifade kullanmış olalım. Bu ifade, peygamberler dışındaki herkes için yanlıştır. Geriye yaklaşım kalıyor. Bütüncül bir bakış kalıyor.
Bir dinin temel özellikleri, ana direkleri vardır. Gerçek İslam insan fıtratına ve adalet ve vicdan eksenine oturandır.
İmanı ve ahlakı önceler. Adalet/hukuk İslam ahlakının temelidir.
Adalet, dengedir. Her şeyin olması gereken yerde olmasıdır.
İyiyi inşa etme görevi bireysel ve toplumsal bir sorumluluktur. İyinin ne olduğunu Allah söyler/belirler. Vahiy eksenli bir insan ve tolum inşa eder.
Kulluk esastır ve Allah' tan başka hiçbir otoriteye kulluk yapılamaz.
Kimliğine bakılmaksızın, zalimlere karşı ve mazlumlardan yanadır.
İnsan ve doğanın bozulmasına karşıdır. İsrafa ve haksızlığa karşıdır.
Mülk Allah' ındır. Herkese ait olana, herkesin ulaşmasını zorlaştıran tüm engellere/Kapitalizme/liberal sistemlere karşıdır.
İslam, kul ile Allah arasında bir alana hapsedilemez, bir etniğe veya ulus devlete sığmaz, sınır tanımaz, evrensel sorumluk yükler ve evrensel ölçekte müdahale/düzenleme yetkinliği içerir.
Her türlü sömürü, manipülasyon, yalan/yanıltma, istismar, dayatma, saldırı, yağma ve şiddete, fırsat eşitsizliğine, hukuksuzluğa, zorbalığa, tekelleşmeye, ahlaksızlığa/hayasızlığa, sapkınlığa karşıdır.
Toplum içinde, yaşam tarzı adı altında hayasızlığı bir özgürlük alanı olarak tanımaz.
Zalime, sömürüye ve her türlü kötülüğe karşı çıkmayı bireysel/toplumsal/sistemsel ölçeklerde farz kılmıştır.
Küresel ve toplumsal ölçekte düzeni bozucu, toplumu terör ve kaosa götürücü, karışıklık çıkarıcı, kışkırtıcı, aşağılayıcı her türlü eyleme ve program ve uygulamaya karşı çıkmayı farz kılmıştır.
Irkçılığa karşıdır.
Ekonomik sömürüye karşıdır.
Gereğinden fazla üretmeye ve tüketmeye, modern anlamda/Allahtan/dinden kopuk bireyselleşmeye karşıdır.
Toplum olmayı, birlikteliği, birlikte hareket etmeyi esas alır.
Tolumunun merkezi camidir.
Bitiremeyeceğim galiba. Umarım yardımcı olabilmişimdir.
*
Aslında İslam mezhepçi değil, İslam kültür değil… diye daha da devam edebilirdi. Oysa asıl önemli olan, Kuran’ı, peygamberi ve o dönemi bütüncül ve mesaj içerikli bir bağlamla tahlil etmektir.
İslam, ılımlı değil. Ilımlı kavramı olumlu bir imaj bırakır zihinde. Hele ki ustaca kullanıldığında. Ama İslam’ın önüne getirildiğinde bu sevimliliğini kaybeder ve İslam diye bir şey ortada bırakmaz. Zira Ilımlı İslam diye adlandırma yapan projenin sahipleri, bu kavramın Allah’ tan başka ilahlara LA/HAYIR dememe temeli üzerine bina edildiğini net şekilde belirtmezler. Ne yaparlar? Aşırı dedikleri ve İslam’ın tasvip etmediği kimi hareketleri/şiddeti filan kötüleyerek; uzlaşmayı, işgali demokrasi olarak kabul etmeyi ve modern/pozitivist paradigmayı kabul edip onun kanatları altında, uyumlu ve dini kişisel alanla sınırlı kılacak bir statükoyu onun yerine ılımlı diye koyarlar.
*
Biraz da İslam, kültür değildir ifadesi üzerinde duralım. Türkiye’ de de örnekleri görülebileceği üzere tüm seküler veya laik yönetimlerin olduğu toplumlarda İslam, en fazla bir kültür olarak yer bulabilir. Ötesine izin verilmez.
Ekonomide, mecliste, hukukta, eğitimde, güvenlikte ve toplumun diğer tüm alanlarında/kamusal alanda İslam'ın hükmü yani Allah' ın ilahlığı/otoritesi geçersizdir, temel alınmaz. Tüm bu alanlar Allah' a/İslam'a/Müslümanlara kapalıdır.
İslam’ın bir kültür veya ılımlı veya başka formlarda tutulma çabalarının tamamı, onun, sahaya çıkmasını engellemeye yönelik politikalardır. Eğer kişisel/ılımlı/kültür formatında bir İslami anlayışta iseniz; en üst düzeyde size değer verilir, büyük camiler yaptırılır, kandiller/geceler/ihtişamlı ritüel gösteriler desteklenir, el üstünde tutulursunuz ve bu tavır, size; ‘bakın biz İslam’a ve Müslümanlara karşı değiliz, onlara değer veriyor, onları seviyor ve barış içinde birlikte yaşayabiliyoruz’ şeklinde pazarlıyorlar.
Bu tutum, İslam’ın her sahada olması gerektiği bilincinde olan ve diğer ilahlara LA/HAYIR diyenler olduğu müddetçe devam edecektir ve bu yolla bu kesimden, Ilımlı tarafa transfer hedeflenecek ve dünya kamuoyuna ılımlı olan olumlu olarak yansıtılarak, kendi toplumlarının ne derece medeni ve uzlaşmacı olduğu fikri işlenerek, İslam, alt kültürde tutulmaya çalışılacaktır.
Bu bağlamda en uç örnek ABD’ dir. İşte size son örnek:
“İslam’ı bir ‘kültür’ olarak niteleyen New York Belediye Başkanı Adams, bundan böyle cuma ezanının ve ramazanda akşam ezanının makul bir seviyede dışarıya verilmesine izin verdiklerini duyurdu. Toplantıda basının önünde bir de ezan okutuldu. Başkan Adams, geçen hafta 3 gün süren bir İsrail ziyareti yapmış, üst düzeyde görüşmeler gerçekleştirmişti.”/New York Belediye Başkanı bir ‘kültür’ olarak ezana sahip çıktı!/ İktibasdergisi.com
Sonuç olarak; İslam nedir sorusunda en önemli yaklaşımlardan birinin ise İslam ne değildir olduğunu düşünüyorum. Buna dayanak olarak ise LA duruşunu öne sürüyorum. İslam, Allah’ tan başka ilahlara, daha ilk adımda LA/HAYIR diyor. Öyle ise İslam, İlah olarak sadece Allah’ ı kabul eden ama öncesinde Allah’ tan başka tüm ilahları reddedendir.
Ilımlı İslam veya İslam, kültürdür denildiğinde; İslam’ ın ortada kalmamasının nedeni de zaten Allah’ tan başka ilahların işe karışmış olması ve artık mezkur şeyin İslam, onu kabullenenin de müslüman yani İslam’ ı kabul eden olmaktan çıktığı gibi bir durumun oluşmasıdır.
Rabbim, Allah'tan/onun hükümlerinden/İslam'dan/Allah'ın sisteminden başka ilahları/otoriteleri/sistemleri/hükümleri/kanunları reddeden gerçek müvahhidlerden kılsın ve ölünceye kadar ayaklarımızı bu iman üzre sabit kılsın.