DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR!

Yaşadığımız toplumun insanları olarak, son yüz yıldan bu yana; dini bilgi ve hassasiyetlerimizin kahır ekseriyeti, anadan babadan gördüklerimizle sınırlı hale geldi ne yazık ki! Adam veya hanım, gözlerini Müslüman olan bir toplumda dünyaya açarken; ebeveynlerinin çoğunun dinden ya haberlerinin olduğunu ya da olmadığı gerçeğiyle tanışmışlardır! Ondan dolayı, onlardan görüp duydukları her şeyi, dindenmiş gibi kabul ederek büyümüşler, ya da büyüyorlar.

 

Efendim gelelim, hayatımızın gerçeği olan ölüm hadisesine. Malum, her hangi bir Müslüman vefat ettikten sonra; geride kalanların bir kısım ritüeller/veya yemekli mevlit merasimleri vb. şeyler düzenlemektedirler. Bunu şunun için yapıyorlar: ölünün kırkı, elli ikisi, yıllık yemeği vs. İslâm inancında yeri olmayan bu gibi işleri tertipleyenler, büyük ve önemli dini bir vecibeyi (!) yerine getirdiklerini sanıyorlar ki; kökten yanlıştır, vebaldir, günahtır,  caiz değildir... Ölen bir insan için, dua ve istiğfar edilir, fakir fukaraya infak yapılır! Özelikle, Salih evlat, sadaka-i cariye veya ilmi eser geride bırakıp vefat edenlerin âmel defterleri; zaten kapanmaz. Çünkü Salih olan evlat, daima anne ve babasına dua eder. Sadaka-i cariyesin'den ve bırkatığı ilmi eserlerinden insanlar faydalandıkça; ona sevap ve mükâfat yazılır ki, bu hakikat sahih hadis ile sabittir!

 

Bilelim ki, ölünün kırk günlük, elli iki günlük, senelik yemeği diye bir uygulamanın dinimizde yeri yoktur! Bu gibi uygulamalar yapılırken de; yemeğe muhtaç olmayanların davet edilip fakirlerin ihmal edildiği yemekler hem şerli yemeklerdir hem de başlı başına bir vebaldir. Zenginlerin davet edilip fakirlerin davet edilmediği yemekler ne şerli yemeklerdir. Hatta bununla ilgli birçok hadisi şerif bile vardır! Evet, birde düğün ve çocukların sünnet merasimleri için tertiplenen yemekler vardır.

Aslında, her ikisi de Efendimizin sünneti iken; bir kısım insanlar, işin dozunu o kadar fazla kaçırıyorlar ki, akıllara ziyan. Gereksiz onca israflar, çeşidi bol sofralar ve çoğunlukla davet edilen siyasi, zengin, kariyer ve makam sahibi çevrelerin bir araya getirildiği davetler; kibir, ucub, riya, gösteriş olduğundan dolayı, Allah rızasından uzak olan merasimlerdir... Toplumumuz öyle bir hale gelmiş ki, İslâma aykırı yapmış olduğu onca yanlış işi; dindenmiş gibi yapıyorlar. Birde olur olmaz, cenaze, düğün ve sünnet merasimlerinde icra edilen mevlid programları vardır ki, artık onu yapmayan/yapamayan ise, tabir caize toplumdan aforoz edilmektedirler... Yapmayan/yapamayan, hayırsız evlat, cimri baba vs. İle yaftalanmaktadırlar. Hasılı kelam, işimiz zor.

 

İnsanların toplu derli oldukları yerlerde, beş dakika ayet ve hadis anlatıldığında; insanlardan bir kısmının uyukladıkları, bir kısmının kendi aralarında fısıldadıkları, bir kısmının da homurdadıkları hemen görülmektedir... Ama aynı insanlara, bid'at, hurafe, asılsız ve uyduruk hikayeler anlatılsa; inanın saatlerce dinlerler. Bu nasıl dindarlık anlayışıdır ki, insanlar; dinde aslı olmayan şeylerlerle adeta morfinlenmiş hale getirilmişlerdir!...

Efendim, toplumda doğru bilinen yüzlerce yanlış uygulama daha var ki, biz sadece bir kaç tanesine değinmeye çalıştık!

Kalın sağlıcakla efendim. 

28.08.2023 Pazartesi.